Dikey tarım, "yapı entegre kontrollü tarım" olarak tanımlanıyor ve giderek daha fazla kişinin dikkatini çekiyor. Koronavirüs, küresel ısınma, nüfus artışı gibi etkisi küresel çapta hissedilen olaylar ise dikey tarımı daha çok konuşulan bir konu haline getiriyor. Çünkü, yağışların azalması ve barajlardaki su oranının düşmesi tarımsal üretimi tehdit ediyor. Diğer yandan koronavirüs pandemisi ile sınırların kapanması, tarımsal tedarik zincirlerinin aksaması riskini doğuruyor. Nüfus artışı, gıda ihtiyacını karşılamak için daha verimli üretim yöntemleri bulmayı gerektiriyor.
"Bizde şöyle bir inanış var, evet tarım alanlarımız çok fazla, dönüm dönüm hektar hektar alanlarımız var" diyen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bora Bingöl, şöyle devam ediyor:
"Fakat bu son dönemlerde yaşadığımız olaylar gösterdi ki hiçbir şeye güvenmememiz gerekiyor. Yani kaynaklarımızı daha dikkatli bir şekilde efektif bir şekilde ve sürdürülebilir olarak kullanmamız gerekiyor."
Dikey tarım nasıl çözümler sunabilir?
Temelde dikey tarımda 3 çeşit yöntem kullanılıyor. Aeroponik, Akuaponik ve Hidroponik... Bu yöntemlerle birçok ürünü yetiştirmek mümkün.
Bu yöntemler; suyu verimli kullanması, daha fazla ürün alma imkanı sunması, kentlerde veya kentlere yakın yapılabildiği için ürünlerin daha kolay transfer edilerek karbon ayak izini azaltabilmesi, gübre tasarrufu sağlaması, yapay zeka ile kontrol edildiğinde fire oranını düşürmesi, topraksız olduğu için topraktan gelecek zararlıları ortadan kaldırması gibi birçok yönden çözüm sunabiliyor.
Hidrofonik tarım yapan dikey tarım girişimcisi Burcu Canayakın, yüzde 90 oranında daha az su kullanarak aynı ürünü üretebildiğini söylüyor. Dr. Bora Bingöl de "Dikey tarım su açısından bir tasarruf sağlıyor. Bunu belirli oranda verdiğimiz için ortalama yüzde 70 oranında bir tasarruf sağlıyor. Hem su kalitesi düşük hem de suyun az olduğu yerlerde çok rahat uygulayabileceğimiz bir sistem" diyerek özetliyor.
Ürünü daha kısa sürede hasat edebildiğini ve üretimde fire vermediği için verimliliğin çok yüksek olduğunu da söyleyen Canayakın, "Topraklı tarımda fesleğen 35 günde hasat zamanına geliyor. Biz sisteme eklediğimizde 20 günde hasat alabiliyoruz bunu. O yüzden ektiğim zaman günbegün büyümelerini bekledim sadece" diyor.
Teknoloji, yapay zeka ve uzay çalışmalarında dikey tarım
Dikey tarım çalışmalarının bir amacı da uzay çalışmalarına katkıda bulunmak. Bingöl; uzayda kolonileşme başladığında, koloninin gıda ihtiyacını karşılamak için topraksız, havasız, gün ışığı gereksinimi duymayan modüler sistemlere ihtiyaç duyulacağını söylüyor.
Dikey tarımda teknoloji kullanımı da yaygın. Burcu Canayakın da Kocaeli'nde kurduğu konteynerde bir yazılım kullanıyor. Bu yazılım sayesinde konteynerin içindeki nemi, besin değerini, sıcaklığı anbean yönetebiliyor.
Evde dikey tarım
Dikey tarım, şehir içinde çatılarda, balkonlarda da uygulanabiliyor ve küçük alanlarda tarımsal ürün yetiştirmeyi mümkün kılıyor. Bu uygulamayı yapanlardan biri de Meryem Aynur.
Aynur, "Balkonun her bir köşesi farklı bir ürün yetiştirmek için bize elverişli bir ortam sağlıyor" diyor. Görüntüsü cezbettiği için balkonunda dikey sistemle çilek üreterek başlamış. Evde dikey tarıma başlamasıyla; pipet, bant, plastik kap gibi evdeki malzemelerle bitkileri için damla sulama yöntemi de geliştirmiş. Çileklerinin büyümesini izlerken balkonda yine dikey tarım yöntemi ile marul, soğan, sarımsak ekmeyi denemiş ve ürün almayı başarmış. Şimdi, dikey sütunların sayısını artırmak istediğini ve ileride bunu bir konteynerin içinde, daha farklı daha geniş bir alanda yapıp büyütmeyi hayal ettiğini anlatıyor.
Türkiye'de ve dünyada çalışmalar sürüyor. San Francisco'da bir teknoloji girişimi yüzlerce dönümlük araziden alınabilecek ürünü 2 dönümlük dikey çiftliğinde yetiştiriyor; market, kafe ve restoranlarda dikey tarım yöntemleri ile üretim yapmak popülerleşiyor; dünyada dikey tarım girişimleri büyük yatırımlar alıyor. Çalışmalar ve gelişen teknolojilerle dikey tarımın önemi de günden güne artıyor.
Kaynak: TRT Haber