Hüseyin Sağlam/Haber-yorum
‘Yeni dönem’de yetim kalan Ertuğrul Özkök’ün “Türklükten istifası” hala tartışılmaya devam edilirken İsmet Özel’in getirdiği kriter, zaten Özkök gibilerini çoktan “Türklük dairesinin” dışına çıkartmış bile.
Özel’in kriteri, ““Bir adam ‘Ben Türk değilim’ diyorsa ben ona ‘beter ol’ diyorum. Eğer birisi de ‘Ben Türküm’ diyorsa ona ‘nerenden belli’ diyorum. Namaz kılmayan Türk olamaz”
Kritere bakarsanız, “kötü mü yani? Her Türk’ün namaz kılmasını şart koşmak iyi değil mi?” diyebilirsiniz.
Bilenler bilir, Mantık’ta yargının niteliğine göre önermeler olumlu ve olumsuz diye ikiye ayrılır. Buradaki yargı, anlam yönünden olumlu gözükse de şekil yönünden olumsuz bir önerme olmaktadır.
Peki şimdi birisi kalkıp da “Ben namaz kılıyorum, ama Türk değilim” derse, bunun hangi önerme çeşidine gireceği belli ise de, Özel’in kriterine göre nasıl bir zemine oturtulması lazım, derseniz cevap belli: “Beter ol!”
Ya da bu kriterin sonucu olarak, “Her Türk asker doğar” misali, “Her Türk namaz kılar” yargısına mı, yoksa “Namaz kılan her kes Türk’tür” sonucuna mı varacağız? Gel gör ki hangisini kabul etseniz bile, pratikte bunun karşılığını nereden bulacağız?
Haydi Ertuğrul Özkök’ü anlamış olalım. “Namaz kılmadığı için Türklük’ten istifa etmiş.” Peki ama bu durumda CHP’li Birgül Ayman Güler’i nereye oturtacağız? Namaz da kılmıyor, bırakın istifayı, Türklükte “Taş fırın erkeği” rolünü de oynamaya devam ediyor. Dokunulmaz olduğu için “Türklükten ihraç edecek disiplin yönetmeliği de işlemiyor.” Gel de çık işin içinden!
Anlaşılan o ki, bu işin içinden çıkmak oldukça zor. Öyleyse biz de “Tanrı Türk’ü korusun” deyip son noktayı koymuş olalım!