Saraç, "Öğrencilerimiz tabii ki yüz yüze öğretim istiyor. Onların seslerine kulak tıkamıyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Online eğitim, örgün öğretimin alternatifi olamaz. Ancak kamu sağlığını tehdit eden bir durum varsa bakanlığın görüşlerini dikkate almalıyız. Örgün eğitime bütünüyle geçmeye karar verildiğinde sadece İstanbul'a yüz binlerce öğrenci gelecek. Öyle 2-3 ilden değil, bütün illerden öğrenci İstanbul'a aynı tarihlerde gelecek. Belli aralıklarla da kendi il, ilçelerine gitme gelme durumları, yani büyük bir hareketlilik olacak. Bu hareketlilik bütün illerimiz için geçerli. Öğrenci yurtları faktörü de dâhil, bu hareketliliğin bir risk oluşturup oluşturmadığını en iyi tahlil edecek yapı Sağlık Bakanlığı'dır. Biz bu çerçevede Bakanlığın görüşlerini ikinci dönem için de ilerleyen süreçte alacağız. Bu görüşe göre üniversitelerimizi yönlendireceğiz. YÖK olarak yükseköğretimi güçlü koordinasyon ama esnek ve çerçeve kararlar ile, üniversitelerimizin birbirinden farklı şartlarını, imkanlarını gözeterek, onlara hareket serbestisi tanıyarak süreçleri yönetiyoruz. YÖK olarak her hafta küresel salgın sürecinde dünyada hangi tedbirlerin alındığını raporluyor, bu verileri de dikkate alıyoruz. Dünyanın gelişmiş üniversitelerinde erken normale dönüşte artan vakalar üzerine hızla yeniden online'a geçtiklerini, yükseköğretimde örnek gösterilen bu ülkelerin net bir tavır koyamamalarının öğrenciler açısından ne denli yıpratıcı olduğunu, kamu sağlığı açısından da ne denli tehdit oluşturduğunu gördük.'' dedi.