“Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir; esasen Allah konuşmanızı işitir. Doğrusu Allah işitendir, görendir.“
(Mücâdele Suresi, 1)
Cibril (a.s) sahabilerden Dıhye (r.a)’in şeklinde Hz. Peygamber (s.a.s) in huzuruna gelmiş ve ona:
“İhsan nedir?’ sorusunu sormuştur.
Peygamber (s.a.s) ihsanı şöyle tanımlamıştır:
“Allah’a O’nu görüyormuşcasına ibadet etmendir. Zira sen O’nu görmesende O seni görüyor.”
(Buhârî, Tefsiru sûre (31); Iman, 37; Müslim, Iman, 57; Ebu Davud, Sünne, 16; Tirmizi, Iman, 4; Ibn Mace, Mukaddime, 9).
Bir gece vakti, Hz. Ömer (ra), her zaman olduğu gibi, Medine sokaklarını dolaşmaktaydı. Birden önünden geçmekte olduğu evden dışarıya kadar taşan bir tartışma sesi dikkatini çekmişti. Bir ana, kızına:
“Kızım, yarın satacağımız süte biraz su karıştır!” demekteydi. Kız ise:
“Anacığım, halife süte su karıştırılmasını yasak etmedi mi?” dedi.
Ana, kızının sözlerine sert çıkarak:
“Kızım, gecenin bu saatinde halife süte su kattığımızı nereden bilecek?!.” dedi.
Ancak kız, anasının süte su katma hilesini yine kabullenmedi:
“Anacığım! Diyelim ki halife görmüyor, peki Allah da mı görmüyor? Bu hileyi insanlardan gizlemek kolay, ama her şeyi görüp bilen kainatın Yaratıcısı Allah’tan gizlemek mümkün mü?..” dedi.
Bu kızın, Allah korkusu içinde annesine verdiği cevap, Hz. Ömer (ra)’ı son derece duygulandırdı. Müminlerin Emiri, onu oğlu Asım ile evlendirdi. Beşinci halife olarak kabul edilen meşhur Ömer bin Abdülaziz, işte bu temiz silsileden doğdu.
(İbnü’l-Cevzî, Sıfatü’s-Safve, II, 203-204)