İletişim çağında yaşıyoruz. Bilgisayarlar, televizyonlar, cep telefonları ve daha nice akıllı elektronik cihaz birçoğumuzun elinden düşmüyor. İletişimde gönderici ve alıcı kadar, iletişimi sağlayan kanallar da bir o kadar önemli hale geldi. Bilgisayarımız için internet sağlayıcı, mesajlaşma için sosyal medya oluşumları, ev telefonları için sabit telefon hizmeti verenler ve cep telefonlarımız için mobil operatörler…

Bütün bu sağlayıcıların ve operatörlerin, oldukça fazla sayıda olan müşterilerini tanımaları ve herkese ödemesini yaptığı kadar hizmeti sunması gerekiyor. Bu farklı telekomünikasyon alanlarında farklı şekillerde işlerken, günümüzde ise SIM kartları yoluyla operatörler müşterilerini tanıyor. Ufak ve çeşitli boyutlarda olabilen ve asıl ismi ICC olan bu yarı iletken yığını, günümüzde birçok alanda kullanılıyor. Cep telefonlarının yanı sıra bankacılık sektöründe, akıllı ev sistemlerinde, hatta kimliklerde…

ICC (Integrated Circuit Card / Entegre Devre Kartı) temelde bir mikroçip. Plastikten, polivinil klorürden veya polietilen tereftalattan yapılan bu minik devrelerin mobil operatörlerde isimsel olarak karşılığı ise SIM (Subscriber Identity Module / Abone Kimlik Modülü) adını verdiğimiz kartlar.

Günümüze kadar SIM kartlar oldukça verimli ve iyi bir teknolojiyken, artık yavaş yavaş her şeyin dijitalleşmesi ve bu teknolojilerin ilk geliştirildiği zamanlarda hesaba katılmamasından olsa gerek, birtakım güvenlik riskleri ortaya çıkmaya başladı. Operatör değiştirmenin fiziksel olarak SIM karta ihtiyaç duyulduğu için zor olması, hırsızların birtakım SIM kartlarını kopyalayıp masum insanların adına suç işlemesi, SIM karta abone bilgilerinin tanımlanmasında kullanılan araçlarda çıkan güvenlik açıkları gibi nedenlerden ötürü hızla SIM’in yerini alabilecek teknolojiler düşünülmeye başlandı. İşte tam da bu noktada e-SIM artık cep telefonlarımız ve daha birçok alanda kullanılmak üzere bizleri bekliyor.

eSIM Nedir? Avantajları Nelerdir?
eSIM, fiziksel olarak kullanıcı tarafından değiştirilebilen SIM/ICC kartların dezavantajları ve risklerini azaltmak, aynı zamanda da kullanıcılara birçok kolaylık sağlamak üzere geliştirilmiş bir teknoloji. “Embedded SIM” yani “Gömülü SIM” adı verilen bu yenilik, aslında en basit haliyle telefonunuzda yerleşik olarak bulunan minik bir yongayı ifade ediyor. Birçok yerde oldukça işimize yarayan ve sıkça kullandığımız NFC teknolojisine benzer şekilde çalışan bu ufak çip sayesinde, artık operatör değiştirmek için fiziksel olarak bir şeyleri değiştirmemiz gerekmeyecek.

Daha Güvenli, Daha Pratik
eSIM içerisindeki bilgiler yeniden yazılabilir, silinebilir ve ufak bir telefon görüşmesiyle mobil operatörünüzü dilediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. Ayrıca herhangi bir operatöre de dakikalar içinde sanki uygulama hesabı açıyormuş gibi abonelik yapıp hemen kullanmaya başlamak da mümkün.

eSIM, mobil ağların (GSM sektörünün) standartlarını belirleyen kuruluş olan GSMA (GSM Association) tarafından da destekleniyor ve dünya çapında bir standart olarak tanımlanıyor.

Kullanışlılığı dışında fiziksel anlamda bir kart mevcut olmadığı için, saldırganlar veya hırsızlar tarafından da kopyalanması pek mümkün değil. Bu bakımdan daha güvenli olduğunu söyleyebiliriz.

eSIM Mobiliteyi Artırıyor
Bir diğer avantaja göz atacak olursak, eSIM teknolojisi şüphesiz ki hem operatörler hem telefon üreticileri için de oldukça kârlı. Çünkü en basitinden, artık telefon üreticilerinin cihazlarda bu teknoloji sayesinde büyükçe fiziksel SIM yuvası ayırması gerekmiyor. Bu alan önümüzdeki yıllarda daha farklı amaçlar ve teknolojiler için değerlendirilebilecek. Bununla beraber operatörler de artık SIM kart üretme ve dağıtma masrafından kurtulacak.

IoT cihazlarda da e-SIM’in gelişiyle beraber artış bekleniyor. ICC karta gerek duymayan fakat internete bağlı akıllı buzdolapları, saatler, koşu bantları, arabalar ve daha nicesini artık önümüzdeki gelecekte daha yaygın bir şekilde görebiliriz.


SIM kartlarının form faktörlerini gösteren bir resim. e-SIM yongası işte görseldeki kadar küçük.

e-SIM Teknolojisinin Dezavantajları
Her ne kadar birçok yanıyla faydalı bir teknoloji olsa da, alışılageldik olmadığı için birçok kullanıcı zorluk yaşayabilir. Bundan sonraki zaman dilimi içerisinde herhangi bir operatör aboneliğiyle beraber gelen cihazları da görebilme ihtimalimiz var. Bu, birçok kişiyi doğru operatör ve cihaz seçimi konusunda şüphesiz ki zorlayacak.

Ayrıca diyelim telefonunuzu değiştirmek istiyorsunuz. eSIM’den önce SIM kartınızı yeni aldığınız telefona hızlıca takarak önceki aboneliğinizi kullanabiliyorken, artık yeni telefonda da eski aboneliğinizi kullanabilmeniz için maalesef ki operatörünüz ile görüşmeniz veya yeni profil yüklemeye imkan tanınması gerekecek.

Bütün bunların yanı sıra birtakım alışkanlıklarımızı da terk etmemiz gerekiyor. Birçoğumuz kaydettiğimiz numaraları telefonumuzun başına herhangi bir şey gelme ihtimaline karşın SIM kartın hafızasına kaydediyor, herhangi bir sorunda da yeni telefona pek uğraşmadan numaraları aktarmış oluyorduk. Artık fiziksel olarak kayıt yapabileceğimiz bir SIM kartı olmayacağından, alışkanlıklarımızı biraz değiştirip bulut yedekleme servislerinden faydalanmak zorundayız.

e-SIM Destekli Mobil Cihazlar
e-SIM’in faaliyete geçmesiyle beraber, piyasaya sunulan birçok yeni cihaz bu teknolojiyi destekliyor. Bu cihazlardan bazıları:

iPad Pro
Apple Watch Series 3
Apple Watch Series 4
Apple Watch Series 5
Apple iPhone XS
Apple iPhone XS Max
Apple iPhone XR
Apple iPhone 11
Apple iPhone 12
Google Pixel 2
Google Fi
Google Pixel 3
Google Pixel 3 XL
Google Pixel 4
Google Pixel 4 XL
Google Pixel 4A
Samsung Galaxy S20
Samsung Galaxy S20+
Samsung Galaxy S20 Ultra
Samsung Z Fold 2
Huawei P40
Huawei P40 Pro
Huawei Mate 40 Pro

Listeye ek olarak Moto Razr modelinde de e-SIM desteği bulunduğunu belirtmiş olalım. Windows 10 işletim sistemi için de eSIM desteği halihazırda mevcut. Yani eSIM kullanan bilgisayarlar da yakın zaman içerisinde görebiliriz.

e-SIM Dolaşım Ücretlerini Ortadan Kaldıracak mı?
Yurt dışına sıkça çıkan birçok kişinin yakındığı şeylerden birisi de, yurt dışında yapılan kullanımdan ötürü astronomik dolaşım ücretlerinin alınması. Aynı zamanda kapsam dışı bir bölgedeyseniz numaranızı da maalesef ki kullanamıyorsunuz. eSIM ise bu durumu ortadan kaldırıyor. Yurt dışına çıktığınızda, kısa süreliğine ihtiyaçlarınızı karşılayacak bölgesel operatörlerden abonelikler başlatıp kolayca sonlandırabilirsiniz. Böylece astronomik faturalardan kurtulmuş olursunuz.

Ayrıca şu ana kadar kullanmış olduğumuz SIM kartların boyutlarının, kalitesinin, hatta operatörün kendisinin bile telefonunuzun pil ömründe etkili olduğunu biliyor muydunuz? e-SIM teknolojisinde fiziksel olarak bir SIM kart olmayacağı için, pil ömrü e-SIM destekli cihazlarda normal cihazlara nazaran daha uzun olacak.

e-SIM Pratikte Nasıl Çalışacak?
e-SIM’i cihazınızda kullanırken, ek olarak fiziksel SIM’de kullanıyorsanız ikisi arasında seçim yapabileceksiniz. Aynı zamanda cihaz bekleme modundayken her iki numaradan da arama ve SMS alımı/gönderimi yapabilmek mümkün. Yapmanız gereken tek şey cihazınızın ayarlarından herhangi birini varsayılan olarak değiştirmek.

Bazı iPhone cihazlarda ise çift eSIM desteği sunuluyor. Ancak ikisini de aynı anda kullanamazsınız. Hücresel ağ ayarlarından istediğiniz birisini seçip o eSIM aboneliğini kullanmaya başlayabilirsiniz.

eSIM Nasıl Aktif Edilecek?
eSIM’i iki şekilde destekli cihazlarınızda aktif edebilirsiniz. Birinci yöntem fiziksel olarak operatörünüzün bayisinden aldığınız karekodları okutmak, ikinci yöntem ise operatörünüz destekliyorsa mobil uygulama aracılığıyla kullanmaya başlamak.

Örneğin destekli bir iPhone cihazınız varsa, “Ayarlar” menüsünden “Hücresel Bağlantı” kısmına gelip ekleme kısmından QR kodunu okutarak kullanmaya başlayabilirsiniz. Uygulama destekli kurulumda ise, operatörünüzün uygulamasını App Store üzerinden edinip abonelik satın aldıktan sonra ayarlar menüsünden ilgili aboneliği eklemeniz yeterli olacak. Bununla beraber, mobil veri bağlantısı için de e-SIM’i tanımlamayı unutmayın.

Almanya’da satılan örnek e-SIM aboneliği. Kartta yer alan QR kod okutularak abonelik başlatılıyor.

Türkiye’de eSIM
Türkiye’nin eSIM teknolojisine oldukça hızlı bir şekilde geçiş yaptığını söyleyebiliriz. Şu anda halihazırda mevcut olan mobil operatörlerin hepsi abonelerine bu teknolojiyi sunuyor. Tek yapmanız gereken eSIM uyumlu bir mobil cihaz edinmek ve operatörlere e-SIM teknolojisini kullanmak için başvurmak. Daha önceden fiziksel bir SIM kart kullanıyor olsanız bile, aboneliğinizi iptal etmeden geçiş yapma imkanı birçok operatör tarafından tanınıyor.

eSIM’in Geleceği
Artık dijitalleşme çağında yaşadığımızdan, hayatımızın birçok noktasında ilerleyen zaman içerisinde e-SIM teknolojisini sıkça görmeye başlayacağız. Zira nesnelerin interneti, akıllı cihazların yayılması ve uzaktan kontrollü birçok teknoloji, artık bağlantı amacıyla fiziksel engelleri aşmak amacıyla eSIM’i kullanması planlanıyor. Daha mobil ve daha akıllı cihazlar, hatta ve hatta belki de bu teknolojiden yararlanarak ağa bağlı akıllı gözlükler bile görebiliriz. Kim bilir, bizleri daha neler bekliyor?

Kaynak: technopat.net