Yusuf Can – Haber Yorum
Gündem hızla değişip başka meseleler ele alınacakken GARA hadisesiyle birlikte Ankara’dan sesler yükselmeye başladı yeniden.MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında "HDP’yle hesaplaşmadan 'PKK’yı bitirdik, yok ettik, mahvettik.' diyemeyiz. Bu itibarla HDP’nin kapatılması elzemdir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inanıyorum ki gereğini yapacaktır." Diyerek savcıyı göreve çağırıyordu.
Hakeza, Cumhur İttifakı’nın küçük ortaklarından BBP lideri Mustafa Destici, Bahçeli’ye "HDP yüzde 100 kapatılmalıdır" şeklinde destek veriyordu.
Oysa Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı ve iktidarın asıl sahibi olan AK Parti parti kapatmalarına karşı olduğunu çeşitli vesilelerle açıklamış ve HDP’nin kapatılmasını değil ama ‘Hazine yardımından mahrum bırakılarak deyim yerindeyse kör-topal bırakılarak siyaset sahnesinde etkisizleştirilmesini daha uygun buluyordu.
Hangisi olursa olsun temelde Parti kapatmalara karşı olduğunu defaatle açıklayan HÜDA-PAR da bunun bir çözüm olamayacağını geçmiş tecrübelerden rahatlıkla çıkarılabileceğini belirtiyordu.
Bugün gelinen noktada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, HDP'nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açtığı ilan edildi.
Kapatma gerekçesi olarak;
"Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamak" gösterilmiş.
Buradan nasıl bir netice çıkar kestirmek güç.
Ancak bilinen bir şey var o da; AK Parti ile MHP arasında bir çatlağın meydana geldiği gereceğidir.
AK Parti, 8 yıl önce kendisi aleyhine de haksız yere bir kapatma davası açıldığını ve tabir-i amiyane ile ‘Kıl payı kurtulabildiğini’ anımsıyor.
Hakeza AK Parti’nin üzerine kurulduğu Milli Görüş’e ait kaç partinin( Faile- Saadet – Refah) kapatıldığını unutmuş değil.
Bununla birlikte HÜDA-PAR’ın dillendirdiği gibi kapatma hiçbir zaman çözüm olmamıştır.
Zaten alınan bilgilere göre, HDP alternatif/Stepne bir partiyi hazırda bekletmekte.
Hatta bu amaçla kurulan DBP’ye(Demokratik Bölgeler Partisi’ne) geçişlerin bir süre önce yapıldığı görülüyor.
Mesela Meclis’e HDP Diyarbakır Milletvekili olarak giren Salihe Aydeniz’in HDP’den istifa ederek DBP’nin eş genel başkanlığına getirilmesi olası bir kapatmaya karşı ön hazırlıktır.
Sonuçta ‘Parti kapatmalara karşı’ en deneyimli parti ünvanına sahip olan HDP’nin bunun altyapısını hazırlamadığı düşünülemez.
Bu gelişmelerden sonra asıl merak edilen;
AK Parti, herhangi bir partinin kapatılmasını istemezken MHP’nin ısrarı ve devlet bürokrasisinin bu yöndeki kararı ne anlama geliyor?
Bu konuda Erdoğan, kapatma işini Bahçeli üzerinden mi yapmaya çalışıyor yoksa bu işe sürükleniyor mu?
Danıştay’ın ‘Andımız’ kararına sert çıkış yapan Bahçeli, ikinci adımda andın geri getirilmesi için de girişimde bulunacak mı?