DOĞRUHABER
HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı 2003 yılından beri kaçırılan ve ABD zindanlarında hukuksuz bir şekilde tutulan Müslüman Bilim Kadını Dr. Afiye Sıddıki’nin özgürlüğüne kavuşturulması için uluslararası katılımın da olduğu online bir panel düzenledi. Afiye Sıddıki İçin Özgürlük Paneline HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet Hüseyin Yılmaz, Afiye Sıddıki’nin kız kardeşi Fevziye Sıddıki’nin yanı sıra yurt içinden ve yurt dışından birçok konuşmacı katıldı. Yılmaz, “Müslümanlar sessiz kaldıkça ABD’nin bu vahşetlerini seyrettikçe bu zulüm devam edecektir. Afiye’nin ABD zindanlarında olması İslam ülkeleri için bir utançtır. Afiye Sıddıki sadece Fevziye’nin kardeşi değil hepimizin kardeşidir.” ifadelerini kullandı.
“İSLAM COĞRAFYASINI SÖMÜREN Mİ TERÖRİST, YOKSA KENDİ VATANINI SAVUNAN MI TERÖRİSTTİR?”
Yılmaz, Amerika’nın büyük bir güce sahip dünyanın sömürü düzenin elinde tutan emperyalist bir ülke olduğunu belirtti. Yılmaz, “ABD, İnsanları katletmek için nükleer silah bile kullanabilecek bir devlettir. ABD’nin tarihine baktığımızda zamanın firavunu diye nitelendirebiliriz. ABD nasıl bu kadar zalim olabiliyor? Zulmün çıkış noktasına gitmek gerekiyor. Kızıl derilileri öldürerek onların malına mülküne el koyarak onların topraklarını aldılar. Siyahileri, oraya getirerek onları köle olarak çalıştırdılar ve emeklerini sömürdü ve yine aynı ABD gözünü kırpmadan sırf savaşta galip gelmek için Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atom bombası atan, nükleer silahı kullanan tek devlettir ABD. Müslümanlar bir zulüm ile karşı karşıya. Afiye kardeşimiz de kaçırılmış yıllarca sorgulanmıştır. Ancak Afiye kardeşimizin durumu tek örnek değildir Binlerce kilometre öteden gelip İslam coğrafyasını sömüren mi terörist, yoksa kendi vatanını savunan mı teröristtir? Yoksa orada mazlumca katledilen insanlar mı terörist?
“AFİYE’NİN ABD ZİNDANLARINDA OLMASI İSLAM ÜLKELERİ İÇİN UTANÇTIR”
Amerika’nın İslam dünyasını karıştırdığını ve Müslümanların artık uyanması gerektiğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle noktaladı: “Müslümanlar sessiz kaldıkça ABD’nin bu vahşetlerini seyrettikçe bu zulüm devam edecektir. İslam tarihine baktığımızda Müslüman bayanın tesettürüne saldırıldığı için savaş ilan edilmiştir. Şimdi ise Müslüman bir kadın ülkesinden kaçırılıp sorgulanıyor. Eğer bu bizi rencide etmiyorsa bizim Müslümanlığımızı sorgulamamız lazım. İslam ülkeleri için bir utançtır bu. Afiye Sıddıki sadece Fevziye’nin kardeşi değil hepimizin kardeşidir.”
“AMACIMIZ HAK İHLALİNİ GÜNDEME TAŞIMAK”
Avukat Adem Aksu’nun moderatörülüğünde yapılan panel HÜDA PAR İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Münevver Aktaş’ın açılış konuşmasıyla başladı. Aktaş, “Dr. Afiye Sıddıki bir bilim insanıdır. Amacı yaşamı ve modern hayatı birleştirmektedir. İslamabad’a varmak istedi ama hiçbir zaman varamadı. ABD’nin dünya üzerinde yaptığı haksızlıkların örneklerinden birisi. Biz HÜDAPAR olarak bu meseleyi kendimize dert edindik. Uzun zamandır gerek ABD konsolosluğu üzerinde açıklama yaptık. Burada insani haksızlık yapılıyor. Programı düzenleme amacımız hak ihlalini gündeme taşımaktır. En önemlisi Dr. Afiye Sıddıki’nin kurtuluşuna vesile olmaktır. Çünkü bizim çalışmalarımız burada son bulmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“AFİYE SIDDIKİ’YE YÖNELTİLEN SUÇLAMALAR DELİLLERE DAYANMIYORDU”
Panele Amerika’dan katılan ve Afiye Sıddıki’nin davasını yakından takip eden Sivil Özgürlük Koalisyonu’ndan hukukçu Steve Downs, “Afiye’nin askerlere ateş ettiği iddia ediliyordu. Neden askerler oradaydı onunla neden konuşuyorlardı?... Hikayenin tamamı yok sadece 7 dakikalık bir bölümünde odada askerlere ateş ettiğini ifade ettiler. Askerlere 2 kez ateş ettiğini ve duvara isabet ettiğini gösteriyorlardı. Askerlerden birisi dramatik bir şekilde ifade verdi. “Kurşunun bana geldiğini gördüm. Duvardan kopan parçaların bana geldiğini düşündüm.” Yargılamanın sonunda bir resim sunulmuştu ve bu resim savcının iddialarını çürütmüştü. Askerler buraya gelmeden basın toplantısı yapılmıştı. Bir film kayıt altına alınmıştı. Orada 2 delik vardı. Afiye’nin yapması imkansızdı. Ve aşikardı ki yalan söylüyordu. Hiç silah da ateşlenmemişti. Ve FBI adli tıp incelemesi yapılmamıştı. Ateş edildiğine dair barut izi de yoktu. Parmak izi de yoktu. Deliklere kurşunda girmemişti. Kendisinin beraat edilmesi gerekiyordu. Biz bunu inceledik bu şekilde gördük.” İfadelerini kullandı.
“GÖRDÜĞÜ İŞKENCELER YÜZÜNDEN DİŞLERİ DÖKÜLMÜŞ”
Konuyla ilgili ABD başkanına mektup yazdıklarını da ifade eden Downs, şöyle devam etti: “Afiye Sıddıki, ‘terörizm’ ile suçlanmıyordu ancak bütün yargılama sonucu savcılar ona ‘terörist’ dediler. Savcılar ona uygunsuz sorular sormuştu. Terörizmle bağlantılı olduğu ifade edilmiştir. Kendisi terörizmin mağdurudur. Ona Bütün hukuki yardımın sunulması gerekir. Bunu yapmak yerine onu terörizm ile suçladılar. Bu adaletsizdi. Kendisi 86 yıl hapse mahkum edildi. Bunun sebebi abartılmıştı. Normal cezanın 4 katı ceza aldı. Terörizm nedeniyle ağırlaştırılmış ceza aldı. Belki 20 yıllık ceza 86 yıla çıktı. Çok uzun ve yanlış bir yargılama yapıldı. Son aldığımız bilgilere göre dişlerini kaybettiğini biliyoruz. Sanıyoruz ki bu gördüğü işkencelerden dolayı oldu. Afiye Sıddıki yeni bir avukat seçti. Seçilen avukat benim iyi bir dostumdur. Afiye şimdi Evine dönmek ve ailesini görmek istiyor. Ailesinin yanına ve ülkesine dönmek istiyor.”
“BUNUN İSMİ DEVLET TERÖRÜDÜR”
Amerika’nın en temel hukuk kurallarını bile hiçe saydığını belirten İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Mehmet Karadağ ise, “Amerika’nın sahip olduğu güç be imkanlarla vahşet boyutlarına varmıştır. Bunun ismi devlet terörüdür. Amerika’nın yaptığının izahatıdır. ABD ve Siyonist israil terörist faaliyetlerle dünyaya hükmeden devletlerdir. Bu yapılan devlet terörüdür. Amerika bu terör faaliyetlerini yürütürken maşası olan örgüleri kullanarak yürüttü bazen de kendisi yaptı. Afiye Sıddıki olayı da bu minvalde meydana gelmiş 2003’te sırra kadem basmış 2008’de birdenbire sanki yeni yakalanmış gibi ABD askerlerine saldırıyor gibi yakalanmış. Yapılan bu yargılamanın komedi olduğunu birinci ağızdan dinledik. Bunu anlamak için hukukçu olmaya gerek yok. New York’ta yapılan mahkemede ceza hukuku hiçe sayılmış 80 küsur yıl ceza verilmişti. Bizler Afiye’nin suçlu olduğuna inanmıyoruz. Başta avukatı olmak üzere davayı baştan beri takip eden kişileri takip ediyorum. Kardeşi ve ailesinin çabalarını takdir ediyorum. Ortaya konulan delillerin hiçbir geçerliliği yok bunun hayatın olağan akışıyla bağdaşan yönü yoktur. Onun suçlu olduğuna dair bir delil yoktur. Onun ümmetin kızı olduğunu, gözden ırak bir yerde zindanda tutulduğunu belirtmek istiyorum. Bu zulmü teşhir etmek her vicdanlı insan gibi Müslümanın da görevidir. Bu bizler için bir görevdir.” şeklinde konuştu.
“AFİYE’Yİ ORADAN ÇIKARABİLİRSEK BAŞKALARINA ÖRNEK OLABİLİRİZ”
Afiye Sıddıki’nin kız kardeşi Fevziye Sıddıki ise konuşmasında Türkiye ve dünya Müslümanlarının büyük desteklerine ihtiyaç duyduklarını belirterek, “Küresel bir harekete dönüştüreceğiz bunu. İktidar sahibi olan insanların vicdanlarına dokunabilirsek birisinin vicdanında yankılanacaktır. Şunu dile getirmek isterim. 2021 yılı 19 yıl olacak. Hiçbir irtibat yok. Bu mart ayında son beş yıl içinde hiç kimse sesini bile duymadı. Hiçbir biçimde iletişim kurulamadı. Koronavirüs nedeniyle aldığımız duyumlara göre cezaevi şartları onun için daha da ağırlaşmış. Sizin yardımınıza ihtiyacımız var. Yetkili kişilere ulaşmamız gerekiyor. Sesimizin ulaştığı herkesin yardımıyla Afiye’yi oradan çıkarabilirsek başkalarına örnek olabiliriz. Sonrası çorap söküğü gibi gelecek. Türkiye ve Pakistan bizim ailemizdir.” dedi.
“AMERİKA ZİNDANLARINDAKİ KIZ KARDEŞİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Amerika’da kurulan Afiya Sıddıki Vakfı temsilci Mauri Saalakhan ise “Pakistan ziyaretimizden sonra bir etkinlik düzenlendi. Afiya’nın siyasi esir olarak tutulmakta olduğunu ve onun durumu için en kötü bireysel adaletsizlik vakası olduğunu öğrendim. Bu sözler benim kalbimde ve beynimde yankılandı. Hep bu soruyu sorduk neden Afiya? Cevabım şu; çünkü bu kadının hikayesi benzersizdir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) böyle bir hadisini duymuştum: “Bu maddi dünya inanalar için bir hapistir” Ümit var olmak için bir sebebim var. Ben de bir mahkumum bu dünyada. Afiya zulüm gördüğü ve mazlum olduğu için sahip çıkılması gereken biri. Biz Müslüman Amerika zindanlarındaki kız kardeşimize sahip çıkmalıyız.” ifadelerini kullandı. Kapanışta konuşması yapan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ise panelistlere ve katılımcılara teşekkür etti. Elibüyük, “Panelimiz inşallah Afiye Sıddıki hakkında bir farkındalık oluşturur ve özgürlüğe kavuşmasına vesile olur.” dedi.