CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü grup toplantısında iktidara yönelik eleştiride bulundu.

Grup toplantısında konuşan CHP lideri Veda Hutbesine atıfta bulundu.

Kılıçdaroğlu şınları kaydetti:

"Demokrasiyi büyütürsek, geliştirirsek, derinleştirirsek hepimiz mutlu olacağız. Sonuçta bir parti gelecek, ülkeyi yönetecek. Ama demokrasi içinde yönetecek, insan haklarına saygı duyacak. 19 yıl geçmiş, hala insan haklarını düşünüyorlar. Allah bunlara akıl fikir versin. Sanıyorlar ki, 'İnsan haklarını yeniden tesis edeceğiz...' Yeniden toplantı yapacağınıza bu konuda dünya kadar yayın var. Birleşmiş Milletler'e bakın, görürsünüz insan haklarını. Sevgili Peygamberimizin Veda Hutbesi'ne bakın, görürsünüz insan haklarını. Ama bunların dünyadan haberleri yok. Ellerine kağıt tutuşturuyorlar, şunu yapacağız diye."

EĞİTİMİN SORUNLARI

Eğitime ilişkin pek çok sorunu dile getirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Çocuğunu okula gönderen, hangi partiden, hangi bölgeden olursa olsun, hiçbir anne ve baba eğitim sisteminden memnun değil. Eğitim sistemini, bir deneme tahtasına dönüştüren, çocuklarımızı kobay olarak kullanan bu iktidara bütün anne ve babaların ders verme zamanı gelmiştir ve hatta geçiyor bile. Lütfen önümüzdeki seçimlerde sandık gelecek, bizim için değil, sadece ve sadece çocuklarınız için gelin, bu iktidara ders verin. Sizin çocuklarınız çok değerli." sözlerini sarf etti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "yeterli öğretmen ataması yapılmadığı" eleştirisini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Eğitimde tasarrufu olmaz. Bizim çocuklarımız gidiyor. İyi eğitilen bir çocuk, gerçekten de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne her alanda iyi katkılar yapar. Eğitim sınıf atlatıyor. Eğer bir ülkede eğitim çok iyi olursa, katma değeri yüksek ürün üretme şansımız çok daha yüksek olur. Sanatta, kültürde, bilimde, her alanda ileriye doğru gitmiş oluruz. O nedenle eğitim için her türlü fedakarlığı nasıl anne babalar yapıyorsa, iktidarın da aynı fedakarlığı yapması lazım. Onlar başka yere yapacakları harcamayı, eğitime yapsınlar. Kanal İstanbul için inat edeceğine, eğitim için inat et. 'Eğitimi düzelteceğim, birleştirilmiş sınıflar garabetini kaldıracağım, her evde her okulda internet altyapısı olacak.' de ve kaynağı buraya harca. Hepimiz de seni alkışlayalım. Sen kaynağı harcadın da biz karşı mı çıktık?"

Ülkedeki öğretmen açığının, Milli Eğitim Bakanlığına göre 107 bin, Sayıştay raporuna göre ise 138 bin 393 olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 6 milyon öğrencinin EBA'yı etkin kullanamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, 2 milyon 658 bin öğrenci EBA'ya erişemezken nasıl sınava alınacaklarını da sordu.

Hiçbir okulda kadrolu temizlik görevlisi bulunmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Dışarda milyonlar işsiz, bütün okullara birer tane temizlik görevlisi kadrolu atayın çocuklarımız için, temizlik için. Bunu dahi yapmıyorlar." diye konuştu.

Türkiye'de, 21. yüzyılda hala birleştirilmiş sınıfların bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 57 bin dersliğe ihtiyaç olduğunu ve öğretmenler arasında kadrolu, ücretli ve sözleşmeli garabetinin kaldırılması gerektiğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Biz kaldıracağız, Öğretmenler Meslek Kanunu'nu çıkaracağız. Öğretmeni toplumun en saygın konumuna taşıyacağız. Nasıl hakimler, savcılar için özel kanunlar varsa, öğretmenlerimiz için de özel kanun olacak. Onları Devlet Memurları Kanunu'ndan çıkaracağız, toplumun en nitelikli sınıfına dönüştüreceğiz. Kararlıyız. Çocuklarımız için yapıyoruz biz bunu. Türkiye için yapıyoruz." dedi.

Dokunulmazlıklar

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bütün bunlar olurken, toplumun dikkatinin başka yere çekilmek istendiğini ve "dokunulmazlığı getireceğiz" denildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, anayasa hocası Prof. Dr. Kemal Gözler'in, kitabında, yasama dokunulmazlığının amacını, "Parlamento üyelerinin, iktidar tarafından tahrik edebilecek keyfi, zamansız ve esassız ceza kovuşturmalarıyla, geçici bir süre için de olsa yasama çalışmalarından alıkonulmasını önlemektir." diye açıkladığına işaret etti.

Yasama dokunulmazlığı kaldırılırsa siyaset alanının daraltılmış olacağını belirten Kılıçdaroğlu, siyaset alanının daraltılması halinde demokrasiden vazgeçileceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların gerçek anlamda kaldırılabilmesi ya da dokunulmazlıklar konusunda sağlıklı bir karar alabilmek için Türkiye'de yargı bağımsızlığının olması gerektiğini vurguladı.

Yargı bağımsızlığının olmadığı bir yerde, bir ülkede dokunulmazlık dışında milletvekilinin hiçbir güvencesi olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Milletvekilinin dokunulmazlığını elbette kaldırabilirsiniz zaten sayısal yeterliliğiniz var, bizim oyumuza da ihtiyaç yok, tek başınıza kaldırabilirsiniz. Yargıya talimat verip, 'Ben dokunulmazlığını kaldırdım, derhal içeri at' diyebilirsiniz, diyorsunuz da. Gereği de yapılıyor zaten. Dolayısıyla bu teminatın, bu güvencinin kalkmaması lazım. Demokrasiye inanıyoruz. Dokunulmazlık gerekiyor mu, 'evet' gerekiyor. Milletvekili her türlü şeyi söyleyebilmeli, eleştiriyi, sağlıklı, tutarlı, verilere dayalı eleştiri yapmalı mı, yapmalı. Bu eleştiriden iktidar partisi rahatsız olur mu, olur. 'Eleştiri yapıyorsunuz, ben senin dokunulmazlığını kaldıracağım, hapse de atacağım, bir daha da gıkın çıkmayacak...' Olmaz. Neden Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok. Anayasa Mahkemesi kararını dahil, bir mahkeme uymuyorsa, tanımıyorsa ülkede yargı bağımsızlığından söz edilebilir mi? Hangi yargı bağımsızlığından söz ediyoruz. AİHM kararını uygulamayan mahkemeler var. Anayasaya göre uymak zorundayız. Uymayan hakimler de terfi ettirilip, Yargıtay'a atanıyorlar, daha üst mahkemelere atanıyor. Bir partinin il, ilçe başkanı hakim olduğu zaman veya bir partiden milletvekili adayı olup kazanamadığında, ödüllendirip 'Seni hakim yapıyoruz' denildiği zaman, orada yargı bağımsızlığından söz edilebilir mi?"