Lüks yaşam standartları bir yana, temel ihtiyaç malzemelerinin temininde dahi vatandaşların zorlandığını kaydeden siyasi parti il başkanları, asgari ücretin bürüt olarak vatandaşın eline geçmesi gerektiğini istediler.

Zamların cep yaktığını ve halkın sıkıntılar yaşadığını dile getiren HÜDA PAR Adana İl Başkanı ve partisinin Genel İdare Kurulu üyesi olan Salih Demir, asgari ücretteki artışın zamlara kurban edildiğini söyledi.

Türkiye’de suni gündemlerin konuşulduğunu ve gerçek gündemin halk ve halkın sıkıntıları olduğunu kaydeden Demir, halkın geçimi ve maneviyatı hususlarında devletin özel çaba içerisinde olması gerektiğini aktardı.

Salgın hastalık nedeniyle tüm dünyada ekonomik sıkıntıların yaşandığını hatırlatan Demir, zamların belirli seviyede olmasını ve astronomik boyutlarda yüksek olmasını anlayamadıklarını söyledi.

Esnafa yönelik denetimlerin normal olduğunu fakat ürünlerin fabrika ve tarla çıkışının kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen Demir, "Denetimler genelleştirilmeli, sadece marketlere ve küçük esnafa yönelik adımlar atılmamalı." dedi.

Parti olarak zamlara karşı oldukları gibi faize de karşı olduklarını anımsatan Demir, "Halkımızı adım adım faizden kurtarmalıyız. Çünkü faiz iyiliği, bereketi, alın terini ve üretimi eritir. İsrafın ise ciddi boyutlarda olduğu bir gerçektir. Devlet israfı engellenmeli ve ayağını yorganına göre uzatmalıdır. İktidar ve muhalefet bir olup halkın gerçek gündemini görüşmelidir." ifadelerini kullandı.

"Asgari ücret bürüt olarak vatandaşın eline geçmeli"

Yeniden Refah Partisi Adana İl Başkanı Selahaddin Baysal ise yaşanan zamların devletin politikaları sonucunda ortaya çıktığını savundu.

Baysal, "Çünkü biz inancımız doğrultusunda hareket etmeliyiz. İnancımıza uygun kanunlar çıkartır ve uyarsak Rabbimiz, her alanda bize yardım eder. Fakat yasa ve kanunlarımızda Avrupa baz alınırsa, ummadık kötü sonuçlarla karşılaşırız. Bizi yaratan Allah, nasıl yönetilmemiz gerektiğini yüce kitabında açıklamıştır." dedi.

Vergi sisteminin yanlış uygulandığını da söyleyen Baysal, "Dinimize göre insanların gelirinden değil, servetinden vergi alınır. Asgari ücrette bürüt olarak vatandaşın eline geçmeli ve herhangi bir kesintiye uğramamalı. Millî Eğitim Bakanlığı müfredatında halkımızın inancına uygun eğitimlerin verilmesi gerektiğini ve böylelikle manevi olarak donanımlı nesillerin yetişebileceğini söyleyen Baysal, "Okullarımızın tamamında Kur’an-ı Kerim ve Temel Dini Bilgiler dersleri öğretilmelidir." şeklinde konuştu.  

İnsanların direk cebini ve mutfağını ilgilendiren zamla ilgili değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Adana İl Başkanı Musa Ahmet Kaya, yağ gibi temel gıda maddesinin alınımda dahi vatandaşların zorlandığını kaydetti.

Marketlerdeki fiyat etiketlerinin sürekli değiştiğini ve her geçen gün yükseldiğini kaydeden Kaya, devletin PTT’den yağ satması hususuna da değindi.

Tanzim çadırları gibi her sıkıntılı üründe devlet satış yapacaksa tüm devlet kurumlarının tabelalarının yanına AVM logosu da katılması gerektiğini söyleyen Kaya, devletin satışa sunduğu ürünlerin ya sınırlı sayıda ya da marketlerdeki fiyatlara yakın olduğunu ifade etti.

Fiyat artışlarında sorumlu olanın perakende satan esnafın değil bizatihi hükümet olduğunu da ifade eden Kaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önceki konuşmalarında ifade ettiği ‘Bu ülkenin ekonomisinden ben sorumluyum’ cümlesini hatırlattı.

"Devletteki israfın önüne geçmek inancımızın bir gereği"

Stokçuluk yapan ya da fiyat artışlarını ortak bir şekilde belirleyen market zincirlerine karşı önlem alınması gerektiğini söyleyen Kaya, vatandaşın alım gücünün azaldığına dikkat çekti.

Kaya, "Asgari ücret belirlenirken dört kişilik bir aileyi kıt kanaat geçindirebilecek düzeyde bir rakam çıkıyor. Asgari ücretten vergi alınmamalı. Devlette ki israfın da önüne geçmek birinci vazifemiz ve inancımızın bir gereği. İtibar, lüks araçlara binmekle değil, ülkenin ekonomisi ve halkın refah seviyesi ve maneviyatıyla belirlenir." dedi.

DEVA Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık, zamların hükümetin yanlış ekonomik politikalarının sonucu olduğunu ileri sürdü.

Kısacık, hükümetin kredi faizlerini baltalama amacıyla döviz fiyatlarını serbest bıraktığını, dövizin yükselmesiyle ürünlere zamların yapıldığını fakat döviz kurlarının iniş eğiliminde olurken ürün fiyatlarında da bir azalmanın olmadığını söyledi.

"Asgari ücretle geçinmek bir başarıdır"

Dolayısıyla halkın ciddi bir biçimde yaşam maliyetlerinin arttığını vurgulayan Kısacık, "Ülkemiz maalesef birçok üründe ana girdisini ithal ediyor. İthalat fiyatlarının yükselmesi ister istemez ürün fiyatlarına ve yine vatandaşa yansıdı. Son iki yılda birçok alan ve sektör ürünlerinde yüzde yüze varan zamlar yapıldı. Peki bu süreçte hangimizin maaşına yüzde yüz zam yapıldı. Maliyet artıyor fakat gelir azalıyor. Dar ve orta gelirli vatandaşlar ve memurlar da dahil refah kaybı yaşıyor. İnsanımız lüks tüketim mallarını bırakın temel ihtiyaç malzemelerinde dahi temin etmekte zorlanıyor. Dar ve orta gelirli kesimlerimiz ağır zaman yükünün altında eziliyor. Asgari ücretle geçinmek bir başarıdır. Milletimiz aile bağlarının kopmaması adına dayanışma içine girerek idare etmeye çalışıyor. Özellikle büyük şehirlerde bu ücretle geçinmek çok zor. Asgari ücrete zam yapılmış olarak gözüküyor fakat ilerleyen aylarda verginin artmasıyla asgari ücrete yapılan zammın bir anlamı kalmıyor." ifadelerini kullanan Kısacık, salgın sürecinde vatandaşın daha zor günlerden geçtiğini vurguladı.

Yanlış politikalara bir de salgının getirdiği zorluk eklenince sıkıntıların daha da arttığını söyleyen Kısacık, "İşini kaybeden esnafın ve hizmet sektöründe ki çalışanların sorunlarına çözüm üretilmeli. Salgın nedeniyle işyerleri kapalı. Fakat açılması durumunda hiçbir değişiklik ve iyileştirme olmayacak. Bu boş zamanlarda esnafımızın sıkıntılarını düzeltmek için düzenlemelerin yapılması gerekir." dedi. (İLKHA)