AA-Birmingham Üniversitesi, Leicester Üniversitesi ve University College London iş birliğiyle Harvard Üniversitesi'nde yürütülen "Fosil Yakıtların Yanmasından Oluşan Dış Mekan Partikül Kirliliği Kaynaklı Küresel Ölüm Oranı" başlıklı araştırmaya göre, 2018'de fosil yakıt kaynaklı hava kirliliği nedeniyle 8 milyonu aşkın ölüm gerçekleşti.
Buna göre, kömür ve dizel gibi fosil yakıtların kullanımından ortaya çıkan hava kirliliği, dünya çapında her 5 ölümden 1'inin sorumlusu oldu. Fosil yakıt kaynaklı hava kirliliğinin en yoğun olduğu Kuzey Amerika'nın doğusu, Avrupa ve Güneydoğu Asya en yüksek ölüm oranlara sahip bölgeler oldu.
Araştırmacıların bulgularına göre 2012'de dünya çapında fosil yakıt emisyonları nedeniyle gerçekleşen ölümler, tüm ölümlerin yüzde 21,5'ine denk geldi. Bu oran, Çin'in hava kalitesi konusunda sıkılaşan önlemleriyle 2018'de yüzde 18'e geriledi.
Araştırmada görüşlerine yer verilen Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Fakültesi Çevresel Epidemiyoloji Profesörü Joel Schwartz, fosil yakıt kullanımından doğan tehlikeler ele alınırken genellikle karbondioksit miktarı ve iklim değişikliğinden bahsedildiğini belirterek, "Öte yandan sera gazlarıyla birlikte salınan kirleticilerin sağlığa zararı sık sık gözden kaçan bir nokta olur. Fosil yakıt kullanımının sağlık açısından sonuçlarının miktarını belirterek politika belirleyiciler ve alternatif enerji kaynaklarına geçişten yararlanacak olan paydaşlara açık bir mesaj verdiğimizi umuyoruz." ifadelerini kullandı.
Washington Üniversitesi Küresel Çevre ve Sağlık Merkezi Küresel Sağlık Bölümü Öğretim Üyesi Ronald Law ise bugünün en acil sorunları arasında yer alan iklim değişikliği ve hava kirliliğinin ölümcül sağlık etkilerinin durdurulması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Araştırmanın sonuçları uzun zamandır bildiklerimiz de göz önüne alındığında şaşırtıcı değil ancak fosil yakıt kullanımının, özellikle dünyanın savunmasız bölgelerinde çocuklar arasında erken ölüm oranlarının artmasından sorumlu olduğuna dair kanıtları pekiştiriyor. Bu, salgın ve yeni normal zamanında, sağlığın her şeyden önce gelmesi anlamına geliyor. Şimdi ve gelecekte, gezegenimizin, toplumumuzun ve insanların sağlığını daha iyi korumak istiyorsak, temiz enerji kaynaklarına geçmek için cesur adımlar atmak şart."