VAN - ``Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm`ı seçtim" ayeti hatırlatılarak başlanan mesajda, Veda Hutbesi`nin yüz binlerin tanıklığında Peygamber efendimiz Hz Muhammed (sav) tarafından irad edildiği belirtildi.
 
Veda Hutbesi`nin bir kurtuluş reçetesi olduğu vurgusu yapılan mesajda, "Resulallah, bu reçeteyi 1400 yıl önce yüz binlerin tanıklığında ve bunun yanında ``Ey İnsanlar`` tabirini kullanmış ve bu hutbe tüm insanlığı muhatap alan, yol gösterici ve peygamber efendimizin ümmetine son derece ciddi bir vasiyetidir. "Ey İnsanlar" şeklindeki hitap cümleleri, veda hutbesinin evrenselliğinin, yani mesajının orada bulunan müminlerle sınırlı olmadığının göstergesidir" denildi.
 
"Beşer tarih boyunca haklara riayet etmediği için acılar çekti"
Peygamber efendimiz Hz Muhammed (sav)`in Veda Hutbesi`nin başında insanın en temel hakkı olan yaşam hakkına vurgu yaptığına dikkat çekilen mesajda, tüm hakların ancak yaşam hakkının sağlanmasıyla mümkün olabileceği ifade edilerek, "Tarih boyunca beşer bu insani haklara riayet etmediği için acılar çekti. Bu haklara riayet ettiği müddetçe barış ve sürur atmosferini teneffüs etti. Zira sorunsuz toplum ancak sorumlu bireylerle meydana getirilebilirdi. Kan davalarını kaldıran Allah Resulü (s.a.v), bu gün toplum barışını tehdit eden, anaları dul çocukları yetim bırakan, yüzyıllarca çekilen acıları bitirmek istiyordu. Vefa istiyordu, sadakat istiyordu, güzel bir sabır istiyordu. Üstünlüğün milliyette değil, dünyalık makam ve şöhretlerde değil ancak, Allah`ın (cc.) murat ettiği şekilde olabileceğini vurguluyordu" ifadeleri kullanıldı.
 
"İnsanlık Hz. Muhammed (sa.v)`e ümmet olmak zorundadır"
Mesajın devamında şu ifadelere yer verildi: "Kadınların insan olarak telakki edilmediği, şeytan ve hayvanlarla teşbih edildiği bir dönemde, kadınıyla erkeğiyle ademoğlunun "Bir anadan", bir kadından doğduğuna, kadınların ve erkeklerin birbirlerine Allah`ın emaneti olduğuna işaret ediyordu. Bıraktığı emanetin fermanıyla bize huzurun adresini işaret ediyor, hidayete götüren yolun çizgilerini bir kere daha kalınca çiziyordu. Her türlü aşırılığın uzağında, bizi denge insanı olmaya çağırıyordu. On beş asır sonra bugün biz de burada aynı şekilde şahitlik ediyor, Allah`ın Habib-i Edibi Muhammed Mustafa (sav) Efendimizi sonsuz salat-u selamla, minnet ve şükranla anıyoruz. Efendimiz (s.a.v.), insanlığın bugün bile pençesinde bekleştiği, bütün maraz durumları ikaz etmiş, bütün güzellikleri göstermiştir. İnsanlık topyekun dünyada huzur saadet sağlık istiyorsa, bu emir ve tavsiyelere harfiyen uymak zorundadır. Hâsılı, insanlık Hz. Muhammed (s.a.v.)`e ümmet olmak zorundadır." (Fırat Arslan - İLKHA)