VAN- Doğu Anadolu Bölgesi`nin en eski ve en önemli kentlerinden birisi olan Van`ın çevresinin özellikle gelişi güzel imar çalışmalarından dolayı kirletildiğine vurgu yapan Doğa ve Çevre Tarihi Kültürleri Koruma ve Yaşatma Derneği (MİNA-DER) Başkanı Adil Kutay, \" Doğanın insana değil, insanın doğaya muhtaç olduğunu.\" ifade etti.

 

1980`den sonra kırsal alanlardan yapılan göçlere bağlı olarak artan kirliliğin arttığına dikkat çeken Kutay, \" Kentin imara açılmayan tarım alanlarına doğru plansız ve gelişigüzel bir şekilde genişlemesi, pek çok çevresel sorunu da beraberinde getirmiştir. Günümüzde, kentteki konutların yaklaşık yüzde 20`si atık sularını fosseptiklere, derelere veya sulama kanallarına boşaltmaktadır.\" dedi.

 

Kentte katı atıkların toplanma ve bertaraf edilmesi ile ilgili yetkili kuruluşların gerekli hassasiyetleri göstermediklerini söyleyen Kutay, \" Bu çevre bizim çevremizdir. Biz doğayı ve çevreyi korudukça doğa da bizleri korur. Havaya, suya, toprağa karışan kimyasal atıkları doğayı etkiliyor. Bu artıkların çoğalması insan sağlığını bozuyor. Ayrıca bizler, doğanın ekolojik dengesini bozarak ve çevreyi kirleterek, kendi yaşamımızı kirletip, zorlaştırmakla kalmayıp pek çok canlı türünün ve onların temel yaşam maddelerinin de yok olmasına neden olduğumuzu bilmek durumundayız.\"şeklinde ifade etti.

 

Tarihi değer ve Kültüre sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Kutay, \"Bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütününe kültür demek yanlış olmayacaktır. Her topluluk, değişik unsurlardan teşekkül ettiğinden maddî, manevî bütün kültür ürünleri, ait olduğu topluluğun kimliğini temsil eder Kültür sahasında her ne varsa, onların hepsinin yansımalarını sözlü kültür ortamında da bulmak mümkündür.\" İfadelerini kullandı.
Kutay son olarak, \"Van Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Hoşap Kalesi, Ayanis Kalesi, Anzaf Kalesi, Hişet Kalesi, gibi değerlerin yanında, bir çok mezar ve yerleşim yerlerimiz mevcuttur.

 

Bütün bu değerlerin yeniden yaşatılması için Kültür Bakanlığının biraz olsun ilgi duyması durumunda turizme açık hale gelecektir. Buda kentimizin esnaf ve ticari yapısına büyük katkısı olacaktır. Bir diğer önemli nokta ise İnanç turizmidir. Tarih, kültür bilinci toplumumuzun ruhu ve geleceğidir, heba etmeyelim. En iyi şekilde hep beraber yoğuralım ki yaşadığımız kentimiz, ülkemiz ve dünyamız güzelleşsin.\" dedi.