Uca, yaptığı açıklamada 25 Ocak tarihi itibarıyla Destekleme ve Yetiştirme Kurslarında yüz yüze eğitime başlanacak olması kararının yerinde ve doğru bir adım olduğunu belirterek, ancak bu kararın okul yönetimlerine ve öğretmenlere yeterli hazırlık imkânı bırakılmadan alınmış olmasının eğitim çalışanlarını zor durumda bıraktığına vurgu yaptı.
Eğitimin uzaktan sürdürüldüğü eğitim-öğretim yılının birinci döneminde, hizmet içi eğitimlerden unvan değişikliği sınavına kadar personel politikasının belkemiği niteliğindeki çok sayıda faaliyetin askıya alındığını veya ertelendiğini dile getiren Uca, Geçici bir tedbir olarak zamanında gerekli görülen bu ve benzeri faaliyetlerin daha fazla ertelenmemesi gerektiğini, ertelenen unvan değişikliği sınavlarının ne zaman gerçekleştirileceğinin duyurulmamasının belirsizliğe ve haklı beklentinin karşılıksız kalmasına neden olduğunu söyledi.
Uca, "Eğitim-öğretimin yükünü çeken eğitim personelinin unvan değişikliği sınavları beklentileri karşılanmalı, sınav tarihi netleştirilerek gerekirse online gerçekleştirilmelidir" dedi.
Eğitim çalışanlarının yer değişikliği talepleri, okulların yüz yüze eğitime açılması ve öğretmen atamaları gibi konularda açıklamalarda bulunan Uca şunları söyledi:
"Salgın süreci ve alınan tedbirlerin doğurduğu olumsuz sonuçlar gözetilerek, öğretmenlerimizin il içi ve iller arası yer değişikliği talepleri, mazeretlerinin giderilmesi başta olmak üzere, istekleri dâhilinde mağduriyet üretmeyecek ve yeni mağduriyetlere sebebiyet vermeyecek şekilde karşılanmalıdır.
Öğretmen açığı, ücretli öğretmenlik gibi hak kayıplarına neden olan güvencesiz istihdam türleriyle kapatılmak yerine, öğretmen ihtiyacı gözetilerek yarıyıl tatili döneminde en az 60 bin öğretmen atanması yapılmalıdır.
Aynı işi yapan, aynı sorumluluklara sahip kamu görevlileri arasında eşit olmayan özlük hakları doğuran statü farklılıkları kabul edilemez. Öğretmenler odasında farklı haklara sahip eğitimcilerin bulunması ayrımcılıktır. Bu ayrım eğitimciler arasında iş barışına, öğretmenin iç huzuruna ve eğitimin verimliliğine zarar vermektedir.
Öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alacak, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakları da içerecek, uluslararası standartlara uygun, öğretmenliğin kariyer mesleği niteliğini dikkate alan, öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek nitelikte bir meslek kanunu eğitimin geleceği açısından ertelenemez bir zorunluluktur.
Bakanlık 15 Şubat tarihi itibarıyla eğitimin her kademesinde yüz yüze eğitimi başlatma iradesini ortaya koymuş bulunduğundan devam eden salgın süreci gözetilerek tatil döneminde bazı ivedi adımların atılması zorunludur. Bu çerçevede okulların yüz yüze eğitime hazır hâle getirilmesi ekseninde okullara bütçe/ödenek tahsisi yapılmalı, okullarda güvenlik önlemleri artırılmalı, öğrenme kayıplarının hızlı bir şekilde tespiti ve giderilmesi için ilave kurs/ders imkânları getirilmeli, istekleri dâhilinde aşılamada öğretmenlere öncelik verilmeli, unvan değişikliği sınavları başta olmak üzere ertelenen sınavlar bir an önce gerçekleştirilmeli, salgın sürecinde ortaya çıkan özlük hakları kayıplarını telafi edecek, yüz yüze eğitime ara verilmesi hâllerine ilişkin toplu sözleşme hükmünü eksiksiz hayata geçirecek somut düzenlemeler yapılmalıdır.
Salgın süreci, eğitim sistemi içindeki tüm paydaşlarla iş birliğine dayalı etkin bir iletişimin önemini ortaya koymuştur. Bundan sonraki süreçte, bunun gereklerini yerine getirecek adımların atılması olumlu olacaktır." (İLKHA)