Kamuoyunda `4. yargı paketi` olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM’ye sunuldu.
Tasarı ifade özgürlüğünün alanını genişletiyor, suçun oluşmasında AİHM kriterlerini esas alıyor. Suçu ve suçluyu övmeye yönelik cezalar yumuşatılıyor.
Örgütlü suçlarda cebir, şiddet ve tehdit şartı getiriliyor. 21maddeden oluşan kanun tasarısı önümüzdeki hafta Adalet Komisyonu`nda görüşülmeye başlanacak.
Habere göre, tasarı yasalaşırsa terör davaları yasadan etkilenecek. Dosyasında şiddete ait bir suç içeriği bulunmayan KCK`lılar serbest kalacak.
5 YILA KADAR HAPİS
AİHM, şiddeti teşvik edici ve bireylere zarar verici nitelikte olmayan düşünce açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna ilişkin Türkiye aleyhine birçok karar verdi.
Tasarı ile AİHM`in bu görüşüne uygun adım atılıyor. Propaganda suçunda cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde olması şartı aranacak.
Bu suçları işleyenlere bir yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu suçun basın yoluyla işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artırılması hükmü ise korunacak.
Silahlı örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesinde de, ‘cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik etme’ şartı getiriliyor.
Basın açıklamaları için de aynı şartlar aranıyor. Örgütün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde; örgüte ait amblem, resim veya işaretleri asanlar ya da taşıyanlar, slogan atanlar, ses cihazlarıyla yayın yapanlar, örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformayı giyenler, bu suçları toplantı ve gösteri yürüyüşü dışında da işlerse aynı cezaya çarptırılacak.
ADLİ YARDIM KOLAYLIĞI
Düzenleme ile yargılamada iddia makamıyla savunma makamları eşitlenecek. Tutukluluk halinin devamedip etmemesi konusunda, hâkimlerin evrak üzerinden karar verme uygulamaları kaldırılacak.
Hakimlerin kararlarını savcı ve tutuklu ile görüşmek suretiyle vermesi şartı getirilecek. Kamulaştırma davalarındamülkiyet hakkı ihlalleri ortadan kaldırılacak.
Yakalanan veya tutuklanan kişiler, bu işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmazlarsa, maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini isteyebilecek.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin AİHM`in kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi durumunda, 3 ay içinde yeniden soruşturma açılacak.
Adli yardım alma kolaylaştırılacak. Yargılama giderlerinin tahsilinin, açıkça ilgilinin mağduriyetine neden olacağımahkemece anlaşılırsa hükümle birlikte tamamen veya kısmen geri ödemeden muaf tutulmasına karar verilebilecek.
Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesinde, suçun unsuru, "askerlik hizmetini yapanları firara sevk edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik ve telkinde bulunma" şeklinde değiştiriliyor.
İşkencede zamanaşımı kalkıyor
AİHM, işkence veya kötü muamelede davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesini ihlal olarak kabul ediyor. Bu düzenleme ile işkence suçlarında zamanaşımı kaldırılıyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu`ndaki hükümlere paralel şekilde, AİHM tarafından verilen ve kesinleşmiş ihlal kararları, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi`nde görülen davalar bakımından da yargılamanın iadesi sebebi olarak kabul edilecek.
Bu kararlar hakkında yargılamanın iadesi, AİHM kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilecek. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi`nde açılan tam yargı davalarında, talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı artırma hakkı verilecek.
Devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarının 4 aydan fazla uzaması durumunda tazminat miktarına kanuni faiz uygulanacak.
İŞTE ÖRNEK KARARLAR
* Mehmet Şanar Yurdatapan, vicdani ret davasını AİHM’e taşıdı. Mahkeme şahsın kullandığı ifadelerin şiddeti, silahlı direnişi ya da ayaklanmayı teşvik etmediğine karar verdi. Türkiye’yi 3 bin 500 euro tazminat ödemeye mahkum etti. Tasarı ile askerlik hizmeti ile ilgili düşüncelerini açıklayanlar bu hizmeti yapanları firara sevk edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik ve telkinde bulunmadığı sürece mahkum edilmeyecek.
* Bir askeri personel hakkında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından verilen karar, AİHM tarafından ihlal olarak nitelendirilse bile yargılamanın iadesi yapılamıyor. Düzenleme ile AİHM tarafından adil yargılama hakkının ihlali olarak nitelendirilen bu durum kaldırılıyor.
* Vatandaş devlete karşı açtığı tazminat davasını kazanması durumunda parasını yargılamanın bitiminde yıllar sonra alabiliyor. Yargılamanın uzunluğu ve gecikme faizinin yetersizliği gibi nedenlerden doğan zararları karşılanmıyor. Tasarı ile tazminat artırımına imkan tanıyor.
* AİHM kamulaştırma davalarında vatandaşın kamulaştırma bedelini aldığı tarihte yüzde 14.68 oranında değer kaybına uğradığını tespit etti. Bu durumun Kamulaştırma Kanunu’nda gecikme faizine ilişkin her hangi bir hükmün bulunmamasından kaynaklandığını tespit etti. Başvuranların mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Tasarı ile 4 ay içinde bitirilemeyen kamulaştırma davalarına faiz hakkı getirilerek mağduriyet gideriliyor.
* AİHM, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin ikinci fıkrası ile ilgili birçok karar verdi. Son olarak verdiği Faruk Temel kararında öncelikle propaganda kavramının yorumlanması konusunda birtakım sorunların olduğu üzerinde durdu. Şiddeti teşvik edici ve bireylere zarar verici nitelikte olmayan düşünce açıklamalarının ifade özgürlüğünün kapsamında olduğunu belirtti. Düzenleme ile propaganda kavramının suç sayılabilmesi için şiddet cebir veya tehdit içermesi şartı getirildi.
* Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre tutuklunun itirazı dosya üzerinden incelenerek karara bağlanıyor. Bu durum AİHM tarafından sözleşmeye aykırı olarak nitelendiriliyor. Bu konuda ülkemiz aleyhine verilen Erkan İnan ve Mahmut Öz kararları bulunuyor. Düzenleme ile makul sürelerde şüpheli, sanık veya müdafiinin dinlenilmesi suretiyle inceleme yapılması ile silahların eşitliği ilkesine uyulmuş olunacak.
* AİHM’in 2011 yılı raporuna göre, ülkemiz açısından usule ilişkin ihlal kararlarının oranı yüzde 60. 1959-2011 yılları arasında yapılan yargılamalarda Türkiye`nin, sözleşmenin 3’üncü maddesini işkence yasağından 29, kötü muamele yasağından 243 ve etkin soruşturma yokluğu nedeniyle usulden 135 kez ihlal ettiğine karar verildi. Yapılan düzenleme ile AİHM’in etkin bir soruşturma yapılmadığına karar vermesi durumunda mağdur olan vatandaş yeniden yargılama yapılması için talepte bulunabilecek.
bugün