28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen hâlâ dönemin yasakçı ve despot zihniyetinin günümüzde de devam ettiği belirtilen açıklamada, imkân oldukça kirli eller tarafından Müslüman kadın ve kızların pak tesettürüne el uzatılmaya cüret edildiği hatırlatıldı.
"Yapılan muamele büyük saygısızlıktır"
Açıklamada, "İzmir’in Bayraklı ilçesindeki Cemil Aklar İlköğretim Okulu 4'üncü sınıf öğrencisi H.N.H. isimli kız çocuğunun, 'Diğer öğrencilere kötü örnek olacağı' gerekçesiyle başörtüsüyle okula alınmaması, ötekileştirilerek sözlü tacize maruz bırakılması, üzerinde psikolojik baskı oluşturulması bunun en bariz örneklerindendir. Henüz 4'üncü sınıf öğrencisi bir çocuğun başörtülü olduğu gerekçesiyle maruz kaldığı bu kabul edilemez durum, temel hak ve hürriyetler noktasında bir hak ihlali olmanın yanı sıra kendi tercihiyle örtünen, bu şekilde mutlu olan küçük bir çocuğun temiz dünyasına yapılmış büyük bir saygısızlık ve anlayışsızlıktır. Eğitimci sıfatıyla görev yapan bahsi geçen şahısların söz konusu başörtüsü olunca pedagojik açıdan kabul edilemez davranışlara maruz bıraktıkları bu yavrunun nasıl bir travma geçirebileceğini hesap edememeleri de ayrıca manidardır." denildi.
"Başörtüsü zaman kaybedilmeden güvence altına alınmalıdır"
Yaşanan bu üzücü hadise ile başörtünün hâlâ yasal bir güvence altına alınmadığı konusunu yeniden gündeme getirdiği vurgulanan açıklamanın devamında "Bu durum böylesi mütecaviz tavırların cüret bulduğu bir zemin oluşturmaktadır. Bu nedenle benzeri olayların tekrar yaşanabilme olasılığı daima mevcuttur. Müslüman bir ülkede yaşanılmaması gereken bu üzücü hadiseye sebebiyet veren yasakçı zihniyeti ve bu zorba tavırları esefle kınıyoruz. Bu ve benzeri hak ihlalleri durumunda görevden almaların veya disiplin cezalarının yeterli olmadığını belirtiyor, daha köklü ve samimi adımlar atılmasını, başörtüsünün derhal zaman kaybetmeden yasal güvence altına alınmasını talep ediyor ve yetkilileri göreve davet ediyoruz." ifadelerine yer verildi. (İLKHA)