Programa Pakistan Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Güray Alpar, Pakistan Büyükelçiliği çalışanları ve Pakistan topluluğu üyeleri katıldı. 

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, Elçilik Müsteşarı Arşad Jan Pathan tarafından Pakistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nın mesajları okundu.

 

Pakistan liderlerinin mesajlarında, sorun Keşmirlilerin istekleri doğrultusunda çözülünceye kadar Keşmir halkına siyasi, manevi ve diplomatik desteklerinin devam edeceği vurgusu öne çıktı.

Keşmir konulu slayt gösterimin ardından Pakistan Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi, bir konuşma yaptı.

Qazi, 5 Şubat'ın "Keşmir Dayanışma Günü" olarak kutlanmasının, Hindistan tarafından ilk kez Ocak 1948'de meselenin BM'ye götürüldüğü zaman kabul edildiğini hatırlattı.

Pakistan Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi

Büyükelçi Qazi, "Hindistan 1948 yılından beri, bu hakkın IIOJK'deki (Hindistan'ın yasa dışı işgali altındaki Cammu Keşmir) Keşmirlilere verilmesini reddetmek için her türlü siyasi, diplomatik, askeri, ekonomik, parlamenter, anayasal ve demografik hileyle ikiyüzlülük yapmıştır. Hindistan tarafından yapılan toplu insan hakları ihlalleri yerel toplumda korku oluşturmak için gerçekleştirildi. Günümüzde ve bu çağda, Hindistan rejimi ne kadar erişimi kısıtlasa da Keşmir vadisindeki silahlı güçlerin eylemlerinin üzerine ne kadar perde çekmeye çalışsa da ne kadar sahte STK'yı veya zaten ölmüş kişileri dünyaya sahte haberlerini yaymak için kullansa da gerçek eninde sonunda ortaya çıkmaktadır ve bu gerçek karanlık ve çirkindir." ifadelerini kullandı.  

Türkiye'nin Jammu ve Keşmir anlaşmazlığı üzerindeki prensipli konumu ve devamlı desteği için teşekkür eden Qazi, Türkiye halkına da teşekkür etti.

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta

"Türkiye ve Pakistan eşine ender rastlanan, tarihi dostluk bağlarına sahip iki ülkedir"

Programda konuşan TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, "Türkiye ve Pakistan'ın eşine ender rastlanan, tarihi dostluk ve kardeşlik bağlarına sahip tarihte de pek çok kez ispat ettikleri üzere birbirlerinin sevinçlerini olduğu gibi acı ve dertlerini de en samimi ve fedakârane şekilde paylaşan iki ülkedir. Dolayısıyla Keşmir ve o topraklarda yaşayan kardeşlerimiz Pakistan için olduğu gibi bizlerin de kalbinde ve zihninde her zaman yer tutmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da başta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) olmak üzere her platformda yaptığı gibi bizler de Jammu-Keşmir meselesinin her alanda temsilcisiyiz." dedi.

"Güney Asya'nın barış ve istikrarı Keşmir sorunundan ayrı düşünülemez"

Keşmir'de barış ve istikrarın teminini sağlamak yalnızca bölgesel aktörler için değil, küresel aktörler için de önem arz ettiğini belirten Balta, "Güney Asya bugün, kültürel dokusu, tarihi zenginliği, büyüyen ekonomisi ve dünya nüfusunun neredeyse dörtte birini oluşturan insan kaynağıyla yükselen bir bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, bölgede barış ve istikrarın teminini sağlamak yalnızca bölgesel aktörler için değil, küresel aktörler için de önem arz etmektedir. Güney Asya'nın barış ve istikrarının, Keşmir sorunundan ayrı düşünülemeyeceğine inanıyoruz. 74 yıldır devam eden bu sorunun çözümü tüm bölgenin menfaatine olacaktır. Ancak bu sorunu, bölgenin sosyolojik, etnik ve demografik gerçeklerini göz ardı tutarak çözmek mümkün değildir. Zira bölgenin etnik ve demografik yapısının korunması, sorunun çözümü için temel bir nitelik taşımaktadır. Nitekim ilgili BMGK kararları da bölgenin kendine has demografik yapısının korunmasının altını çizmektedir." ifadelerini kullandı.

"Uluslararası toplum Keşmir'deki kardeşlerimizin durumunu görmezden gelmemeli"

Hindistan Anayasası'nda Jammu-Keşmir eyaletine özel statü tanıyan 370'inci maddenin 5 Ağustos 2019 tarihinde Hindistan tarafından tek taraflı olarak ilga edilmesiyle sorunun daha da karmaşık hale geldiğini dile getiren Balta, konuşmasının devamında şunları söyledi:

Söz konusu karardan bu yana, başta Jammu-Keşmir'in demografik yapısının değiştirilmesine dönük atılan adımlar ve diğer uygulamaların, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bölge halkının sıkıntılarını artırdığına hepimiz şahit oluyoruz. Bu adımları kabul edilemez buluyoruz. Bugün var olan resim, Keşmir için diyaloğu esas alan BMGK kararlarının aksi yönündedir. Bizler tüm uluslararası camianın BM'nin verdiği kararların samimi bir şekilde takipçisi olması gerektiğine inanıyoruz. Uluslararası toplum, Keşmir'deki kardeşlerimizin durumunu görmezden ve duymazdan gelmeye devam etmemelidir.

"74 yıldır süren sorun ancak Jammu-Keşmir halkının meşru beklentilerinin karşılanmasıyla çözülür"

74 yıldır bölgede sorun olmaya devam eden meselenin ancak Jammu-Keşmir halkının meşru beklentilerinin karşılanmasıyla çözülebileceğinin altını çizen Balta, "Jammu-Keşmir halkıyla dayanışma içinde olan ülkemiz, tüm bölgede barış ve iş birliğinin kapısını aralayabilecek şekilde, taraflar arasında diyalog yoluyla, BM Şartı ve ilgili BMGK kararları temelinde soruna adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasını arzulamaktadır. Unutulmamalıdır ki, 74 yıldır bölgede çözüm bekleyen bu sorun ancak Jammu-Keşmir halkının meşru beklentilerinin karşılanmasıyla adil ve kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulabilir. Ülkemiz, tarihi ve kültürel çok özel bağlarının bulunduğu Güney Asya'nın barış ve istikrarına katkı sağlamaya ve bölgede gerginliğin diyalog yoluyla azaltılması için gerekli desteği vermeye hazırdır."

Programda ayrıca IIOJK'de devam eden insan hakları ihlalleri üzerine bir fotoğraf sergisi açıldı. 

Yapılan dua ile program sona erdi. (İLKHA)