DIŞ HABERLER SERVİSİ 

Dünya genelinde 110 milyon 500 bin insanın enfekte olduğu, 2 milyon 450 bini aşkın insanın da hayatını kaybettiği yeni tip koronavirüs pandemisiyle mücadelede aşı ön plana çıkıyor. Ancak ülkeler aşı konusunda yardımlaşmak ve bir an önce bu salgından kurtulmak yerine aşıyı küresel bir rekabet aracına dönüştürme yarışına girmiş durumda. Tabi bu durum kapitalist sistemin de çarpıklığını gözler önüne seriyor. Bir yandan zengin ülkelerin istiflercesine büyük miktarlarda aşı satın alması diğer yanda ise fakir ve gelişmekte olan ülkelerin daha tek bir doza sahip olamaması yaşanan adaletsizliği bütün çarpıklığıyla ortaya çıkarıyor.

“AŞI DAĞILIMINDA EŞİTLİĞİN SAĞLANMASI, KÜRESEL TOPLULUĞUN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK AHLAKİ SINAVDIR”

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve aşıya eşit erişimin görüşüldüğü toplantıda konuşan ve dünyadaki aşı dağılımının eşit ve adil olmamasını eleştiren BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, üretilen dozların yüzde 75'inin sadece 10 ülkeye gönderildiğinin altını çizdi.

130 ülkeye bugüne kadar tek bir doz bile aşı ulaşmadığını belirten Guterres, "aşı dağılımında eşitliğin sağlanması, küresel topluluğun önündeki en büyük ahlaki sınav." ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde bir aşı stratejisinin geliştirilmesinin sanayileşmiş ülkelerin de yararına olacağını vurgulayan Guterres, "Dünyanın güneyinde virüs yıldırım hızıyla yayılmayı sürdürürse, sürekli mutasyona uğrayacaktır. Yeni varyantlar da daha bulaşıcı ve ölümcül olabilir ve muhtemelen mevcut aşıların etkisini de tehdit edebilir." dedi.

Salgının uzamasının ekonomik iyileşmeyi de geciktireceğine dikkati çeken Guterres, Dünya Sağlık Örgütünün küresel aşı programı COVAX'in desteklenmesi gerektiğini söyledi.

G20'YE KÜRESEL AŞILAMA PLANI İÇİN ACİL DURUM GÖREV GÜCÜ KURMASI ÇAĞRISI

Global bir aşı planı çağrısı yapan Guterres, eşit bir aşı dağıtımı için bilim insanları, aşı üreticileri ve bu çalışmaların finansörlerinin güçlerini birleştirmesi gerektiğini söyledi.

Bu noktada G-7 ve G-20 ülkelerinin kritik rol oynayacağını aktaran Guterres, G20 ülkelerine küresel aşılama planının uygulanması için acil durum görev gücü kurması çağrısı yaptı.

Acil durum görev gücünün aşı üretme kapasitesi olan tüm ülkeleri kapsaması gerektiğini dile getiren Guterres, bu hafta toplanacak G7 ülkeleri liderler zirvesinin gerekli mali kaynakları harekete geçirmede ivme yaratabileceğini kaydetti.

“YOKSUL ÜLKELERİN AŞIYA ERİŞİMİNİ KOLAYLAŞTIRMALIYIZ”

Yaşanan adaletsizlik karşısında birçok kişi bu sıkıntıyı dile getiriyor ancak konuyla ilgili atılan birkaç basit adımdan öte hiçbir ciddi adım atılmıyor. Önemli olan bu konuda Uluslararası Kuruluşların ve özellikle DSÖ’nün ciddi adımları atması gerekiyor.

Konuyla ilgili olarak Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’nün yeni Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iwela da bir çağrıda bulundu. Okonjo-Iwela, yoksul ülkelerin Kovid-19 aşılarına erişiminin kolaylaştırılması gerektiğini söyledi.

WTO'nun ilk Afrikalı ve ilk kadın Genel Direktörü Nijeryalı ekonomist Okonjo-Iwela AFP’ye yaptığı açıklamada, "Dünya Ticaret Örgütünün yoksul ülkeler için aşılara erişimi kolaylaştırmaya yardımcı olmak suretiyle virüs krizini çözmeye daha fazla katkıda bulunabileceğine inanıyorum" dedi.

Okonjo-Iwela, daha önce Küresel Aşı ve Aşılama Birliği (GAVI) Başkanlığı görevini yürütmüştü.

DÜŞÜK GELİRLİ BİR ÜLKEDE SADECE 25 DOZ AŞI UYGULANDI

Geçtiğimiz günlerde de aynı konuya değinen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, varlıklı ülkelerin Covıd-19 aşılarını istiflemesini eleştirerek bu durumun salgının süresini uzatacağını vurgulamıştı.

Varlıklı ülkelerdeki genç ve sağlıklı yetişkinlerin yoksul ülkelerdeki sağlık çalışanları ve yaşlılardan önce aşılanmasının doğru olmadığının altını çizen Ghebreyesus, “Şu anda en az 49 varlıklı ülkede 39 milyondan fazla aşı dozu uygulandı. Düşük gelirli bir ülkede ise sadece 25 doz aşı uygulandı. 25 milyon değil, 25 bin değil, sadece 25. Bu eşitsizliğin bedeli, dünyanın en fakir ülkelerinde yaşamlar ve geçim kaynakları ile ödenecek” ifadelerini kullanmıştı.

BU KONUDA ATILAN OLUMLU ANCAK ZAYIF ADIMLARDAN BİRİSİ: COVAX PLANI

Nisan 2020'de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Küresel Aşı ve Aşılama Birliği (GAVI) ve Salgın Hastalıklara Hazırlık İçin Yenilik Koalisyonunca (CEPI) tarafından ortaklaşa yürütülen Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX), Kovid-19'u önlemek için yoksul ve orta gelirli ülkelerdeki insanları aşılamaya yönelik küresel bir program olarak başlatılmıştı.

Şimdiye kadar 190 ülkenin katıldığı COVAX ile Kovid-19 aşılarının dünyanın en yoksul 92 ülkesine eşit, hızlı ve adil şekilde dağıtılması hedeflenmişti.

Gelişmekte olan ülkelere gerek satın almalar gerekse hibeler üzerinden 2 milyar doz aşı ulaştırmayı hedefleyen COVAX, jeopolitik hesaplar ve politik rekabetin gölgesinde kaldığı için epey yavaş ilerliyor.

Yavaş ilerlemeye rağmen COVAX girişiminden yapılan açıklamada, aşıların dağıtımına ilişkin geçici plan uyarınca 337,2 milyon doz Kovid-19 aşısının yoksul ülkelere 2021 yılının ilk yarısında dağıtılmasının beklendiği ifade edilmişti.

Ancak dediğimiz gibi zengin ülkelerin istiflercesine büyük miktarlarda aşı satın alması, COVAX küresel mekanizmasının finansman eksikliği, arz belirsizlikleri ve karmaşık sözleşmelerin yol açtığı bürokratik tıkanıklıklar gibi nedenler bu programın hedefine ulaşamamasına ve akamete uğramasına neden olabilir. Öte yandan da 2021’in ilk çeyreğinde fakir ülkeler için ulaştırılması beklenen doz miktarları ise bu fakir ülkelerin nüfuslarının yüzde 5'ini dahi aşılamaya yetecek miktarda değil.

The Guardian gazetesinin haberine göre de DSÖ’nün yürüttüğü COVAX programında halihazırda koyulan hedeflerin kaçırılmış olduğunun altı çizildi.