Ömer Çelik, MYK toplantısında teşkilat çalışmaları, iç ve dış siyasetteki gelişmelerin yanı sıra önümüzdeki dönemde yapılması beklenen reform eylem planı ile ilgili çalışmaların ele alındığını belirtti.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eyleminin 512'nci gününe girdiğini anımsatan Çelik, 193 ailenin eyleme devam ettiğini evlatlarına kavuşma çağrılarını büyük bir hassasiyetle takip ettiklerini, Erdoğan'ın da ailelerle ilgili düzenli olarak bilgi aldığını aktardı.

Çelik, sağlık alanındaki gelişmelere değinerek, "Maalesef dünyada Kovid salgını ile ilgili yeni ve çok da hoş olmayan gelişmeler var. Mutasyona uğramış bir virüsten bahsediliyor ve mutasyona uğramış bu virüsün dünyanın çeşitli ülkelerinde sıkıntılara yol açtığı söyleniyor. Tabii o ülkeler söz konusu olduğunda uçuş yasakları hemen gündeme geliyor. Bu arada aşılama çalışmaları kuvvetli bir şekilde devam ediyor. 3 milyon dozluk aşıdan sonra 6,5 milyon dozluk aşı da geldi. Bütün bu süreçte Sağlık Bakanlığımız Kovid-19 aşısı bilgilendirme platformunu aktive etti. Böylece herkes buradan gerekli bilgilere ulaşabiliyor. Vatandaşlarımızın hızla aşılanmasına belli bir sistematik içerisinde devam ediliyor." ifadelerini kullandı.

Sağlık çalışanlarının zor şartlarda çalıştıklarını vurgulayan Çelik, "Bizim sağlık çalışanlarımız bütün fedakarlıklarıyla milletimize sahip çıkmaya vatandaşlarımıza sahip çıkmaya devam ediyor. Onlara şükranlarımızı sunuyoruz tabii ki onların bize ilettiği taleplerini yakından takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Bitlis'in Ahlat ve Hizan ilçeleri ve Tunceli'de filyasyona giden sağlık çalışanlarının zorlu şartlardaki mesaisine değinerek, filyasyon ekiplerinin fotoğraflarını basın mensuplarına gösterdi.

Aşılama çalışmalarının güçlü şekilde süreceğini belirten Çelik, vatandaşların korunması için çok yönlü paketlerin ve çok yönlü eylem planlarının devreye sokulmaya devam edeceğini söyledi.

Çelik, AK Parti'deki kongre sürecine ilişkin, "Her hafta Cumhurbaşkanımızın online katıldığı şekilde, genel başkan yardımcılarımızın, bakan arkadaşlarımızın katılımıyla kongreleri gerçekleştiriyoruz. Gerçekten olağanüstü bir coşku var kongrelerimizde. Bu Kovid sürecinde kısıtlı sayıda insan alabiliyoruz kongre salonlarına, buna rağmen gördüğümüz coşkudan mukayeseli olarak baktığımızda çok büyük bir memnuniyet duyduğumuzu görebiliriz. Vatandaşlarımız, teşkilatlarımız ve kardeşlerimiz önümüzdeki dönemlere hazırlık için zamanında 2023'te yapılacak seçimler 2024'te yapılacak seçimler konusundaki iradelerini yüksek bir biçimde tutuyorlar. Herkes zamanında yapılacak seçimlerin süresi gelene kadar Türkiye'deki demokratik iradeyi ayakta tutma, birlik ve beraberliğimizi güçlendirme konusunda kongrelerimiz bir demokrasi şöleni bir demokrasi bayramı havasında gerçekleşiyor." şeklinde konuştu.

 Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece birtakım arkadaşlarımızın göreve gelmesi, birtakım arkadaşlarımızın görevden gitmesi şeklinde bir kongre süreci gerçekleştirmiyoruz. Şimdiye kadar yürüttüğümüz çalışmaların bundan sonrasında da daha güçlü üretilmesi için bir ahitleşme olarak, yeniden hafızamızı tazeleme, irademizi tazeleme şeklinde bir yaklaşım olarak bu kongreler gerçekleşiyor ve büyük bir sinerji oluşuyor. Tecrübe ve yenilenme arasındaki dengenin hassasiyetle korunduğu kongreler gerçekleştiriyoruz. AK Parti kurulduğu günden beri tecrübeyle kadrolarını yenileme arasındaki dengeyi en hassas siyasi teraziyle tartan ve gerçekleştiren partidir. Kongrelerde gördüğümüz şey şudur AK Parti bir kere daha geleceğin partisi olduğunu, Türkiye'nin geleceğine yön verecek ana parti olduğunu da güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Cumhur İttifakı'nın daha da güçlenmesine dönük iradenin bu derece altının çizilmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyoruz."

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerde bulunarak, şunları söyledi:

"Maalesef Türk devlet hayatında ve siyaset hayatında görünmeyen bir yıkım siyasetiyle karşı karşıyayız. İlk defa bir siyasi partinin bu derece meşruiyet sınırlarının dışına çıktığını, Cumhurbaşkanımız hakkında devlet görevlileri hakkında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumları hakkında bir yıkım siyasetiyle hareket ettiğini görüyoruz. CHP'nin bu dilinin muhalif bir siyaset olmadığını bir yıkım siyaseti olduğunu daha önce burada ifade ettim. Aynı şekilde sivil siyaseti karşısına alan bir şekilde muhalefet üretmek değil husumet ve nefret üretmek eklinde bir yaklaşımı bir kere yaptılar iki kere yaptılar ama uyarmanıza rağmen bugün Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki nefret siyaseti ve husumet siyaseti CHP'de Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir. Bu yazılım her gün yeni aplikasyonlar üreterek, nefreti artırmak husumeti arttırmak şeklinde bir tavır ortaya koyuyor. Esasında tabii siyasi parti kavramı üzerinde de Türkiye'nin çokça düşünmesi gereken bir durum."

"Avrupa'nın aşırı sağcıları ve ırkçıları"
CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Çelik, şunları kaydetti:

"Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisinin önde gelenleri, önde gelen siyasileri saygın isimler hem CHP'nin geçmişine ve ideolojisine kafa yorarak, dünyayla bütünleşmiş bir sosyal demokrat partinin nasıl olması gerektiği konusunda çok şey yazdılar çok şey söylediler. Avrupalı bir sosyal demokrat ideolojinin, Avrupalı bir sosyal demokrat siyasetin CHP'ye hakim olması konusunda çok ciddi bir şekilde çaba sarf ettiler. Bunun teorisini oluşturdular, pratiğiyle ilgili çalışma grupları yaptılar ve çalışma atölyeleri oluşturdular ama şimdi gelinen noktada Avrupa'daki sol partilerden biri olma şeklinde geçmişte CHP'nin çok değerli isimlerinin, Türk siyasetine kazandırılmış kimisi hayatta olan kimisi hayatta olmayan çok değerli isimlerinin, o birikimlerinin yeni parti yönetimi tarafından tamamen berhava edildiğini görüyoruz. Artık Avrupa'daki sosyal demokrat partilere benzemek, oradaki siyasetin bir parçası olmak şeklindeki CHP motivasyonu tamamen yok olmuştur.

Artık Avrupa'daki aşırı sağcı partilerin liginde bir CHP yönetiminin söylemiyle karşı karşıyayız. Kuşkusuz bu CHP'ye destek veren kardeşlerimizin ve vatandaşlarımızın beklentileri açısından da büyük bir haksızlıktır. Zaten onlar da bu çelişkiyi görerek biraz sonra bahsedeceğim bunu çeşitli tepkilerine yansıtıyorlar. Şimdi Bugün Sayın Kılıçdaroğlu çok kötü bir grup konuşması yaptı tamamen dağınık bir zihinle, kes kopyala yapıştır yöntemiyle ama ortak bir noktası var. Nefret siyasetini ve husumet siyasetini mümkün olduğu kadar üretmek, Avrupa'daki sosyal demokrat partiler liginden bir an evvel aşırı sağcı partiler liginin en üst sıralarına tırmanmak şeklinde bir siyasi tutum sergiliyor. Dolayısıyla geçmişte CHP'ye emek verenlerin Avrupalı bir sosyal demokrat parti olsun diye fikir üretenlerin, siyaset üretenlerin bütün emeklerinin gasbedildiğini, Kılıçdaroğlu döneminde Avrupa'nın aşırı sağcılarıyla ırkçılarıyla yarışan bir siyasi dil kullanıldığını kayda geçirmek gerekiyor."

'Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına 'militan' diyenler faşistin ta kendisidir'
Çelik, "Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına 'militan' diyenler faşistin ta kendisidir. Bu Nazi ağzıyla konuşmayı bırakmaları lazım." dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik konuşmasına şöyle devam etti:

"(Biden yönetimiyle) Dünyanın her tarafında ırkçılık, aşırıcılık ve İslam düşmanlığıyla mücadele konusunda irade gerçekleştirmemiz gerekmektedir."

Çelik, HDP Esenyurt ilçe binası hakkında, "Terör örgütü propaganda merkezi haline gelmiş. Terör örgütü propagandası, teröre destek şeklinde bir yaklaşımdır." dedi.

'İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat açıklanacak'
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Bütün değerlendirmeler tamamlandıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat açıklanacak." diye konuştu.