COVID-19 salgınının başlarında Çin'den gelen ilk veriler hastalığı hafif geçirenlerin iki hafta, ağır geçirenlerinse 2 ila 6 hafta içinde iyileştiğini gösteriyordu. Ancak kısa süre sonra gerçeğin bu olmadığı anlaşıldı.Uzun COVID-19 terimi aslında ilk defa sosyal medyada bir hasta tarafından kullanıldı ve tıp dünyasınca da kabul gördü.
Uzun COVID-19 araştırmaları
Yapılan araştırmalar, uzun COVID-19'un aslında ne kadar yaygın olduğunu gösterdi. Semptomların hastaların yüzde 10 ila 20'sinde 1 ay, her 44 hastadan birindeyse 3 aydan fazla sürdüğünü ortaya çıktı. İtalya'da hastalandıktan 60 gün sonra değerlendirilen vakaların sadece yüzde 13'ünde hiçbir şikayet kalmadığı gözlendi. Hastaların yüzde 87'sindeyse en az bir semptom devam ediyordu. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, COVID-19'un uzun etkilerinin kişiler arasında farklılık gösterdiğini belirterek, vakalarda en sık rastlanan bulguları şu şekilde sıraladı:
"Yaygın görülen bulgular yorgunluk, kalp ritim bozuklukları, çarpıntı, birtakım bilişsel problemler, odaklanma problemi, hafıza problemleri, baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrısı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, tat ve koku kaybı, uykusuzluk, aralıklı ateş gibi semptomlar yer alıyor. Dünyaca ünlü Lancet dergisinde bir çalışma yayımlandı. Bu çalışmada Çin'in Wuhan kentindeki bir hastanede 6 ay önce COVID-19 tedavisi gören 1733 kişiyle görüşüldü. Ocak-mayıs aylarında tedavi gören bu kişilerin yüzde 76'sının 6 ay sonra bile hastalığın etkisinden tamamen kurtulamadığı gösterildi. Araştırmaya göre yorgunluk ve kas güçsüzlüğü yüzde 63 ile en çok bildirilen bulguydu. Diğer bulgular yüzde 26 ile uyku sorunu, yüzde 23 ile anksiyete ve depresyondu."
Her 5 kişiden biri eski sağlığına kavuşamadı
Hastalık çok sayıda ciddi rahatsızlığa yol açabiliyor. İngiltere'de yapılan araştırma, akut böbrek yetmezliğinde önceki yıllara göre yüzde 20 ila 35 arasında artış olduğunu gösterdi. Hastalık Korunma ve Kontrol Merkezinin raporuna göre ise daha önce hiçbir hastalığı bulunmayan 18-35 yaş arası kişilerin her 5'inden biri, eski sağlığına kavuşamadı. Mustafa Çetiner koronavirüsün sistemik bir hastalık olduğunun altını çiziyor:
"Sars Cov2 hemen her doku ve organı etkiliyor. Bu yüzden sistemik bir hastalık diyoruz. Akciğeri tutarak akciğerlerde kalıcı hasara yol açıyor. Akciğer kapasitesi ve kişinin efor kapasitesini azaltıyor ve nefes darlığına yol açıyor. Kalp kasını tutuyor; kalp yetmezliği, kalp krizi, ritim bozukluğu ve kalp kaslarında iltihaba yol açıyor."
Kimler risk altında?
Uzun süren dönem etkileri açısından en önemli risk grubu 50 yaş üstü... Bunun yanında aşırı kilolu olmak, astım hastası olmak, COVID-19 tanısı sırasında 5 taneden fazla bulgunun bulunması bir risk faktörü olarak ortaya çıkıyor. Semptomların uzaması kadınları erkeklerden 2 kat daha çok etkiliyor. Hastalığı hafif geçiren genç hastalarda da COVID semptomları uzayabiliyor. Aşı ise hem hastalığın seyrini hem de uzun COVID etkisini azaltacak bir rol oynuyor.