DOĞRUHABER / Hasan Işık
Saygıdeğer okuyucularımız bilirler ki gazetemizin ekonomi sayfalarından defalarca faizin gerçek bir ekonomik araç olmadığını sadece bir sömürü aracı olduğunu her zaman haykırdık.
Evet, faiz insan emeğini ve üretimini sömüren karşılığında hiçbir haklı gerekçe olmaksızın kazanılan bir zulüm kazancıdır. Bu zulmü yapanlar küçük-büyük, yerel veya uluslararası tefeciler ve emperyal güçlerdir.
Bildiğiniz gibi faiz Yüce Allah’ın kesinlikle de yasakladığı bir kazanç şeklidir. Hatta öyle ki faizin yasak olduğunu bile bile faizle iştigal edenleri Rabbimiz, “Allah'a ve Resulü’ne karşı savaş” ilan etmiş olacağını yüce kitabında duyurmuştur.
Tabii burada işin fıkhi boyutlarına girecek değiliz, biz işin ekonomik yönünü ifade etmeye çalışıyoruz.
DÜN DUYUN-U UMUMİYE BUGÜN IMF VE TCMB
Faiz öyle bir zulümdür ki, bulaştığı her şeyi yakıp yıkıp tarumar etmektedir. Çok duymuşsunuzdur tefecilerden borç alanların sonlarının ne olduğunu… Çok duymuşsunuzdur bankadan borçlarından kurtulmak için faizli kredi alıp ta iflas bayrağı çekenleri… Ve çok duymuşsunuzdur faizle borçlandırılıp sonra bir sömürgeye dönüştürülen ülkelerin içler acısı durumunu…
İşte koca Osmanlıyı Duyun-u Umumiye borçları ve bu borçların faizleri ile nasıl boğdular…
Ve sonrasında kurulan bu devlet de IMF kıskacından neler çekti neler… Bunları herkes biliyor.
Peki, o zaman bu ülkenin Merkez Bankası’nın faizdeki bu ısrarı niyedir? Yoksa TCMB, bu ülke insanına hizmet etmek için kurulmamış mıdır?
DÜNYADA BÖYLE MERKEZ BANKALARI DA VAR
Ülkemizdeki Merkez Bankası faizleri adeta coşturup %17’ye çıkarırken Japonya Merkez Bankası (BOJ) para politikasını sabit tutup, gelecek mali yılın ekonomik tahminlerini yukarı yönlü revize etti.
BOJ, beklentilere paralel olarak getiri eğrisi kontrolü kapsamında kısa vadeli faiz oranı hedefini -%0,1, 10 yıl vadeli tahvil getirileri için hedefi ise yaklaşık %0'te sabit tuttu.
Banka yüksek hükümet harcamalarının pandeminin kötü etkilerini azaltacağı beklentisiyle, gelecek mali yılın ekonomik büyüme tahminini %3,6'dan %3,9'a revize etti.
Düşünün faiz sıfır! Hedef ise eksi faiz! Neden?
Çünkü önemli olan yatırım ve üretimdir. Adam yatırımcıya diyor ki sen yeter ki yatırım yap; boş ver faizi, gerekirse üstüne ben de sana yardım ederim…
Ne güzel, ne akıllıca bir anlayış…
ERDOĞAN: "YÜKSEK FAİZE KESİNLİKLE KARŞIYIM"
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vahdettin Köşkü’nde Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada, "Değerli arkadaşlar, yüksek faize kesinlikle karşıyım ve bu konuda sizlerin mesajları önem arz ediyor. Niye önem arz ediyor? Çünkü siz şu anda yatırımcı konumundasınız. Eğer siz bu yatırımları, düşük faizli kredi imkanına sahip olursanız yapabileceksiniz. Siz bu yatırımı yaptığınız zaman bu bize istihdamı sağlayacak. Üretimi sağlayacak. İhracatı sağlayacak. Bütün bunlar aynı zamanda uluslararası piyasada rekabet imkanını sağlayacak. Bunları başaracağız ki ne yapalım, devlerle yarış edebilir hale gelelim" dedi.
ERDOĞAN: "YÜKSEK FAİZLE ÜLKEMİN KALKINACAĞINA İNANMIYORUM"
Aynı toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada şu anda eksi faizle kredi veren finans kuruluşları olduğunu belirterek, bunlara Japonya ve israil'i örnek gösterdi.
israil'in kendi içinde eksi faiz ama başkasına karşı daha fazla faiz verdiğini dile getiren Erdoğan, "Avrupa'ya gelen 1, o civarda. Amerika hakeza öyle. Peki bize ne oluyor da 20'lerin üzerine çıkıyoruz.
Bizim arkadaşlar da bana kızıyorlar biliyorum. Ama kusura bakmasınlar eğer ben bu ülkenin Başkanıysam, Cumhurbaşkanıysam ben bunu anlatmaya devam edeceğim. Çünkü ben yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum. Çünkü biz eğer yatırımı güçlendirirsek işsizlik diyoruz, istihdamı güçlendirirsek, üretimi artırırsak, ihracatımızı artırırsak, buna ihtiyacımız var. Biz ihracatımızı artıracağız ki dışarıdan imkanlar gelsin, cari açığı da azaltmış olalım, hatta bitirmiş olalım. Buna ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinden sonra ve vaziyeti de böyle kısaca izah ettikten sonra yine tekrar ediyoruz: “FAİZİ KALDIRIN RAHATLAYIN!”