“Allah, içinizden iman edip sâlih ameller yapanlara şu vaatlerde bulunmuştur: Kendilerinden öncekileri yeryüzüne hâkim kıldığı gibi, onları da mutlaka hâkim kılacak; onlara kendileri için râzı olduğu dinlerini yaşama imkânı verecek ve korkularını güvene çevirecektir. Çünkü onlar Bana kulluk ederler, hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kim inkâra saparsa, işte onlar doğru yoldan çıkanların ta kendileridir.”

(Nur Suresi, 55)

Medineli müslümanlardan bir kısmı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bir şeyler istediler. O da verdi. Sonra yine istediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, elindekiler bitinceye kadar verdi. Verebileceği şeyler tükenince onlara şöyle hitab etti:

“Yanımda bir şeyler olsaydı, onları sizden esirgemez, verirdim. Kim dilenmekten çekinir, iffetli davranırsa, Allah onun iffetini arttırır. Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır. Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiç bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lutufta bulunulmamıştır.”

(Buhârî, Zekât 50, Rikak 20; Müslim, Zekât 124.)

“Evlatlarım! Geniş zamanınızda Allah’ı unutmayın anın ki, Allah da zor ve dar zamanlarınızda sizi ansın. Ben Peygamberimiz’den; “Mescitler bütün muttakilerin evleridir” sözünü işittim. Sizler de mescitleri kendilerinize ev edinin ki, Allah’ın rahmet ve mağfiretini kazanasınız.”

(Ebu’d-Derdâ R.A.)