Yusuf Can – Haber Yorum

Türkiye basını bu geziyi yeterince görmezken Irak basını bu gezinin önemini anlamışçasına gereken önemi vererek manşetlerden duyurdu.

Irak’ın resmi gazetesi sayılan Sabah Gazetesi "Irak ve Türkiye arasında ortak sınır güvenliği anlaşması" başlığıyla verdiği haberde, Akar ile Güler'in Başbakan Mustafa el-Kazımi, Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Savunma Bakanı Cuma İnad ile yaptığı görüşmelere dair detayları aktardı.

Ülkenin etkili günlük gazetelerinden Zaman ise Akar ve Güler'in Bağdat temaslarını "Kazımi, Akar'a Irak'tan Türkiye'nin istikrarına yönelik tehditleri reddettiklerini bildirdi" başlığıyla sundu.

Irak’taki tüm resmi ajanslar da bu minvalde başlıklarla ziyaretin ehemmiyeti vurgulamış oldu.

Ancak ne hikmetse Türkiye’deki basın ve sosyal medya bu geziyi sıradan bir habermiş gibi görmekle yetindiler.

Oysa bu gezinin background (arka plan)ında önemli işaretler göründüğü söylenebilir.

Hatırlanacağı gibi dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş Suriye sınırına giderek PKK karargâhının ve Abdullah Öcalan'ın Suriye topraklarından çıkarılması sürecini başlatan konuşmayı yaptı.

Bu konuşmada Türkiye'nin sabrının taştığını vurgulayarak belirten Ateş, PKK'nın bitirilmesi için Suriye'yle bir savaşın bile göze alındığını belirtti ve Suriye'yi açık şekilde tehdit etti.

Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Suriye ile Adana Mutabakatı imzalanmış ve Suriye'deki PKK silahlı yapılanması Suriye yönetimi tarafından tasfiye edilerek Öcalan’a ülkeyi terk etmesi söylenmişti.

İlginçtir bu gelişmelerin (Atilla Ateş’in tehdidi ve Öcalan’ın Suriye’yi terk etmesi vakalarının) tam da yıl dönümünde MSB Bakanı ve Genelkurmay Başkanı beraberce Irak’a gidiyor ve PKK konusunda yeni isteklerde bulunuyorlar.

Anlaşılan o ki PKK’nin Irak topraklarındaki varlığından rahatsız olan Irak yönetimi de dahil edilerek PKK varlığını ortadan kaldırmaya yönelik geniş çaplı ve büyük operasyonların başlayacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz.

Nitekim ajanslara düşen son dakika haberlerine göre Hulusi Akar'ın Bağdat'tan sonra rotasını Erbil'e çevirerek Mesut ve Mesrur Barzani ile görüşmesinin temelinde de PKK ile ilgili konular yatmaktadır.