10 yıl önce Suriye'de başlayan olaylar, dış müdahalelerle birlikte büyük bir yıkıma, yüzbinlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın yerinden yurdundan olmasına sebep olan, yaraları çok zor sarılacak bir savaşa dönüştü.

İşgalci ABD ve diğer emperyalist devletlerin yerli işbirlikçileriyle müdahil olduğu iç savaşta, aralarında çocuk, kadın ve henüz daha dünyaya yeni gelen bebeklerin de bulunduğu yüz binlerce Suriyeli vefat etti, yaralandı ve milyonlarcası da mülteci konumuna düştü.

Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere sığınan Suriyeli mülteciler için hayat her geçen gün daha da zorlaşırken iç savaşın neden olduğu yıkım ve insanlık dramı devam ediyor.

Geçen zaman zarfında her yönüyle tarifsiz bir acının yaşandığı Suriye’de yaşananları Suriyeli Aktivist Azzam Khanji, İLKHA’ya değerlendirdi.

Milyonlarca Suriyeli mülteci gibi 2013 yılında ülkesini terk etmek zorunda kalan ve Türkiye’ye sığınan Suriyeli Aktivist Khanji de Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeliden sadece biri.

8 yıldır Gaziantep’te yaşayan Khanji, Suriyeli mülteci çocukların eğitimden geri kalmaması için 5 sene önce İslam Dünyası STK’ları Birliği bünyesinde Sınırsız Eğitim Derneği (MİDAD) ismini verdikleri bir dernek kurdu.

Suriyeli çocukların ve gençlerin eğitim hayatları ile yakından ilgilenen Khanji, çocukların ve gençlerin doğru bilgi birikimiyle ülkesine, tarihine ve kültürüne sahip çıkacak bir nitelikte yetişmesi için büyük bir çaba sarf ediyor.

Her yönüyle tarifsiz bir acının yaşandığı Suriye’de yaşananları İLKHA’ya değerlendiren Khanji, 10 yıldır iç savaşın devam ettiği Suriye'nin, uluslararası sömürgeci güçlerin savaş alanına dönüştüğüne dikkat çekti.

Tüm savaşlarda olduğu gibi Suriye savaşının da en büyük mağdurunun kadınlar ve çocuklar olduğunu vurgulayan Khanji, Suriye'deki iç savaşın neden olduğu yıkım ve insanlık dramının giderek kötüleştiğini belirtti.

Suriye'de 2011 yılından bu yana tüm dünyanın gözü önünde büyük bir dramın yaşandığını dile getiren Khanji, insanlığın Suriye’de sınıfta kaldığının altını çizdi.

2011 yılında Suriye'de başlayan çatışmaların 11’inci yılına girdiğini ve insanlık dramının üzerinden de 10 yıl geçtiğini anımsatan Khanji, özellikle de dış müdahalelerle büyük bir yıkımın yaşandığı Suriye’de halkın halen perişan durumda olduğunu ifade etti.

Khanji, 2011 yılının mart ayında Dera'da başlayan gösterilerin, kısa sürede Şam'a ve ardından ülkenin büyük bir kısmına yayıldığını hatırlattı.

“Yaklaşık bir milyon kişi katledildi”

Suriye’deki insanlık dramının halen devam ettiğine dikkat çeken Khanji, “Suriye halkının dışında hiç kimse Suriye halkının ne çektiğini bilmez. Suriye halkının dışında hiç kimse çocuklarıyla, yaşlısıyla, kadınıyla ve erkekleriyle Esed döneminde çektikleri zulüm ve vahşi baskıyı tasavvur edemez. Mart 2011 yılında saygınlık devrimi patlak verdiğinde de halk silahsız bir şekilde saygınlığını ve özgürlüğünü haklı bir şekilde talep etmeye başladılar. Beşar Esed ve zalim Baas rejimi özgürlük, saygınlık çığlıklarına ve haklarını aramalarına tahammül edemediler. Ardından en kötü, en baskıcı ve en zalim şekilde özgürlük devrimini bastırmak istediler. Devrimin üzerinden 10 yıl geçti. Bu tarih sahnesine çıktıktan sonra istisnai bir durum oldu. Yaklaşık bir milyon kişi katledildi. Şu an bizde bir milyon yetim bulunuyor. Milyonlarca kişi de ülkelerinin dışına çıkmak zorunda kaldılar. Komşu ülkelere Türkiye’ye, Lübnan’a, Ürdün’e, Irak’a, Mısır’a ve hata Avrupa’ya, Amerika’ya ve dünyanın bütün ülkelerine hicrete zorlandılar. Şu an dünyanın her ülkesinde Esed’in baskısından ve zulmünden kaçmış Suriyeli bulabilirsiniz.” dedi.

“Esed’in askeri botunun altında ezilmemek için bir daha Suriye’ye dönmeyeceğiz”

Suriye’deki iç savaştan kaçamayan milyonlarca kişinin de Esed’in zulmünden ve baskısından dolayı evlerinden çıktığını ve ülkenin sınır bölgelerindeki kamplara kaçmak zorunda kaldığını belirten Khanji, “Bu kamplarda bulunan çadır kamplarda kalıyorlar. Suriyelilere ‘Tekrar ülkenize dönmek ister misiniz?’ diye sorulduğunda, ‘Esed’in askeri botunun altında ezilmemek için bir daha Suriye’ye dönmeyeceğiz’ diyorlar. Suriyeliler her ne kadar çadır kamplarda zor durumlarda yaşasalar bile Suriye’de baskıcı zalim Esed’in ve rejiminin despotluğu altında ezilmesinden daha iyidir. Üzülerek söylüyorum ki Suriyeliler, dünyanın diğer ülkelerindeki halklar gibi özgürlüklerini ve demokratik halklarını talep edince çok büyük bedeller ödediler. Suriyelilerin her ailesinde illaki birileri hayatlarını kaybetmişlerdir. Kimisi sevdiğini, kimisi kocasını ve kimisi çocuklarını kaybettiler. Her yerde, her köyde ve çadır kamplarda çocuklar yetim, kadınlar dul kalmışlardır.  Çoğu insan yaralanmıştır.” diye konuştu.

“Milyonlarca Suriyeli çocuk eğitimden uzak kaldı”

BM raporlarına göre Suriyeli 2,5 milyon çocuğun eğitimden uzak büyüdüğünü belirten Khanji, “Yine BM açıklamasına göre, özgürleştirilmiş bölgelerde yaklaşık 700 okulun saldırıya uğradığı ve büyük zararların verildiği söyleniyor. Zalim rejimin birçok zulmüne şahid oldum. Kendi gözlerimle okulların bombalandığını ve orada çocukların şehid olduklarına şahid oldum. Okullar kullanılmaz hale geliyordu. Açığı kapatmak için çadır kamplarında okullar açmaya başladılar. Çadır kamplarında 600’e yakın okulun açıldığını gördüm. Bunların bazıları zeytin ağaçları altında, bazıları bombardımana maruz kalmamak için farklı yerlerde açılıyor. Hatta mağaralarda bile okulların açıldığını gördüm.” şeklinde konuştu.

“Okullar ve eğitim verilen evler bir bir bombalandı”

Khanji, tüm zor şartlara rağmen Suriyeli mazlum çocukların eğitimden geri kalmaması için her türlü fedakarlığı gösteren öğretmenlere teşekkür ederek şunları söyledi:

“Lazkiye şehrinin kenar mahallesi Kürt köyünde bulunan Mezin köyünü burada zikretmek isterim. Orada bulunan okul bombalanmıştı. O okulun müdüriyesi eğitim aşkından ve çocukların eğitimsiz kalmaması için bütün çocukları evine götürmüştü. Evini okula çevirmişti. Oturma odası, mutfak ve diğer odaları sınıflara çevirmişti. Çocukları da grup grup derse alıyordu. Bir grubun dersi bitiyor, sonra diğer bir grup geliyordu. Kendisi buradan hiçbir ücret almıyordu. Aynı şekilde evinde ders veren öğretmenler de onun gibi karşılık beklemiyordu. Buna rağmen rejim gelip o köyü bombaladı.”

“Özgürlük hayalimizi hiçbir şey yok edemedi” diyen Khanji, “Ne akan kanlarımız ne de çektiklerimiz buna engel olamadı. Doğrudur on yıl boyunca acının her çeşidini yaşadık, kanlarımız döküldü, sakat kaldık, öldürüldük, aç kaldık. Fakat bu on yıl bizim için övgü ve izzet yıllarıdır. Bu yıllarda saygınlığın ne olduğunu hissettik.” dedi.

“Türkiye’ye karşı olan bütün oluşumlara destek veriyorlardı”

Suriye ve Türkiye halklarının her zaman kardeş olduğunu vurgulayan Khanji, “Beşar Esed rejimi eğitim programında, sürekli komşularına eziyet verecek ve onları kötüleyecek programlar okutuluyordu. Kitaplarında ‘Türkiye işgali, Osmanlı işgali’ şeklinde sürekli yazılar çocuklara okutuluyordu. Yine aynı şekilde Türkiye’ye karşı olan bütün oluşumlara destek veriyorlardı. PKK ile iyi ilişkiler sergiliyorlardı. Daha sonra Türkiye ile araları bozuk olduğu için Yunanistan, Ermenistan ve diğer Türkiye düşmanları ile çok iyi ilişkiler kuruyorlardı. Türkiye halkını gözden düşürmek için Türkiyelilerin özelde Suriyeli ve genelde Araplara düşman olduğunu gösteriyordu. Ancak Suriye’deki özgür halk, bunların hiç birine kanmıyordu. Suriye halkı, Türkiye halkının da kendileri gibi Müslüman olduğunu ve aralarında bir sevgi bağının olduğunun farkındaydı.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)