Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yapılan saldırıyla ilgili partinin genel merkezinde basın toplantısı yapıldı.

Toplantıda konuşan Gelecek Partisi Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün'ün açıklamaları şöyle:

"21. yüzyılda Ankara'nın göbeğinde adalet aramak için huzurlarınızdayız. Hukuk devletini arıyoruz, adaleti arıyoruz.

Defalarca dilekçe verdik, bu eylem organize bir suç örgütünün yaptığı eylemdir diye. Biz soruşturmanın derinleştirilmesini beklerken dosya jet hızıyla savcılığa intikal ettirildi ve taleplerimiz araştırılmadan 5 günde iddianame hazırlandı.

"SAVCI 7 GÜN SONRA SANIKLARIN TAHLİYELERİNİ İSTEDİ"

Akabinde ağır ceza mahkemesi taleplerimizi ve dosyayı incelediğinde burada adam öldürmeye teşebbüs suçu olma ihtimalini göz önünde bulundurarak görevsizlik kararı verdi. Fakat savcı sadece 7 gün sonra sanıkların tahliyesini istedi.

Ağır ceza mahkemesi de görevsizlik kararını kaldırdığı gibi "uzun tutukluluk" gerekçesiyle saldırganlar için tahliye kararı verdi.

"SUÇ İŞLEMEK İÇİN ÖRGÜT KURMUŞLAR"

Bunlar bir araya gelmiş ve suç işlemek için örgüt kurmuşlar. Olaydan iki gün önce aynı araçla gelip keşif yapmış, ev kiralama bahanesiyle binayı dolaşmışlar. Olay mahaline silahlarla gelmişler.

 
Bizim derdimiz kuklayla değil, kuklacıyladır. Bütün taleplerimizin reddedilmesinin sebebi burada yatıyor, kuklacıyı ortaya çıkartmak istemiyor yargı. Biz bu örgütü ortaya çıkartmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

"BİRDEN 'UZUN TUTUKLULUK SÜRELERİ' AKLA GELMİŞ"

Bir tweet atanın aylarca tutuklu kaldığı bir ülkede, öldürmeye teşebbüs suçu işlemiş insanlar 15 gün tutuklu kalınca birden "uzun tutukluluk süreleri" akla gelmiş.

Suçlardaki cezasızlık bu insanları azdırmış. Ankara'nın göbeğinde hakkımızı arıyoruz. Sonuna kadar hem yargıda hem de siyaseten hakkımızı aramaya devam edeceğiz."

 
Toplantıda söz alan Selçuk Özdağ'ın açıklamaları ise şöyle:

"Bu saldırılar sistematik. Bu saldırıların tamamı muhalefeti susturmak adına yapılmıştır. Bu gazetecilere yapılan saldırıların hepsi hanımlarının, çocuklarının yanında, cami içerisinde, hep arkadan yapılmış, 5-10 kişi saldırmıştır.

Bütün olaylar vaka-i adiyeden kabul edilmiştir. Hem kolluk hem adliye bu konularda bigane kalmıştır çünkü buralarda siyasi müdahaleler yapılmıştır.

"O GÜVENLİK GÖREVLİSİ DE EVİNİN ÖNÜNDE DÖVÜLDÜ"

Bir MHP milletvekili Hacı Bayram Camiinde bir törene katılırken bir güvenlik görevlisi ile hatırlarsanız nahoş olay olmuştu. O güvenlik görevlisi de evinin önünde dövüldü.

 
Karakola gelen ANFA Genel Müdürüne karakolda saldırı yapıldı ve yine bazı siyasiler devreye girdiler.

"SALDIRIYA UĞRAYANLARIN ORTAK ÖZELLİĞİ BAHÇELİ'Yİ ELEŞTİRMEK"

Bu saldırıların hepsi muhalefeti susturmak ve ifade özgürlüğüne ket vurmak adına yapılmıştır. Saldırıya uğrayanların tamamının ortak özelliği şudur; Sayın Devlet Bahçeli ve onun arkadaşlarını eleştirdikleri için saldırıya uğramışlardır.

Sayın Soylu daha saldırganlar yakalanmadan, ifadeleri alınmadan "gençlerin tepkiselliği" dedi. Kamera kayıtları güvenlik güçleri tarafından alındı ama dosyamıza konulmadı. Sayın Soylu, bütün bu olaylar tepkisel mi? Siz nasıl İçişleri Bakanısınız?

"SEN NASIL ADALET BAKANISIN"

Abdülhamit Gül, sen nasıl Adalet Bakanı'sın? "Adalet yerini bulsun da kıyamet kopsun" diyordun, adalet yerini buldu mu? Bazı MHP milletvekilleri ile Ülkü Ocakları mensupları senin savcını tehdit ettiler. Sen savcının hukukunu koruyamamış bir Adalet Bakanı'sın!

Bana yapılan siyasi bir terör saldırısıydı. Sokaklar çetelerin, mafyanın olsun ve Türkiye aynı zamanda bir polis devleti olsun istiyorlar. Türkiye bir hukuk devleti olacak."