Yusuf Can – Haber Yorum
İlk dönemlerde bu ilişkinin DAEŞ karşıtı duruştan kaynaklandığı düşüncesi vardı.
Ancak ilerleyen zamanlarda DAEŞ’in gerçekte abartıldığı kadar büyük bir tehdit(!) olmadığı anlaşılmıştı.
Buna rağmen ABD, PYD’ye yardımlarını sürekli artırmış bunun gerekçesini de yine DAEŞ tehdidine bağlamıştı.
Türkiye’nin ifadelerine göre; ABD bugüne kadar YPG/PKK’ye binlerce tır askeri yardımda bulunmuş ve onbinden fazla militanını eğitmiş bulunuyor.
Hatta sadece 2021’in ilk 50 gününde 11 konvoyluk bir yardım yapıldığı belirtiliyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)’a göre son konvoy 50 tırlık bir yardımdan oluşup Haseke vilayetine bağlı Malikiye/ Ayn Divar’da kurulacak üs bölgesine gönderildi.
ABD’nin üs olarak seçtiği son bölge Cizre’nin hemen karşısında ve Türkiye sınırına 600 mt mesafede.
ABD, burada kuracağı üs’te helikopterler ve dronlar uçuruyor şimdiden.
Anlaşılan o ki ABD, batıda Yunanistan sınırında Dedeağaç’ta kurduğu askeri üs ve Kuzey Suriye’de art arda kurduğu üslerle Türkiye’yi kuşatıyor.
Tabii K. Suriye söz konusu olunca mesele sadece Türkiye olmaktan çıkıyor.
Mesele tüm Ortadoğu’nun dizaynı ve yeniden haritalandırılması oluyor.
Hatırlanacağı gibi eski ABD Dış İşleri Bakanı Condoliza Rice; Ortadoğu’da bazı ülkelerin sınırlarının değişeceğini harita eşliğinde göstermişti.
Hakeza Pentagon her yıl Ortadoğu ile ilgili yayınladığı raporlarda 7 ülkenin parçalanmış haritalarını basınla paylaşmaktan çekinmiyor.
Gelinen noktada son Gara Operasyonu ile birlikte Türkiye-ABD ilişkileri bir kez daha gerilimli bir sürece girmiş bulunuyor.
Türkiye tarihinde ilk defa “YPG/PKK’ye yardım taşıyan ABD konvoylarının vurulması gerektiği” konuşulmaya başlandı.
Bundan sonraki senaryolarda ABD askerinin ve lojistiğinin vurulması halinde gerçekleşecek olaylar konuşulacaktır…