Dış Haberler Servisi
Fransa Vatandaş İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa, ülkede kamuya açık alanlarda 18 yaşından küçük kızların başörtü takmasının yasaklanması girişimine destek vererek, "5 yaşında örtülü kız görmeyi tahammül edilmez buluyorum." ifadelerini kullandı.
"5 YAŞINDA ÖRTÜLÜ KIZ GÖRMEYİ TAHAMMÜL EDİLEMEZ BULUYORUM"
Schiappa, iktidar partisi Cumhuriyet Yürüyüşü (LREM) milletvekili Aurore Berge ve Jean-Baptiste Moreau'nun, "İslamcı ayrılıkçı" olarak bilinen yasa tasarısına 18 yaşından küçük kızlara kamuya açık alanlarda başörtüsü takmayı yasaklayan madde eklemelerine ilişkin LCI televizyonunda açıklamalarda bulundu.
Milletvekillerini desteklediğini belirten Schiappa, "5 yaşında örtülü kız görmeyi, bebek arabasında 2 yaşındaki örtülü bir kıza rastlamayı tahammül edilmez buluyorum." dedi.
Schiappa, söz konusu başörtüsü yasağının Ulusal Meclis'te toplanan özel komite tarafından reddedilmesine ilişkin ise komisyonda dinlenen Müslüman temsilcilerin de küçük kızların başörtü takmalarını onaylamadığını iddia etti.
Çocuklarının örtünmesini normal karşılayanların da olduğunu bildiğinden bahseden Schiappa, konunun gelecek günlerde Fransa'da tartışılan gündemler arasında yer alacağını söyledi.
AYRILIKÇI TASARI REDDEDİLMİŞTİ
İktidar partisi milletvekilleri Berge ve Moreau, 16 Ocak'ta "İslamcı ayrılıkçı" olarak bilinen ve ismi "Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren" olarak değiştirilen yasa tasarına, 18 yaşından küçük kızlara kamuya açık alanlarda başörtüsü takmayı ve "erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu gösteren giysiler giymeyi" yasaklayan 2 madde eklediklerini açıklamıştı.
Ancak iki milletvekilinin 18 yaşından küçük kızlara kamuya açık alanlarda başörtüsü takmayı yasaklama girişimleri Ulusal Meclis tarafından kabul görmedi. Ulusal Meclis'te toplanan özel komite, söz konusu maddeleri "aşırıcı" bularak tasarıya eklenmelerini reddetti.
Tasarısıyla camilerin finansmanının daha sıkı şekilde denetlenmesi, Müslümanlar üzerindeki baskıyla Müslüman derneklerin kontrolünün artırılması, din görevlilerinin yurt dışından gelmesinin engellenmesi hedefleniyor.
TAHAMMÜLSÜZ ZİHNİYET HER YERDE AYNI
Fransa’da son dönemlerde İslami değerlere karşı artan tahammülsüzlük, geçmiş dönemde Türkiye’de yaşanan olayları hatırlatıyor. Türkiye’deki laikçi zihniyet de onlarca yıldır İslami değerlere olan düşmanlığından vazgeçemiyor. Bu düşmanlıkların başında da hiç şüphesiz halen gündemde olan başörtüsü düşmanlığı geliyor.
Laikçi zihniyetin uzunca bir süre okullar ve üniversiteler başta olmak üzere toplumun her kesiminde uyguladığı başörtüsü yasağının kaldırılmasının üzerinden çok fazla zaman geçmedi. 2008’deki anayasa değişikliğiyle kademeli olarak kaldırılan yasaklar, laikçilerin gündeminden hiç düşmedi.
Hatırlanacağı üzere 10 Şubat 2008 yılında TBMM’de üniversitelerde başörtüsü serbestliği onaylanmıştı. Meclis'te oylamanın yapıldığı saatlerde, Ankara’da bazı laikçi örgütlerin çağrısıyla değişikliğe karşı "Bağımsızlık ve Laiklik Mitingi" düzenlenmişti.
Karar sonrası yüzlerce akademisyen, başörtüsünden duydukları rahatsızlığı açığa vuran bildiriler yayımlamış ve bunun, cumhuriyet değerleriyle çeliştiğini savunmuşlardı.
Kadın polislerin başörtülü olmasının önündeki engel ise Ağustos 2016’da kaldırılmıştı. Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 'tarafsızlık ilkesini yok edeceği’ bahanesiyle başörtüsü serbestisine karşı çıkmış ve 'Güvenliği ve adaleti sağlayanların dini ve etnik kimliklerinin öne çıkarılması toplumsal çatlakları büyütür' ifadelerini kullanmıştı.
Çok değil, daha bir aydan kısa bir süre önce CHP'li Fikri Sağlar, bir televizyon programında başörtülülere olan tahammülsüzlüğünü dile getirmişti. Sağlar, "Türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takıyor. Bununla mücadele edilmeli" ifadelerini kullanmıştı.