İTTİHADUL ULEMA Fetva Kurulu, "Nişanlılar arasındaki münasebet ne şekilde olmalıdır?" sorusuna yanıt verdi.

Fetvada, şu ifadelere yer verildi.

"İslam'da kadın ile erkeğin birbirlerine helal olması için aralarında nikâh akdinin bulunması şarttır. Nikâh akdi olmadığı sürede hiçbir şekilde birbirlerine helal olmazlar. Hiç tanımadığımız yabancı bir kadına veya erkeğe karşı takınmamız gereken yaklaşım ne ise nişanlı durumunda olduğumuz kadın ve erkeğe karşı da aynı yaklaşım içerisinde olmalıyız. Nişan, erkek ile kadın arasında bir evlilik sözüdür. Yüzük ise bunun göstergesidir. Öyle ki bir başka erkek gelip bu kıza talip olmasın. İslam bunu haram kılmıştır.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyuruyor; "Sizden birisi kardeşinin nişanı üzerine izni olmadıkça veya o kızı tamamen terk etmedikçe nişan yapmasın. (Buhari)"

Hadis-i şerifte nişanın ne anlama geldiği açıkça izah edilmiştir; bir başka erkek, evlilik sürecinde olan kıza talip olmasın diye nişanlı olduğu belirtilir. Böylece o erkek de bu kızla evlenme ihtimalinin bulunmadığını bilsin ve ona göre davransın.

Tüm bunlarla birlikte nişanlılık evliliğe ön hazırlıktır. Bu ön hazırlık süreci ise meşru daireler içerisinde yapılabilir. Ancak bu süreci bahane eden bazı nişanlılar bunu kendi aralarında birer görüşme vesilesi kılıyor ve flört benzeri işlere kalkışıyorlar ki bu caiz değildir. Çünkü kadın ile erkek nikâh gününe kadar birbirlerine helal sayılmazlar. İhtiyaç duydukları ön hazırlıkları ise ailelerin izni ve müdahilinde yapmalıdırlar.

Fıkıh kitaplarında evlenecek kız ve erkeğin birbirlerine denk olması gerektiği ısrarla vurgulanır. Hatta bazı İslam âlimleri bunun vacip olduğu görüşüne gider. Bu bakımdan erkek bir defa kızla görüşür de tekrardan bu görüşmeyi talep ederse kendisine müsaade edilir. Bu birkaç defa da gerçekleşebilir. Bu İslam'ın kendilerine verdiği bir haktır. Bu hakkı ise ihtiyaç duydukları sürece kullanmaları gerekir.  Öyle ki erkek ve kadının daha sonradan birbirlerine karşı bahaneleri kalmasın. Fakat nişanlılık sürecinde acil bir ihtiyaç olmaksızın evlenecek çiftlerin birbirleriyle görüşmesi caiz değildir. Bunun daha ötesine giderek buluşmaları, aralarında halvetin olması, birbirleriyle musafaha etmesi, el ele tutuşmaları haramdır. Allah (celle celaluhu), kendi hududunu çiğneyenlerden razı olmaz.

Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur (Talak 1).

Bu bakımdan kız ve erkeğin bu konuya azami derecede dikkat etmesi gerekir. Burada velilere de büyük sorumluluk düşüyor. Özellikle kız tarafının velisi nişanlılık süresinde daima kızını gözetlemeli ve tek başına dışarıya göndermemelidir. Ayrıca veliler bu sürenin geciktirilmesini engellemelidirler. Bunun birçok açıdan zararı görülmüştür. Bu süreç bir sorumluluktur. Birinci dereceden sorumluları ise velilerdir.

İslam dini hayatın her alanında olduğu gibi evlilik konusunda da biz Müslümanlara bir ölçü belirlemiştir. Her kim bu ölçüleri dikkate alırsa hem dünyada hem de ahirette saadeti bulur ve huzurlu bir aileye sahip olur." (İLKHA)