Şanlıurfa Balıklıgöl Dergâh Platosunda yaklaşık 36 yıldır esnaf olan Yılmaz Takar, baba mesleği olan esans ve tesbih satıcılığını devam ettiriyor.
Özel olarak hazırladığı "Makam-ı İbrahim" esansının yerli ve yabancılar tarafından yoğun ilgi gördüğünü belirten Takar, herkesin cebinde bir esans olması gerektiğini ifade etti.
1986'dan beri esans sattığını belirten Takar, Balıklıgöl'e gelen ziyaretçilere esans sürerek salavat çektiriyor.
Ramazan ayının gelmesi ile esanslara rağbetin daha fazla olacağını ifade eden Takar, esansların maneviyat açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Esans satarak salavatın yayılmasını amaçlayan Yılmaz Takar, İLKHA'ya konuştu.
"Urfa salâvat çekmeyi ve koku sürmeyi çok seviyor"
Balıklıgöl platosuna gelen ziyaretçilere esans ikram ettiğini ifade eden Takar, "Esans satıcılığını neredeyse 36 yıldır yapıyorum. Esansçılığa başlarken 16 yaşındaydım. Elhamdülillah, Makam-ı İbrahim'e gelene ve gidene bol bol salâvat çektiriyoruz. Urfa halkı çok dindar bir halktır. İnşallah Ramazan-ı Şerif'in de gelmesiyle esansa rağbet artacaktır. Şanlıurfa'da Ramazan ayında hemen hemen herkesin cebinde bir esans bulunuyor. Esanslar, camiye ve mescide gidildiği zaman, Salâvat-ı Şerif'in yayılması için ikram ediliyor. Urfa, Peygamberler Şehri olmasından dolayı salâvat çekmeyi ve koku sürmeyi çok seviyor. Halk, esansları süs olarak değil maneviyatından dolayı alıyor." diye konuştu.
"İnsanlara bol bol salâvat çektirtiyoruz"
Esans satıcılığının baba mesleği olduğunu belirten Takar, "Esans ve tesbih satıcılığına 1986 yılında başladım. Daha önce rahmetli babam esans satıyordu. Babam esansın yanında dini kitaplar ve Kur'an'ı Kerim'de satıyordu. Esans satıcılığı, babadan gelen bir meslektir. Benim ailemde esans satan çok kişi var. Eskiden camekân içerisinde esanslar, şehir şehir gezilip satılırdı. Rızka da kanaat getirilince Allah rızık veriyor. Helal kazanç elde ediyoruz. İnsanlara bol bol salâvat çektirtiyoruz. Çektirdiğimiz salâvatın feyzi ve bereketi bize kalsa yeterlidir." şeklinde konuştu.
"Mesleğimi çok sevdiğim için bırakmadım"
Esans satıcılarının günümüzde azaldığına vurgu yapan Takar, "Türkiye'de en güzel esans; Isparta'da üretiliyor. Isparta, kokuları ile meşhur olan bir ildir. Esans üretmek, günümüzde de devam etmektedir. 20-25 yıl önce Urfa'da esans satan 50-60 kişi varken şu an çok az kişi var. Akrabalar arasında esans üretimini en az 30-40 kişi yaparken şu an 3 kişi yapıyoruz. Herkes kendini başka işlere verdi. Ben mesleğimi çok sevdiğim için bırakmadım. Allah, uzun ömür verirse ölene kadar bol bol salâvat çektireceğim." dedi.
"Kötü kokulardan kurtulmak isteyen kişiler gelip esans alıyor"
Sattığı esansların kötü kokuları önlediğini belirten Takar, "Güzel koku taşımak Peygamber Efendimiz (aleyhi salât ve selamın) sünnetidir. Güzel koku ile camiye gitmek çok güzeldir. Örneğin, camiye gelen biri sarımsak, soğan tüketiyor veya sigara içip geliyor. O kokulardan cemaat rahatsız olabiliyor. O kişi camiye gelmeden güzel bir koku sürüp gelse üzerindeki kötü kokular ölüyor. Sırf kötü kokulardan kurtulmak isteyen kişiler gelip esans alıyor." şeklinde konuştu.
"Bu işten hem sevap hem de ekmek kazanıyoruz"
Yaptığı işten rızkını kazandığını ve şükrettiğini ifade eden Takar, "Bu mesleği yapmak isteyenler, eğer rızkınıza kanaat edecekseniz bu işi yapın. Bu işten hem sevap hem de ekmek kazanıyoruz. Zengin olmak istiyorsanız okul okuyun. Bana okul okumak kısmet olmadı. Allah'tan başka kimseye muhtaç olmuyoruz. Ekmeğimizi çıkarıyoruz, bize yetiyor. Bütün dünya da benim olsa yiyeceğim bir kap yemektir. Elhamdülillah, rızkımıza şükrediyor ve kanaat ediyoruz. Herkes de şükredenlerden olsun inşallah." dedi.
"Esanslarımı bir kere alan bir daha gelip alıyor"
Özel ürettiği esanstan müşterilerin memnun kaldığını söyleyen Takar, "En meşhur esanslarım, 1986'dan beri yaptığım 'Nur, Cennet ve Makam-ı İbrahim'dir. Bu 3 koku birbirini götürüyor. Bu kokuları yapıp kime vermişsem bana 'Verdiğim para helal olsun, Allah senden razı olsun' demiştir. Bana dua ediyorlar. Müşteriler, kokularımdan çok memnun kalıyorlar. Esanslarımı bir kere alan bir daha gelip alıyor. Esansları genelde yabancılara satıyorum. Kendi yaptığım özel karışım çok meşhurdur, hiçbir yerde yok. Yaptığım esansın sorumluluğu bana aittir. Kimi müşteri 4-5 yıl sonra gelip 'Senden bir koku aldım, o kokunun ismi ne? İçinde ağaç dalı vardı, sarı renkliydi' diyor. Müşteri önceden bir tane almışsa bu sefer 4-5 tane hatta 10 tane alıyor." diye konuştu.
"Kokuyu kime ikram ediyorsak salâvat getiriyor"
Tüm din kardeşlerinin esans taşımasını isteyen Takar, "Bu meslekte çok dürüst olmak ve kaliteli esans satmak gerekir. Gelen müşteriye güzel koku vermezsen tezgâhına bir daha uğramaz. Müşteriye güzel koku verirsen sürekli gelip senden koku alır. Esansın şişesi bitse de kokusu bitmez. Tüm din kardeşlerimin ceplerinde güzel bir koku olmasını istiyorum. Sırf salâvatın yayılması için koku almalıyız. Kokuyu kime ikram ediyorsak salâvat getiriyor. Getirilen salâvatın mükâfatını da Cenab-ı Allah verir. Salâvatın çok büyük bir mükâfatı vardır. Kim Peygamber Efendimizin salâvatının yayılmasını isterse cebinde güzel koku bulundursun ve herkese koku ikram etsin." şeklinde konuştu. (İLKHA)