18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 106'ncı yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında Erbaş, bugünün aziz milletin yedi düvel karşısında ortaya koyduğu inancın, azmin, dirayetin ve direnişin şanlı bir zaferle taçlandığı gün olduğunu vurguladı.
Çanakkale'de tarihin en büyük mücadelelerinden birinin yaşandığına dikkat çeken Erbaş, kahraman ecdadın emperyalist güçlerin İslam'ın son kalesi Anadolu'yu işgal ve bir medeniyeti topyekûn imha girişimleri karşısında asil bir direniş sergilediğini anımsattı.
Erbaş, şunları kaydetti:
"Gücünü imanından alan ecdadımızın vatan ve mukaddesat uğruna verdiği eşsiz mücadeleyle tarihe altın harflerle yazdığı Çanakkale Destanı’nın 106. yıldönümündeyiz. Bugün, bu topraklarda varoluş mücadelesi veren aziz milletimizin yedi düvel karşısında ortaya koyduğu inancın, azmin, dirayetin ve direnişin şanlı bir zaferle taçlandığı gündür.
Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birinin yaşandığı yerdir. Kahraman ecdadımız, emperyalist güçlerin İslam’ın son kalesi Anadolu’yu işgal ve bir medeniyeti topyekûn imha girişimleri karşısında asil bir direniş sergilemiştir. Dünyanın yenilmez addedilen ordularına ve donanmalarına karşı şehadet arzusuyla göğsünü siper eden şanlı yiğitler, düşmanın şöhretini yer ile yeksan etmiştir.
Çanakkale ırkları, renkleri, dilleri, coğrafyaları farklı ama inançları, gayeleri, yürekleri bir olan Müslümanların yekvücut olduğu yerdir. Hicaz’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Kafkaslara kadar kalpleri Allah aşkı ve ümmet şuuruyla çarpan Müminler, adeta bir duvarın tuğlaları gibi birbirlerine kenetlenerek düşmana karşı omuz omuza mücadele etmişlerdir. Bir vücudun azaları gibi yan yana şehadet şerbeti içen o kutlu erler, canları pahasına Çanakkale’yi düşmana geçilmez kılmışlardır.
Bilmeliyiz ki, Çanakkale’de Allah için toprağa düşen o büyük kahramanlar, ezanlarımız susmasın, bayrağımız inmesin, harim-i ismetimize namahrem eller değmesin diye can verdiler. Üzerinde huzur ve güvenle yaşadığımız bu toprakları kanlarıyla, canlarıyla savunarak bizlere vatan yaptılar.
Şimdi bizlere düşen, Çanakkale ruhunu yüreklerimizde ve nesillerimizin bilincinde diri tutmaktır. Milletçe kenetlenerek ecdadımızın canı pahasına bizlere emanet ettiği bu büyük mirası ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Şüheda kanıyla yoğrulmuş bu topraklardaki medeniyet varlığımızı bilimin, sanatın, irfanın ve hikmetin ışığında azim, sabır, güzel ahlak ve kararlılıkla istikbale taşımaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını şükran ve minnetle yâd ediyorum. Geçmişten bugüne dinimiz, vatanımız, milletimiz ve mukaddesatımız uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimize ve ahirete irtihal eden gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Ülkemizin güvenliği, milletimizin huzuru, insanlığın barış ve selameti için gayret gösteren kahraman güvenlik güçlerimize kudretiyle yardım etmesini, aziz milletimizi ilelebet payidar kılmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum." (İLKHA)