Richter (Rihter) ölçeği ya da yerel magnitüd ölçeği, sismoloji'de kullanılan, dünya genelinde meydana gelen depremlerin aletsel büyüklüklerini ve sarsıntı oranını belirleyen ve sınıflara ayıran uluslararası ölçüm birimidir.
Günümüzde Richter Ölçeği'nin geliştirilmiş bir versiyonu olan Yerel Büyüklük Ölçeği kullanılır (hatta bu nedenle haritalarda ML, yani "Local Magnitude", "Yerel Büyüklük" kısaltması kullanılır); ancak yine de çoğu kişi bunu "Richter Ölçeği" olarak bilir.
Sismologlar arasında kullanışsız olması nedeniyle Moment Büyüklük Ölçeği (MW) gibi diğer ölçekler daha sık kullanılsa da depremler söz konusu olduğunda Richter Ölçeği bir vazgeçilmezdir. Büyüklüğü 8'den fazla olan depremler Richter ölçeği ile ölçülemez.
Bu ölçek, 1935 senesinde Charles Francis Richter ve Beno Gutenberg tarafından Kaliforniya Teknik Enstitüsünde (California Institute of Technology) tasarlanıp ilk olarak ML-ölçeği (yerel magnitüd İngilizce: Magnitude Local) olarak isimlendirilmiştir. Charles Francis Richter, ilk defa "bir aletsel deprem ölçeği" fikrini Kaliforniya´da meydana gelen depremlerde uyguladığı belirtilir.
Deprem büyüklük ölçeği yukarıya doğru sınırsız olsa da bir jeolojik levhanın jeolojik enerji potansiyelinin, bilim adamlarına göre, tahminen 9,5 büyüklüğünü geçemeyeceği düşünülür.
Depremin Büyüklüğü
Deprem sonrasında açıklanan 5.6, 4.2, 3.9 gibi rakamlar bize depremin büyüklüğünü verir. Magnitüd (büyüklük) depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsüdür.
Richter ölçeğine göre 6 büyüklüğündeki bir depremin 7 büyüklüğüne çıkması o depremin gerçek büyüklüğünün 10 katına çıkması anlamına gelir.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, depremin büyüklüğünü şöyle tanımlamaktadır:
Depremin büyüklüğü; deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Enerjinin doğrudan doğruya ölçülmesi olanağı olmadığından, ABD'den Prof. C. Richter tarafından 1930 yıllarında bulunan bir yöntemle depremlerin aletsel bir ölçüsü olan “Magnitüd” tanımlanmıştır. Prof. Richter, episantrdan 100 km. uzaklıkta ve sert zemine yerleştirilmiş özel bir sismografla (2800 büyütmeli, özel periyodu 0,8 saniye ve yüzde 80 sönümü olan bir Wood-Anderson torsiyon Sismografı ile) kaydedilmiş zemin hareketinin mikron cinsinden (1 mikron 1/1000 mm) ölçülen maksimum genliğinin 10 tabanına göre logaritmasını bir depremin “magnitüdü” olarak tanımlamıştır.
Yani deprem büyüklüğü, sismograf isimli meşhur deprem ölçüm cihazının salınımlarına bağlı olarak belirlenen bir sayıdır.
Deprem Sıklığı
Her deprem, her sıklıkta meydana gelmez. Bir depremin büyüklüğü arttıkça, meydana gelme sıklığı da genel olarak azalır.
Örneğin 2 büyüklüğünde yılda 1 milyon civarında deprem meydana gelirken, 5 büyüklüğünde yaklaşık 1000 tane, 9 büyüklüğünde ise 0.1 taneden az sayıda meydana gelmektedir. Tabii bu, 9 büyüklüğündeki depremlerin sıklığının çok düşük olduğunu gösterir. Örneğin sıklık 0.01 ise, 100 yılda ortalama 1 tane 9 büyüklüğünde deprem meydana geliyor demektir.
Depremin Gücü
Depremin gücü; deprem sırasında açığa çıkan enerjidir. Bu miktar ise Richter ölçeğinde deprem sırasında salınan enerjinin patlayıcılar cinsinden miktarına göre belirlenir.
Richter ölçeğine göre; depremlerin büyüklüğünün bir birim artmasının aslında 10 kat artması olduğunu söylemiştik. Ölçeğe göre depremlerin gücü de 30’un katları şeklinde artar. Yani, 7 büyüklüğündeki bir deprem 6 büyüklüğündeki depremden 10 kat büyük ama 30 kat güçlüdür. Bu depremde 30 kat daha fazla enerji açığa çıkar. Bu da daha büyük bir etki anlamına gelir.
Örneğin 2 büyüklüğündeki bir depremde 56 kilogram patlayıcıyla eşit miktarda enerji salınır. Tabii bu enerji çok geniş bir alanda salındığından, hiçbir şey hissetmeyiz bile.
6 büyüklüğündeki bir deprem, yaklaşık olarak 56 milyon kilo patlayıcıya eşittir. Yani hemen hemen Hiroshima'ya atılan atom bombasından yayılan enerjiye! Tabii yine alan çok geniş olduğundan ve yeryüzünü oluşturan kayalar bu enerjinin büyük bir kısmını emdiğinden, atom bombasının etkileri görülmez.
Burada, Richter Ölçeği'nin lineer değil de logaritmik olmasından kaynaklanan kritik bir nokta var: Her bir Richter Ölçeği değerine karşılık gelen sayı arasındaki fark 30 kat kadardır! Yani 6 büyüklüğündeki bir deprem, 5 büyüklüğündeki bir depremden 10 kat büyük ama 30 kat güçlüdür (30 kat fazla enerji salar)! Benzer şekilde 8 büyüklüğündeki deprem de 7 büyüklüğündekinden 30 kat, 6 büyüklüğündekinden tam 900 kat güçlüdür. 1960 yılında meydana gelen ve kayıtlara geçen en büyük deprem olan Şili Depremi, 9.5 büyüklüğündedir. Bildiğimiz en güçlü atom bombasının saçtığı enerjiden yaklaşık 750 kat güçlüdür!
Yani depremlerde Richter ölçeği 1'er 1'er artarken, depremin büyüklüğü 10'un katları şeklinde, gücü ise 30'un katları şeklinde artar.
Depremin Şiddeti
Depremin gücü ile şiddeti birbirine karıştırılmamalıdır. Şiddet, depremin yapılar ve insanlar üzerinde yarattığı etki için kullanılan bir sözcüktür.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, depremin şiddetini şöyle tanımlamaktadır:
Depremin şiddeti; herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı, yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir.
Yani depremin şiddetini, insanlar, binalar ve diğer mal/mülk üzerindeki etkisi gibi düşünmek mümkündür. Depremin şiddeti çok fazla bilgi veren bir değer değildir ve çok sık kullanılmaz.
Richter ölçeği ile ölçülen en büyük depremlerden bazıları
-1960 Şili depremi, ilk dönemde sadece 8,6 magnitüdü daha sonra çeşitli araştırma doğrultusunda (US Geological Surveys´de dahil) 9,5 ile tespit edilmiştir.
-24 Aralık 2004 Sumatra depremi, 9,5 magnitüdü, en son 9,0+ magnitüdlü deprem.
-27 Mart 1964 Prince William Sound, Alaska depremi, 9,2 magnitüdü
-11 Mart 2011 Japonya depremi 9,0 magnitüdü
Valdivia Depremi: Kaydedilmiş En Şiddetli Deprem!
22 Mayıs 1960 gününde yerel saat ile 15.11'de Şili'de meydana gelen ve "Valdivia Depremi" olarak anılan, 9,5 büyüklüğündeki deprem, insanlık tarihinin kaydedebildiği en büyük deprem olarak bilinmektedir.
Deprem sırasında 34,3 trilyon kilogram enerji açığa çıkmıştır. Kıyas olması bakımından, bugüne kadar test edilen en güçlü bomba olan Tsar Bomba isimli hidrojen bombası 50 milyar kilogramlık patlayıcıya denk enerjiye sahiptir; en fazla 100 milyar kilograma çıkabileceği düşünülmektedir.
Deprem, o dönem 6,7 milyon nüfusa sahip Şili'de 2000-6000 arası insanın ölümüne, 20 binden fazla insanın evsiz kalmasına ve 400-800 milyon dolarlık hasara yol açmıştı.
Depremden sonra 25 metrelik dalgalar Şili sahillerini dövmeye başlamış, tsunamiler Japonya'dan Filipinler'e kadar her ülkeyi vurmuştur. Benzer şekilde, depremden sonra aylarca tektonik aktivite sürmüş, yüzlerce kilometre karelik alanda toprak kaymaları meydana gelmiş, yüzlerce insan bu süreçte ölmüştür. Depremin etkisiyle barajlar yıkılmış, birçok şehir seller altında kalmıştır.
Depremden 38 saat sonra Cordon Caulle yanardağı aktive olmuş, 5.5 kilometrelik uzaklıklara lavlar fışkırmış, 21 yeni volkanik baca oluşmuş ve bu bacalardan toplamda 250 milyar litre (100 bin olimpik havuzu dolduracak kadar) lav yüzeye ulaşmıştır. (İLKHA)