Sanayinin gelişmesiyle atmosfere salınan zararlı gazlar küresel ısınmaya sebep oluyor. Küresel ısınma, kuraklık, tüm dünyada iklim değişikliği ve buzulların erimesini de beraberinde getiriyor. Yaşanan olumsuz değişimler insanlığın en temel ihtiyaçlarından olan su başta olmak üzere birçok alanı olumsuz etkiliyor. Bu durum insanları yenilenebilir enerji ve Bioenerji üretimine yönlendiriyor.
Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve Bioenerji ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Enerji Uzmanı Kalender Erden, "Enerji verimliliğinin artırılması için öncelikli olarak bir tesis veya mesken yapıldığında doğru bir projelendirme, doğru bir elektrik, doğalgaz tesisatı ve doğru bir ısıtma tesisatı kurulması gerekir. Projenin, işin uzmanı tarafından yapılmaması, yanlış veya eksik yapılması, büyük enerji kayıplarına yol açar." diye konuştu.
Meskenlerde veya evlerde kullanılan cihazların (kombi dâhil) bakımlarını yaptırmanın enerji verimliliğini arttıracağını, tasarruf sağlayacağını belirten Erden, "Tasarruf kültürümüzü kendimize kabul ettirmeliyiz. Gereksiz yere açık bırakılan ışığı kapatmayı alışkanlık haline getirmek tasarruftur. Boş yere akan musluğu kapatmak ve fuzuli olarak kullanılan ısıyı kapatmak da tasarruftur. Tasarruf ile alakalı teknoloji alanlarında çalışmalar var. Akıllı sistemler dediğimiz bu çalışmalar fabrikalarda ve evlerde kurulmaya başlandı. Mesela evinizde olmadığınız zaman dilimde cep telefonu ile kombinizi kapatabilir eve gitmeye yakın bir zamanda kombiyi açarak enerji tasarrufunda bulunabilirsiniz. Sensörlü lambalar ve iş yerindeki ışık akışını doğru bir şekilde ayarlayarak gereksiz bir ışıklandırma yapmadan enerji tasarrufu sağlayan sistemler var. Fabrikalarda kullanılan cihazların enerji kullanımını uzaktan takip ederek arıza yapan ve fazla enerji kullanan makinaları önlemek için otomasyon sistemleri kurulmaya başlandı. Bu da teknolojinin tasarrufla buluşmasını sağladı." şeklinde konuştu.
"Türkiye, dünyada birçok noktada kullanılabilen enerji kaynağı durumundadır"
Enerjinin ne olduğu, nasıl kullanılması ve üretiminin ne şekilde yapılabileceğine ilişkin bilgi veren Erden, şunları kaydetti:
Enerji, iş yapabilmek için maddenin hareket etme yeteneğidir. Örneğin rüzgârın hareket etmesini enerjiye dönüştürmek. Yenilenebilir enerji ise başladığı ilk dönüşüm noktasında kullanılan sürekli olan bir enerjidir. Mesela petrol sürekli olmaz ama rüzgâr sürekli olarak vardır. Bununla alakalı 5-6 tane yenilenebilir enerji var. Burada insanların aklına 2 tanesi geliyor, güneş ve rüzgâr. Bunun yanında hidroelektrik enerji var. Akarsular ve barajlardaki suyun akış enerjisini, elektrik enerjisine dönüştürme yöntemi var. Türkiye'de üretilen elektrik enerjisinin yüzde 30'u bu alandan üretiliyor. Bioenerji dediğimiz evsel ve kimyasal atıkların hatta hayvan dışkılarının enerjiye çevrilmesi yöntemi var. Jeotermal dediğimiz dünyadaki ısı kaynaklarının kullanılması var. Okyanus enerjisi dediğimiz enerji de var. Suyun dalga ve gelgitlerle elektrik üretimi durumu var. Şu an Türkiye'de ön planda değil ama dünyada birçok noktada kullanılabilen bir enerji kaynağı durumundadır. Türkiye'de şu an Hidroelektrik Santralleri (HES) ve rüzgâr panelleri var. Ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynaklarından HES yüzde 30, rüzgâr panelleri yüzde 7,5 ve güneş enerjisi ise yüzde 3 olarak enerji üretiyor. Tabi desteklenirlerse bu oranlar artabilir. Şanslıyız çünkü rüzgâr alan bir ülkedeyiz ve günde ortalama 7,5 saat güneş alabilen bir ülkedeyiz.
Erden, "Şu anda kendi atıklarımızı enerjiye çevirirsek bir yılda 8 milyon ton petrol almama ihtimalimiz var. Doğru bir şekilde yapabilirsek. Ama şu anda Türkiye enerji üretiminde yüzde 0,8 de. 2 milyon ton gaz almama şansımız var. Ama biz bunu kullanmıyoruz. Bununla ilgili geri planda olduğumuzu düşünüyorum." dedi.
"Yenilenebilir enerji için teknolojik olarak kendi üretimimizi kendimiz yapmalıyız"
Türkiye'nin teknolojik olarak enerji üretimine hazır olmadığını ve bunun büyük sorun olduğunu vurgulayan Erden, şöyle konuştu:
Enerji üretimi için gerekli teknolojik alımı yapmalıyız. Rüzgâr panelleri yapılıyor, rüzgâr sitemleri ve güneş sistemleri yapılıyor ama enerji konusunda sıkıntımız var. Biz bunları yurt dışından alıyoruz ve bu sistemler kendisini 10 yılda amorti ediyor. 20 yıl süresi olan bir güneş panelinin 10 yıllık gelirini başkasına ödemiş oluyoruz. Bununla alakalı teknolojik olarak kendi üretimimizi kendimiz yapmalıyız. En azından alabildiğimiz kadar kendi teknolojimizi kendi içimizde üretmeliyiz. Yazılım ve hammadde anlamımda üretim yaparak avantaj elde edebiliriz. Türkiye'nin yarı oranında güneş ışığı alan Almanya, güneş enerjisinde dünyanın en büyüğüdür. Bu konuda maalesef bizden öndeler.
"Ülkemizin gençlerimize güvenmesi gerekiyor"
"Bir SİHA ve İHA'nın gündem de neler yaptığını gördük." diyen Erden, "Teknolojik olarak tamamen çalışmamız gerekiyor. Yatmadan emek vererek, gençlerimiz bu alanlara yönlendirerek, ARGE çalışmalarına destek ve teşvikler vererek bu teknolojiyi kendi içimizde üretmeliyiz. Şu anda su da dâhil olmak üzere birçok noktada enerji sıkıntısına girmeye başlayacağız. Biz bu teknolojileri doğru bir şekilde alıp sıkıntılardan etkilenmeyen ülke haline gelebiliriz. Bu zaman alacak. Ülkemizin gençlerimize güvenmesi gerekiyor. Burada umutlu olmamız gerekiyor. Bilgisayarlar ile çok ilgili bir gençlik var. Bu gençliği verimli hale getirmemiz gerekiyor. Bunu yapabilirsek çok büyük avantajlarımız olacaktır." şeklinde konuştu.
"Atıklardan üretilen bioenerji ile enerjide dışa bağımlılık azaltılabilir"
Erden, "Bioenerji, biokütleden üretiliyor. Biokütle bizim atıklarımız. Evimizde kızartma yağları, fabrikalarda sanayi amaçlı kullanılan yağlar ve araba motor yağları, bunun haricinde yediğimiz portakalın kabukları, hayvan dışkıları. Bunu birçok şekilde enerjiye çevirebiliyoruz. Yakıt ve elektrik olarak kullanıyoruz. Şu anda biodizel ve biogaz dediğimiz üretimler başladı. Buğdaydan dizel üretiliyor. Atıkları doğru bir şekilde kullanabilirsek 8 milyon ton petrol almama şansımız var. Gaz olarak da 2 milyon ton civarında almama şansını sağlarız. Bu da Türkiye'nin enerjide dışarıya bağımlılığını azaltacaktır. Bioenerji, hayvan çiftlikleri dâhil olmak üzere birçok alana kurularak gösterdikleri faaliyetlerle Türkiye ekonomisine çok faydalı olabilir." dedi.
"Yazılımları kendimiz üretebilir hale gelirsek çok büyük avantajlar elde edebiliriz"
Enerji üretimi içi devlet ve halkın el ele vererek çalışması gerektiğini vurgulayan Erden, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Çevreyi bozmadan nasıl enerji üretiriz?' diye düşünmemiz ve çalışmamız gerekiyor. Bu konuda devlete çok büyük görev düşüyor. Teknoloji anlamında desteklenmemiz gerekiyor. Doğru projelere yatırım yapılması gerekiyor. Gerekirse yurt dışından projeler getirilerek üzerine büyük katkılar yapılabilir. Yazılım konusunda gençlerden çok umutluyum. Yazılımları kendimiz üretebilir hale gelirsek çok büyük avantajlar elde edebiliriz. Devlet ve vatandaşlar el ele verirse, bu anlamda çalışma yaparsa özel sektör ve devlet olarak bu anlamda çok büyük avantajlarımız olur." (İLKHA)