Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İklim Değişikliğiyle Mücadele Toplantısı"na katıldı.

Toplantıda konuşma yapan Bakan Murat Kurum, iklim değişikliği meselesinin uluslararası kurumların, liderlerin ana gündem maddelerinden biri olduğunu belirtti.

Küresel bir kriz olan bu meselenin ülkelerin var olma, yok olma, zenginliklerini kaybetme veya koruma ve gelecek nesillerin güzel bir dünyada yaşayıp yaşayamayacağı meselesi olduğunu belirten Kurum, "Özellikle son 50 yılda tüm devletler, dünyamızın, iklim değişikliği nedeniyle önümüzdeki dönemde geri dönüşü mümkün olmayan bir yıkımla yüz yüze kalacağını görmektedir. İklim değişikliğiyle mücadele, etkileri bakımından Kovid-19 sonrasında dünyanın en önemli gündem maddesi olacaktır. Bu nedenle sorumluluk bütün dünyanındır, hepimizindir." diye konuştu.

Dünya ısındıkça, ekosistemlerin ve insanların ayak uyduramayacağı kadar hızlı değişimlerin meydana geldiğini söyleyen Kurum, Türkiye'de de aşırı hava olayları nedeniyle, sel, heyelan, hortum gibi şiddeti sürekli artan afetler yaşandığını dile getirdi.

Afetlerde can kayıpları yaşandığını, çiftçilerin, vatandaşların emeklerinin heba olduğunu aktaran Kurum, gıda deposu olan bölgelerin kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Nehirlerdeki su seviyelerinin düştüğünü, kuraklığın tüm bölgelerde önemli bir boyuta ulaştığını belirten Kurum, şöyle devam etti:

"Şunu özellikle vurgulamak isterim ki iklim değişikliğiyle mücadele sadece bir çevre mücadelesi değildir. Pek çok sektörümüzü derinden etkileyen bir kalkınma meselesidir. Sadece son 20 yılda dünyada 7 bin 500 büyük doğal afet gerçekleşti ve bu doğal afetlerde 1,2 milyon insan hayatını kaybetti. Bu felaketlerin küresel ekonomiye etkisi yaklaşık 3 trilyon dolara ulaşmış durumda. İklim değişikliği kaynaklı afetlerin, ülkemizde de sanayiden tarıma, istihdamdan emek verimliliğine, ticari hareketliliğimizden kamu ve özel sektörümüze milyarlarca liralık etkisi olmaktadır.

Bu nedenle çevreci üretime, yenilenebilir enerji kaynaklarına, karbon emisyonunu en aza indirecek politikalara her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu mesele, kalkınma meselesi olduğu kadar, bir taraftan da sağlık meselesidir. Bir tarım ve hayvancılık meselesidir. Aynı zamanda su, kuraklık ve enerji meselesidir. Hepimiz, tüm bakanlıklarımızla, milletimizle, kamu ve özel sektörümüzle, yerel yönetimlerimizle iklim değişikliğine uyum sağlamak zorundayız."

klim değişikliğiyle mücadelede küresel ölçekteki gayretler gibi ulusal anlamda da acil önlemlerin yer aldığı büyük projeleri, bakanlıklar, yerel yönetimler ve üniversitelerle yapmaya gayret gösterdiklerinin altını çizen Kurum, bu kapsamda İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ile 541 eylem ve bu eylemlerden sorumlu kuruluşları belirlediklerine işaret etti.

Kurum, 7 bölgeye dair "Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planlarını" hazırlayıp uygulamaya geçtiklerini ifade etti.

Bir taraftan Sıfır Atık Projesi ile geri dönüşüm anlayışını Türkiye'de yaygınlaştırıp, diğer taraftan Sıfır Atık Mavi ile deniz kirliliğiyle mücadele edip, su kaynaklarını korumaya çalıştıklarını dile getiren Kurum, "Bir taraftan Türkiye Çevre Ajansıyla depozito iade sistemini daha etkin bir şekilde yürütüyor, öte taraftan da tasarruf merkezli akıllı şehir uygulamalarımızı hayata geçiriyoruz.Yine inşa ettiğimiz tüm yapılarda, güneş enerjisi sistemlerini tesis ediyor, enerji savurmayan, güçlü yalıtımı olan binalar yapıyoruz. Ayrıca binalarda yağmur suyu toplama sistemini zorunlu hale getirerek doğal su kaynaklarımızı koruyoruz." diye konuştu.

Korunan alan büyüklüğünü artırdıklarını anlatan Kurum, Türkiye'ye millet bahçeleriyle yeni ekolojik koridorlar kazandırdıklarını, böylece karbon yutak alanlarını artırarak, Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını azaltma hedefini gerçekleştireceklerini söyledi. Bugün iklim değişikliğiyle çok daha etkin, kararlı ve topyekun mücadele etmenin şart olduğuna değinen Kurum, "Bu anlamda, ülke olarak adeta bir seferberlik ruhuyla hareket etmek için bir İklim Kanunu'na ihtiyaç duyduğumuz aşikardır." dedi.

Kurum, "Üniversitelerimizle, sivil toplum örgütlerimizle, belediyelerimizle, özel sektörümüzle yaptığımız toplantı ve istişareler ve şimdi açıklayacağımız sonuç bildirgemiz, Meclisimizde yapılacak İklim Kanunu çalışmaları için bir referans olacak, bir kaynak oluşturacaktır." diyerek, İklim Değişikliğiyle Mücadele Çalıştayı'nın 14 maddelik sonuç bildirgesini okudu.

SONUÇ BİLDİRGESİ
Bildirgede yer alanlar;

1. İklim Kanunu için temel ilke, sorumluluk ve eylemleri içeren kapsamlı bir İklim Değişikliğiyle Mücadele Raporu Meclisimizin takdirine sunulacaktır.

2. Tüm kurumların, sera gazı emisyonlarının azaltımına ve iklim değişikliğine uyum sağlamasına yönelik 2050 Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konulacaktır.

3. Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planlarıyla, 7 bölgemiz tüm alanlarda iklim değişikliğine uyumlu hale getirilecektir. Akıllı şehir ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacaktır. Ülkemizin her yerinde; enerji verimli, iklime duyarlı yeni yerleşim alanları kurulacaktır.

4. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok yaşandığı sektörler olan tarım, hayvancılık, turizm, yenilenebilir enerji ve sanayi alanlarında yatırımlarımızı en verimli şekilde yönlendirecek, mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerde yeni mekânsal planlar uygulamaya konulacaktır.

5. 2023 yılına kadar tüm ülkede yaygınlaştırılacak Sıfır Atık Projesi kapsamında atıkların geri kazanım oranı 2035 yılında %60’a çıkarılacak. 2050 yılında evsel atıkların düzenli depolama ile bertarafına son verilecek.

6. Ülkemizde hâlihazırda %2,5 olan arıtılarak yeniden kullanılan atıksu oranı, 2023 yılında %5’e, 2030 yılında ise %15’e çıkarılacaktır.

7. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim kapasitesi arttırılacaktır. 2030 yılına kadar, elektrik üretimimiz güneş enerjisinden 10 cigavat, rüzgâr enerjisinden 16 cigavat kapasitesine çıkarılacaktır.

8. İklim dostu yatırımların destekleneceği, temiz üretim teknolojilerine yatırım yapan tesisleri ödüllendiren Emisyon Ticaret Sistemi hayata geçirilecek.

9. Enerji ve sanayi tesislerinin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarına yönelik ilave tedbir ve teşvikler arttırılacak.

10. 2023 yılında binalarımızda kullandığımız fosil yakıtlar %25 oranında azaltılacak. Yine 2030 yılına kadar tüm binalarımız enerji kimlik belgesine sahip olacak.

11. Kamu ve özel sektörümüzün, İklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarına yönelik teşvik ve finansman imkânları geliştirilecek, uluslararası finansman kaynaklarına erişim imkânları arttırılacak.

12. Ülkemizin tamamında, sel, heyelan, erozyon, taşkın tehdidi altında bulunan bölgelerde yeniden inşa faaliyetine izin verilmeyecektir. Tüm bu risk altındaki yapılar için uygun alanlar belirlenecek ve kamulaştırma ve dönüşüm projeleriyle taşıma süreci başlatılacaktır.

13. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok yaşandığı su kaynaklarımızın etkin yönetimi ve korunması için tüm kurumlarla ortak bir iş birliği geliştirilerek suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik önlemler belirlenecek ve uygulanacaktır.

14. İklim değişikliği konusunda üretilen çalışmaların ve verilerin paydaşlarımızın ve kurumlarımızın erişimine açık olduğu Ulusal İklim Değişikliği Platformu ile bilimsel araştırmaların yapılacağı, politikaların belirleneceği ve takip edileceği Ulusal İklim Değişikliği Araştırma Merkezi kurulacak.