Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tayfun Doğan, Pendik Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği ‘Pozitif Psikoloji ve Psikolojik Sağlamlık’ konulu seminere katıldı.

"Psikolojik sağlamlığın ölçütü hastalık, travmalar gibi olaylar sonrası ne kadar zamanda toparlandığınızdır." diyen Doç. Dr. Tayfun Doğan, psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek insanları ‘hacıyatmaza’ benzetti. Online gerçekleştirilen seminerin moderatörlüğünü Canan Ekmekçioğlu üstlenirken, pozitif psikoloji ve psikolojik sağlamlığı tanımlayarak giriş yapan Doğan, pozitif psikolojinin yeni bir yaklaşım olduğunu açıkladı. Doğan, "Pozitif psikoloji 1998 yılında Martin Seligman’ın girişimleriyle başlayan bir akım. Pozitif psikoloji insanların daha çok olumlu özellikleri ve güçlü yönlerine odaklanan bir yaklaşım." dedi.

Pozitif psikoloji ihtiyaçtan doğdu

Geleneksel psikolojinin hayatı anlamlı kılmak için ne yapılacağına dair bilgi sunmadığını aktaran Doç. Dr. Tayfun Doğan, pozitif psikoloji yaklaşımının bir ihtiyaçtan doğduğunu belirterek şunları söyledi:

Ülkemizde pozitif psikolojiye ilgi oldukça yüksek bir düzeyde. Artık insanlar hastalık dinlemek istemiyor. İnsanlar güzel şeyler duymak istiyor, hayatımı nasıl daha iyi bir noktaya taşıyabilirim diye düşünüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre hastalık, sadece bedensel değil aynı zamanda ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlıyor. Ruh sağlığı ise bireyin kendi yeteneklerinin farkında olması, stresin üstesinden gelebilmesi, iş yaşamında üretken ve kendi yetenekleri konusunda faydalı olmak şeklinde tanımlanıyor. Freud’a göre seven ve çalışan insan ruh sağlığı yerinde olan insandır.

Psikolojik sağlamlığı yüksek bireyler zorlukları daha kolay atlatıyor

Psikolojik sağlamlığı "toparlama gücü" olarak tanımlayan Doğan, "Psikolojik sağlamlığın ölçütü hastalık, travmalar gibi olaylar sonrası ne kadar zamanda toparlandığınızdır. Psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek insanları ‘hacıyatmaza’ benzetiyorum, düşer belki ama hemen toparlar. Herkes hayatın acılarından nasibini alıyor, bazıları kolayca toparlarken bazıları yıkılıp kalabiliyor. Kişide iyimserlik, öz saygı, affedicilik, şükran duyma, farkındalık varsa kişinin psikolojik sağlamlığı yüksek oluyor. Bu konuda yaptığımız bir araştırmaya göre çocukluğunu mutlu geçiren insanların psikolojik sağlamlığının daha güçlü olduğu anlaşıldı." dedi.

İyimserler daha uzun yaşıyor

Psikolojik sağlamlığı artırmada mutluluğun önemine değinen Doç. Dr. Tayfun Doğan, "İyimserlik çoğu kişinin düşündüğü gibi Polyannacılık değildir. Gerçekçi olmayan iyimserlik ise sakıncalı bir durumdur. Kişi hastalandığında iyimser bakış açısıyla önemsemez ve geçer düşüncesiyle sağlığını ihmal edebilir. Araştırmalara göre iyimserler daha uzun süre yaşar. Psikolojik sağlamlığı artırmanın bir diğer yolu kişiler arası ilişki kurmaktır. Mutluluk ilişkiseldir, insanlar birbiri için mutluluk ve mutsuzluk kaynağı olabilir. Sosyal destek psikolojik sağlamlık açısından oldukça önemlidir. Kişi kendini önemli hisseder ve olumsuz koşullarla daha kolay baş eder." ifadelerini kullandı.

İyiler her zaman kazanır

İyilik yapmanın sadece karşı tarafa değil kişiye de faydalı olduğunu aktaran Doç. Dr. Tayfun Doğan, "Besleyici ilişki tarzına sahip kişiler açık, samimi, saygılı ve sevecendir. Zehirleyici ilişki tarzına sahip kişiler ise kibirli, küçümseyici, eleştirici ve aşağılayıcıdır. Yaptığımız bir araştırmaya göre zehirleyici ilişki tarzındaki kişilerin psikolojik sağlamlığı düşük çıktı. Yani iyiler her zaman kazanıyor. Mevcut durumumuzdan mutlu olmayı öğrenmeliyiz. Hayat sana limon verirse limonata yap, neden iskender yapamıyorum diye üzülme." şeklinde konuştu. (İLKHA)