TBMM (AA) 

Çavuşoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, en son örneği Fransa Millet Meclisinde kabul edilen "Ayrılıkçılık Yasası"nda görüldüğü üzere yabancı düşmanlığı ve ırkçılık ile bunun aktüel ifadesi olan İslamofobya'nın bugün özellikle Avrupa ülkelerinde günlük hayatın fiili bir gerçekliği haline geldiğine işaret etti.

Irkçı ve yabancı düşmanı siyasi partilerin, halkta korku ve kaygı oluşturarak ırkçılığı beslediğini ve ana akım siyasete istikamet tayin edebilecek duruma gelebildiklerini kaydeden Çavuşoğlu, yabancıların hayat, seyahat, çalışma ve eğitim haklarını kısıtlayan ve onları geldikleri yere göndermeyi kurucu söylem haline getiren ırkçı yaklaşımların ayırımcılığı kurumsal hale getirdiğine dikkati çekti.

Hakan Çavuşoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Avrupa'daki ırkçılık kültürel olarak İslam ve Müslüman korkusu ve nefretini ifade eden İslamofobyaya dönüşmektedir. Avrupa ülkelerinde siyasette, eğitimde, çalışma hayatında, günlük hayat aktivitelerinde, sokakta, kamu politikalarında, yargı kararlarında hem Müslümanların İslam inancını yaşamaları zorlaştırılmış bulunmakta, hem de İslam inancına mensubiyetlerinden dolayı yoğun ayırımcılığa hatta şiddet saldırılarına maruz kaldıkları görülmektedir.

Birlik ülkelerindeki en büyük Müslüman azınlık grubunu, Türkiye’den bu ülkelere çalışmak üzere gelmiş ve birkaç kuşaktır yaşadıkları toplumlara emekleriyle katkıda bulunan işçilerimiz ve aileleri oluşturmaktadır. Bunların Müslüman kimliklerinden ve yaşama biçimlerinden dolayı maruz kaldıkları ayırımcılık, Türkiye açısından önemli bir insan hakları meselesi olarak şekillenmiş bulunmaktadır. Avrupa Konseyi, AGİT ve Avrupa Birliğinin, İslam karşıtlığı konusunda net bir pozisyon oluşturamadıkları, bunu bir ayırımcılık türü olarak görmekte zorlandıkları, buna dönük politikalar geliştir(e)medikleri, Birlik ülkelerinin ise giderek daha fazla İslam karşıtı politikaları ana akım siyasete taşıdıkları görülmektedir."

"Müslümanlara karşı ayırımcı politikalar haklılaştırılmaktadır"

Hakan Çavuşoğlu, PEGİDA gibi aşırı sağ terör örgütlerinin, doğrudan İslam'ı ve Müslümanları hedef alan şiddet eylemleri organize ettikleri gibi hemen her ülkedeki aşırı sağcı siyasi hareketlerin Müslüman karşıtı politikalarla göçmen karşıtlığını bir araya getiren ırkçı yaklaşımları seslendirdiğini ve ana akım siyasetin de bunun etkisinde kaldığını belirterek, "Hollandalı aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders'ın sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili hakaretamiz ve saldırgan paylaşımı da bunun bir örneğidir. Yargı kararları da giderek içtihat değişikliğine sahne olmakta ve Müslümanlara karşı ayırımcı politikalar, 'Avrupa İslam'ı' ve 'ulusal kültür' etiketleri üzerinden haklılaştırılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, komisyonun, bugünkü toplantısında, son derece isabetli bir kararla "Avrupa Ülkelerinde Yükselen Irkçılık ve İslamofobya İnceleme ve Araştırma Alt Komisyonu" kurulmasına ilişkin önergeyi kabul ettiğini bildirerek, önergenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, kurulacak alt komisyonun Avrupa ülkelerinde konu ile ilgili yerinde incelemeler yaparak, bu konuda uluslararası kurum ve kuruluşlarla görüşmelerde bulunarak, akademi ve sivil toplum alanlarında konu ile ilgili çalışan araştırmacı ve hak savunucularını dinleyerek farkındalık çalışmaları yapacağını ve durum tespitiyle politika önerileri oluşturmaya çalışacağını kaydetti.

Alt komisyona başarılar dileyen Çavuşoğlu, söz konusu komisyonun, yaşadıkları ülkelere emekleriyle katkıda bulunan vatandaşların karşılaştıkları problemleri tespit etmek ve çözüm yaklaşımları geliştirmek, ırkçı politikaları açığa çıkarmak ve İslam karşıtlığı ile mücadeleyi ülkeler üstü bir insan hakları meselesi olarak formüle etmeye katkıda bulunmak, uluslararası hak kuruluşlarının bu konuya dikkatlerini çekmek, İslamofobik olayların kayda alınmasını sağlayacak bir sistem geliştirilmesini teşvik etmek, konunun temel insan hakları kategorisi içine dahil edilerek Birleşmiş Milletlerin ülke bazlı Evrensel Periyodik İnceleme tablosuna dahil edilmesini sağlamak için çalışacağını bildirdi.