Bugün dünya emperyalist güçlerine karşı tüm Müslüman ülkelerde bir mücadele verilmektedir. Herkes kendi mücadelesini daha doğru ve daha etkili olarak görmektedir.
Bazı bölgelerde emperyalistlerin ve Batı’nın “modernleşme” kuramı pek kabul görmüyor. Batı’dan gelen her şeye çok tedirgin yaklaşılıyor ve genelde karşı çıkılıyor. Bundan dolayı bazıları böyle “modernleşme-batılılaşma”nın geciktiği bölgelerdeki Müslümanları cahil ve vahşi olarak görebiliyorlar. Ama aslında o insanlar kendi din ve kültürlerine daha güçlü bağlarla bağlıdırlar. İşte Afganistan ve Pakistan, böyle yerlerdendirler.
Bildiğiniz gibi bu ülkelerde şiddet ve savaşlar hep devam etmektedir. Bunun sebebi onların cahilliğinden kaynaklanmamaktadır. Bu insanlar bir zamanlar hep beraber barış içinde yaşamış ve dünya İslam tarihine eserleriyle, bilim adamlarıyla, sanatlarıyla büyük katkıda bulunmuşlardır. Hiç bir şey durup dururken kendiliğinden başlamadı. Her şey, iştahları kabarık emperyalist güçlerin bölgedeki halkları yamyam görmeleriyle, “biz onları biraz parayla satın alırız” düşüncesiyle başladı.
MEDRESE ÖĞRENCİLERİNDEN OLUŞAN BİR HAREKET: TALİBAN
Afganistan’ın tarihini anlatmaya başlarsak çok uzun sürecek, dolayısıyla yakın tarihle yetineceğiz. Sovyet Sosyalist Rusya’ya karşı mücadeleyi kazanan Afganistan, hemen akabinde emperyalist güçlerin müdahalesiyle iç çatışmaların bitmek bilmediği bir ülkeye dönüştü. Bugün Suriye’de yaşanan hadiselerin benzerini yaşayan Afgan halkı arasından 1994’te yeni bir oluşum ortaya çıktı. Çoğu yerel Peştu halktan oluşan “Taliban İslami Hareketi”.. Bu oluşum Afganistan’daki İslami medreselerin öğrencilerden oluştuğu için Taliban ismini almıştır. Taliban Hareketi’ne finansal destek verenler Suudi Arabistan ve ABD oldu. Taliban 1995’te Gülbeddin Hikmetyar’ın güçlerini yenerek Helmand’ı ele geçirdi. Kabil’e ilerleyen Taliban, Ahmed Şah Mesud tarafından durduruldu. Ancak Taliban, kısa bir zaman içerisinde Afganistan’ın tüm güney ve doğu topraklarını ele geçirdi. 27 Eylül 1996’da Kabil’i savaşsız ele geçiren Taliban Hareketi, Afganistan İslam Emirliği’ni kurdu.
ÖNCE DESTEKLENDİ
Taliban hükümetine karşı Ahmed Şah Mesud, Burhaneddin Rabbani ve Rusya’nın desteklediği Abdul Raşit Dostum, Kuzey İttifakı’nı oluşturdular. Ancak, Afganistan İslami Emirliği diplomatik 4 devlet tarafından tanındı: Suudi Arabistan, Pakistan, Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti ve Birleşik Arap Emirlikleri. ABD Dışişleri Bakanlığı 1996 yılının Kasım ayında BM zirvesinde Taliban’ı destekledi.
SONRA TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK NİTELENDİRİLDİ
Taliban ülkede İslam Şeriatı ilan etti. Tüm kamu işleri İslam Şeriatına göre tasarlandı. Eğitim, ticaret, ülkenin dışişleri İslam Şeriatına göre yürütülmeye başlandı. Taliban tam anlamıyla ülkede Şeriat uygulamaya başladı. Ardından ülkedeki tüm İslam dışı anıtları -Bamiyan Buda anıtı gibi- yıkması ve Şeyh Usame bin Ladin’i ülkesine misafir olarak kabul etmesiyle Batı tarafından “İnsan hakları” adı altında eleştirilmeye başlandı. Bu durum Taliban için artık olumsuz bir imajın oluşması için bir başlangıç oldu. 11 Eylül 2001’de İkiz Kulelere yapılan saldırılarından sonra ABD’nin Afganistan İslam Emirliği’ne karşı “anti-terör” operasyonu başladı ve Kuzey İttifakı’nın desteği ile Taliban rejimi devrildi. Taliban dağlara çekildi ve gerilla savaşına başladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Taliban’ı terör örgütü olarak nitelendirdi.
TALİBAN’IN TOPARLANMA AŞAMASI VE GÜÇ BİRLİĞİ
Taliban kısmen komşu Pakistan’a (Veziristan eyaletine) geri çekildi. Taliban Molla Ömer liderliğinde Veziristan’da yeniden toparlandı ve 2002 yılının başından itibaren Veziristan, Taliban’ın kalesi haline geldi. Taliban geleneksel aşiret liderlerini bertaraf ederek 2004 yılında bölgedeki gerçek gücü ele geçirdi. Kuzey Veziristan’da 14 Şubat 2006’da bağımsızlık ilan edildi ve Taliban, Veziristan İslam Emirliği’nin kurulduğunu ilan etti. Daha sonra, ordu güçleriyle topraklarını geri almak için İslamabad’ın girişimlerine rağmen Taliban Veziristan’ın güneyine doğru hâkimiyetini genişletti.
17 Aralık 2007’de Veziristan’da yeni bir oluşum meydana geldi. Pakistanlı Taliban üyeleri yeni kurulan “Pakistanlı Tehrik-i-Taliban” hareketine katıldılar. Bu hareketin başına Peştun Mesudi aşiretinden Pakistan Taliban’ının komutanı Beytullah Mesud geçti.
2009 yılının Şubat ayında Tehrik-i-Taliban, Svat vadisinde 30 Pakistan polisi ve askerini rehin aldı. Tehrik-i-Taliban, Svat vadisinde Şeriat kanunlarının ilan edilmesi talebinde bulundu ve İslamabad Hükümeti talebi kabul etmek zorunda kaldı. Kısa bir süre sonra, Taliban, Buner eyaletinin kontrolünü de aldı.
Ağustos 2009 yılında, Pakistan Tehrik-i-Taliban lideri Beytullah Mesud şehid edildi. CIA ve İslamabad yönetimi, 2011 yılının Şubat başında Pakistan Tehrik-i-Taliban’ın yeni lideri Hakimullah Mesud’un da insansız uçak saldırısında öldürüldüğünü duyurdu. Ancak 2011 sonunda Pakistan İstihbaratı bu bilgiyi yalanladı.
YIKIMIN MÜSEBBİBİ AMERİKA
Afganistan Taliban Hareketi, ülkede başlayan iç savaş sırasında ortaya çıkmıştı. Taliban’ın niyeti Afganistan’ı kontrol altına almak, emperyalist güçlerin müdahalesiyle birbirini vuran yerel aşiret çatışmalarına son vermek ve ülkeye İslam Şeriatı getirmek idi. Taliban kısmen niyetini gerçekleştirmişti. 11 Eylül 2001’den sonra ABD’nin bölgeye girmesiyle Taliban bunu gerçekleştiremedi.
TEHRİK-İ-TALİBAN HAREKETİNİN AMACI
Ancak Taliban yıkılmadı ve direnişini sürdürdü. Veziristan’a sığınan ve Afganistan’daki mücadeleyi oradan destekleyen Taliban Hareketi bazı siyasi ve dış müdahaleler neticesinde Veziristan’daki etkinliğini yitirmişti. Molla Ömer liderliğindeki Taliban Hareketi Afganistan’ı emperyalist güçlerden kurtarmayı hedef edinmişken 2007’de Veziristan Tehrik-i-Taliban Hareketi ortaya çıktı ve Taliban’ı bir bakıma zayıf düşürdü.
Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketin temel amacı, hilafetin yeniden kurulması ve Pakistan’da Şeriat hukukunun işletilmesi. Ayrıca Pakistan halkının hayatına sirayet eden yabancı etkiyi (çoğunlukla Müslüman olmayan Batılı değerlerini) kaldırmaktır. Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketi, El-Kaide örgütüyle de çok sıkı ilişkiler kurdu ve bölgedeki NATO güçlerine karşı operasyonlar yürüttü. ABD müttefiki olarak gördüğü İslamabad yönetimini de hedef aldı. Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketi, Pakistan’da birçok etkili eyleme imza atarken İslamabad yönetimi, ABD’nin yardım etmesi halinde Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketine karşı kara operasyonuna hazır olduğunu bildiriyordu.
HER TÜRLÜ İMKÂNA RAĞMEN ABD, TALİBAN’A YENİLMİŞTİR
Afganistan ve Pakistan’ın kuzeyinde yer alan Veziristan eyaleti bugün farklı hedefleri olan bir yapıya sahip olsa bile emperyalist güçlere karşı direnmektedir. Bölgeden alınan bilgiler çoğu zaman sansürden geçtiği için pek güvenilir olmuyor. Ancak, bağımsız kaynakların ve Afganistan cihadına bizzat katılan gönüllü mücahidlerin bölgeden verdikleri bilgilere göre, Afganistan’da direniş gösteren Taliban Hareketi, son yıllarda gücüne güç katmıştır. Bugün ABD bölgeden çıkmak için türlü yollar aramaya başlamıştır. Dünyanın süper gücüne sahip olan ABD tüm imkânlarını kullanmasına rağmen birçok kesimin cahil ve çağdışı olarak gördükleri Taliban’a yenilmiştir.
TALİBAN VE TEHRİK-İ-TALİBAN’IN MEVCUT GÜCÜ
2011 verilere göre Taliban Hareketi içinde 35 bin mücahid bulunmaktadır. Bu rakam sadece Afganistan’daki grupların sayısıdır. Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketinin gücü ise yine 2011 yılı verilerine göre 20 ile 30 bin mücahiddir. Taliban Hareketi’nin 1994 yılında bir İslami Hareket olarak devletleşmesi ve 2001 yılındaki işgalden sonra NATO dâhil 40’tan fazla Hıristiyan ülkenin askeri gücüne rağmen güç ve nüfuzunu sürekli artırması, hatta devlet olduğu dönemden daha güçlü hale gelmesi tam bir başarı öyküsüdür ve birçok kişi için oldukça cezbedici bir nitelik taşımaktadır. Taliban, batılı güçleri rezil etmeyi ve yenilginin eşiğine getirmeyi ve nüfuzunu Pakistan’a da yaymayı başarmıştır. Bu başarı bütün dünyada kitlelerin Taliban’a desteğini ve güvenini artırmaktadır. Şu anda, Batılı güçler Taliban ve Tehrik-i Taliban’ın yeniden birleşmesinden korkarak bölgede akıl almaz fitneler yapmaktadır.