DİYARBAKIR - TES ÇAĞ aylık mutad toplantısını sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile gerçekleştirdi.
 
Diyarbakır Köy-Der binasında gerçekleştirilen toplantıda tesettür yasağı ile mücadele, tesettürü Müslüman halk arasında yaygınlaştırma ve zulmün her çeşidi ile mücadele etme okullarda mescitlerin olmaması ve Bolu F Tipi Kapalı Cezaevinde mahkumlara yönelik insanlık dışı muameleler masaya yatırıldı.
 
Toplantıdan sonra platform adına yapılan basın açıklamasını TES ÇAĞ Başkanı Mehmet Duyu okudu.
 
"İmza kampanyasına Hükümetin tavrı düşündürücü ve ürkütücüdür"
Türkiye`de yasakçı zihniyete sahip olan yöneticilerin dindar halka karşı olan yasakçı tutumlarının olanca hızıyla devam ettiğine dikkat çeken Duyu, bu zulümün şekillerinden en bariz olanının, tesettürlü bacılarına karşı uygulanan "yasakçılık zulmü" olduğunu söyledi.
 
Memur-Sen`in başlatmış olduğu 10 milyon imza kampanyasında imza sayısının 12 milyon üç yüz bin sayısını aşarak halk mutabakatının hangi yönde olduğu hususunun tezahürü olduğunu göstermesine rağmen hükümet kanadından olumlu ve tatminkar bir cevabın halen gelmemiş olmasının düşündürücü olduğu kadar ürkütücü de olduğunu ifade eden Duyu, "Hükümet ve diğer erkler şayet bu imza kampanyasına tatmin olmamışlarsa acilen tesettürün önündeki engellerin kaldırılması konusunda bir referanduma gidebilirler. O zaman Müslüman halkın iradesinin hangi yönde ve hangi yüzdelikle tecelli edeceği anlaşılmış olacaktır."
 
Başörtülü Şura beşinci kez sürgün edildi…
Duyu açıklamalarına şöyle devam etti: "Hiçbir hafta yoktur ki bacılarımızın maruz kaldıkları zulüm karelerine şahit olmayalım! Son zamanlarda İzmir Aliağa`da Şura Çelik kızımızın yaşamış olduğu beşinci sürgün olayı bu ülkede keyfi hareket etme kolaylığının bir fotoğrafı olmuştur. Normalde yönetmeliklere aykırı olan bir hareketten ötürü bir en fazla bir defa ceza verilmeli iken, Şura için devr-i daim kabilinden ilk sürgün edilen okuluna tekrar sürgün sırasının gelmesi tablonun acı ve trajikomik karelerindendir. 28 Mart kadınlar gününde feryatları Arş-ı a`layı dolduran kızlarımızın bacılarımızın zulmü şikayet eden seslerinin duyulmasına karşı üç maymunları oynayan yetki makamları daha ne zamana kadar bu rollerini sürdürecekler?"
 
Bu ne zulüm bu ne yaman çelişki!
Başörtüsü zulmü ile ilgili olarak örnekler veren Duyu, "ODTÜ`de otobüsten indirilen matematik öğretmeni bacımız Semra Çaçan`a karşı uygulanan faşizan ve dinsizce tavra herhangi bir yanıtın verilmemiş olması, Yine inancından ötürü Eskişehir Cumhuriyet Anadolu lisesinde seçmeli Kur`an ve Siyer derslerine giren öğretmen bacımız Kadriye Ünsal`ın işine son verilmesi barbarlığına ne demeli? Hem o derslerde genelgelerle okuyan kızların baş örtebileceğini söyleyeceksiniz ve dersi veren uygulayıcı öğretmenin işine son vereceksiniz. Bu ne zulüm bu ne yaman çelişki Allah aşkına?" ifadelerini kullandı.
 
Bolu F Tipi Cezaevinde mahkumlar intihar girişiminde bulunuyor
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevinde mahkumlara yapılan işkencelere dikkat çeken Duyu, "Bütün bu olumsuzlukların yanında vatandaşlarımıza karşı uygulanan zulüm karelerinin yanında Bolu F tipi cezaevinde yaşanan zulümler yüzünden mahkumların intihar girişimlerinde bulunma safhasına gelmesine rağmen bu konuda önemli bir adımın atılamaması düşündürücü olduğu kadar korkunç bir durum arz etmektedir gerçekten…
Bu nedenle Cumhuriyet tarihi boyunca özellikle de darbeler sonucu mağdur edilen dindar kesimi halkımızın bu zulüm uygulamalarından bir an evvel kurtulmaları lazımdır."şeklinde konuştu.
 
Tesettür hakkı anayasal güvenceye alınmalıdır
TES ÇAĞ olarak taleplerini dile getiren Duyu basın açıklamasına şu ifadelerle son verdi: "Devlet ve hükümetin ivedilikle bu tür haksız uygulamalara imza atıp halkımıza zorluk çıkaranların üzerine gitmeleri, gereken hesabı sormaları ve cezai müeyyide uygulamaları lazımdır.
Ahlak noktasında erozyona uğramış ve uğramakta olan halkımızın bu durumdan kurtarılmaları için ahlaki bir toplumun oluşturulması noktasında eğitim kademelerinden tutun bütün alanlarda projeler üretilmeli ve hayata geçirilmelidir.
Gençlerimizin eğitim seviyesini düşüren ve eğitimlerini sağlıklı bir şekilde almalarını engelleyen ve zararı dünya ülkelerinin gündeminde olan "karma eğitim sisteminden acilen vazgeçilmeli, en azından ayrı okullarda okumak isteyen öğrencilerimize gerekli şartlar oluşturulmalıdır.
Tesettür yasağının her alan ve kademelerde kayıtsız şartsız ortadan kaldırılması ve bu hakkı kullanmak isteyenlerin haklarının anayasal güvence altına alınması lazımdır.
Dindar gençliğin eğitim kurumlarında ibadetlerini rahat bir şekilde ifa edebilmelerini sağlamak için her eğitim kurunda mescidler açılmalıdır.
En son olarak bu zulüm çarları arasında kraldan çok kralcı kesilerek Müslüman bacılarımıza ve kardeşlerimize zulüm eden zulüm sahiplerini ve güçleri yettiği halde müdahalede bulunmayanları en üst perdeden kınıyor ve hesaplarını Züntikam olan yüce Allah`a havale ediyoruz."
M. Sait Adiyaman/Yakup Moğulgani-İLKHA)