İbni Sina, çınar yaprağını diş ağrılarında, antiinflamatuvar ve dizlerde ağrı kesici (analgesic) olarak önermektedir. İran, çınar yaprağını günümüzde bazı dermatolojik, gastrointestinal ve romatizmal şikâyetlerde geleneksel tedavi yöntemleri arasında uygulamaktadır. Dioscorides, çınar yaprağını dizanteride (dysentery) önermiştir. Antikanser gücü yapılan klinik çalışmalarla da ortaya konmuştur. Antiseptik ve antimikrobiyal özellikleri oldukça güçlüdür. Bu anlamda çınar yaprağından hazırlanan ağız çalkalama suyu hem antiseptic hem de aft şikâyetlerinde başarıyla uygulanabilir.
NEDEN PLANATUS ANATOLİAS (ÇINAR)?
Bitkiler veya tohumları tescillenirken veya patentlenirken fenotip ve genotip özellikleri esas alınarak yapılır. Ancak, bu yeterli değildir. Bir bitkinin içinde bulunduğu ekolojik florası, biyolojik çeşitlilik ortamı, allelopatik şartları, bulunduğu toprağın mikrobiyolojik florası ve özellikle de toprağın mineral içeriği, iklim ve çevre şartları, yatay ve dikey geçişler o bitkinin takson kimyasını doğrudan etkilemektedir. Anadolu Toprakları üzerinde bor maden yataklarının bulunduğu bölgelerde yetişen çınar ağaçları takson kimyası açısından farklı glikozidler içermesi bakımından “orientalis” den ayrılarak “anatolias” adını almaya hak kazanır. Yukarıda adı geçen bölgelerin (bor maden yatakları içeren) çınar ağacı yapraklarının glikozidleri spesifik ve selektive olarak “osteoartrit” şikayetlerinde hem analgesic hem de vücutta gelişen genel kireçlenmeye karşı etkilidir.
NOT: Bu bilgiler Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’nun resmi web sitesinden alınmıştır…