Fosil yakıtlardaki küresel değişim hızlanıyor, elektrikli ve hidrojenli arabalar da dâhil ulaşım sektöründeki alternatifler nedeniyle [enerji kaynağı olarak] petrolün hakimiyetinin azalması petrol piyasasında çalkantılara yol açıyor.

Petrol Üreticileri Birliği (OPEC) 1960’tan bu yana birçok krizin altından kalktı. OPEC'in düşüşüyle ​​ilgili daha önceden de spekülasyonlar yapıldı fakat gerçek olmadı.

OPEC’in atlattığı krizleri sayacak olursak; 1970’lerdeki petrol ambargosu, 1979 İran devrimi, 1980’lerdeki İran-Irak savaşı, 1990 Irak’ın Kuveyt’i işgali, 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali ve 21. yüzyılda ABD kaya petrolünün yükselişi bu krizlere dahil.

Ancak bu sefer durum farklı, çünkü önceki hiçbir kriz ulaşım yakıtı olan petrolün benzersizliğini ortadan kaldıracak temel bir dönüşümü temsil etmiyordu.

Bu gerçeklik üst düzey OPEC üyelerini, örgütün geleceği ve içinde olmanın faydalarını açıkça sorgulamaya sevk etti.

Aralık 2020'de, BAE'nin "OPEC" üyeliğini gözden geçirmek için üretim kısıtlamasının gelecekte petrol varlıklarının sıkışmasına yol açıp açmayacağıyla ilgili dâhili bir çalışma başlattığını belirten sızıntılar ortaya çıktı.

BAE, 2030 yılına kadar üretim kapasitesini günlük 5 milyon varile - OPEC kapsamındaki mevcut payından yüzde 93 daha fazla - artırmayı hedefliyor.

Uzun süredir OPEC üyesi olan Katar ise Körfez İşbirliği Konseyi'nin diğer üyeleriyle siyasi görüş ayrılıkları ve önümüzdeki yıllarda LNG ihracatını artırmaya odaklanma arzusu nedeniyle 2019 yılında organizasyondan çekildi.

Petrolde düşüş

Petrolün küresel pazardaki önemi, benzersiz nitelikleriyle ulaştırma sektöründe vazgeçilmez olmasından kaynaklanıyor.

Ancak bu hâkimiyet, elektrikli otomobillerin yükselişi, hükümetlerin 2040 yılına kadar dizel ve benzinli araçları devre dışı bırakma cesaretinin artmasıyla büyük ölçüde aşınacak.

Önümüzdeki on yılda beklenen petrol zirvesiyle beraber, 2030 yılına kadar talebin önemli ölçüde düşmesini önleyecek, uzun süredir yakıtla çalışan araçların varlığından dolayı, petrol talebinin uzun istikrarlı bir döneme tanık olması muhtemeldir.

Petrolün alternatifleri belli başlı kusurlardan muzdaripken; petrol, 2018 yılında dünya çapındaki araçların yüzde 90'ı tarafından benimsendiği için ulaşım sektöründe neredeyse tekel haline getiren ulaşımdaki verimliliği, kolaylığı ve güvenliği ile özel bir yere sahip olmasıdır.

Ancak bu durum sona ermeye başladı ve "BP" petrol şirketi petrole talebin zirveye ulaştığına işaret etti. En iyimser tahminler petrol talebinin 2030 başlarında zirve yapabileceğini gösterirken, bu zaman çizelgeleri "Kovid-19" nedeniyle hızlandı.

Ayrıca hükümetler fosil yakıt kullanan araçları aşamalı olarak kaldırmak için programları hızlandırmaya çalışıyor. İngiltere'nin Kasım ayında yaptığı açıklamada olduğu gibi, önceki hedeflerden beş yıl önce bu tür yeni araçların satışını 2030 yılına kadar yasaklamayı planlıyor.

Ancak, gelişmekte olan ülkelerde ulaşım için petrole olan talep artmaya devam ederken, gelişmiş ülkelerde otomatik geri dönüşüm uzun bir süreç olduğundan, tam dönüşüm onlarca yıl içinde gerçekleşecek.

Norveçli Equinor şirketi, petrol talebinin 2027 ile 2028 arasında zirveye ulaşmasını bekliyor. Enerji danışmanlığı şirketi Riastand, talebin 2028'de zirve yapacağını tahmin ederken, Uluslararası Enerji Ajansı talebin önümüzdeki on yıl içinde zirveye ulaşmasını bekliyor.

“OPEC”e gelince, talebin 2040 yılına kadar istikrar kazanacağını söylüyor ancak bu durum, petrol üreten büyük siyasi nüfuza sahip ülkelerin etkisi altında kalıyor.

"OPEC"in düşüşü

Talebin istikrar aşaması, başlıca OPEC ülkeleri içinde devam eden dönüşümleri gizleyecektir. Kuruluşun piyasaları daha az desteklemesiyle sonuçlanması muhtemeldir, ancak bu uzun bir süreç olacaktır.

Suudi Arabistan ve BAE gibi fiyatları destekleyen "OPEC" liderleri ile Rusya ve ABD gibi "OPEC" dışındaki petrol üreticileri arasında pazar payı kazanmak için girilen savaş gitgide kızışıyor.

Alternatif yakıtlar, ulaşım sektöründe maliyet açısından daha rekabetçi hale geldikçe, OPEC üreticilerinin fiyatları ve alternatifleri uzun vadede destekleme motivasyonları azalıyor.

Teknik faydalar nedeniyle OPEC'in yakın zamanda ortadan kalkması muhtemel olmasa da, piyasa durumunda bir aktör olarak önemi, 21. yüzyılın üçüncü on yılının ortalarında azalacaktır. Daha erken gerçekleşmesi de mümkün.

BAE, üretimi kısıtlamanın gelecekte varlıkların sıkışmasına yol açıp açmayacağını açıkça sorgulayan tek OPEC üyesi değildi. Suudi Arabistan ve Kuveyt, petrol üretimini genişletmeyi düşünmüş ve Suudi Arabistan geçmişte de benzer incelemeler yapmıştı.

Petrolün azalan önemi, petrol üreten ülkelerdeki çeşitlendirme çabalarını da yönlendirmeye devam edecek. Ancak dönüşümün başarısının derecesi ve kısa vadeli yapısal reform için siyasi çıkarımlar, ülkelere göre farklılık gösterecek konulardır.

BAE ve Kuveyt, mali amortisörleri göz önüne alındığında, egemen servet fonlarında yıllarca biriken petrol rezervlerinin ardından, fırtınayı aşma açısından en iyi konuma sahipler. Oysa Irak, Cezayir, Angola ve Nijerya gibi daha yoksul OPEC üyeleri yakın gelecekte büyük ve muhtemelen kalıcı mali krizler yaşayacaklar.

Siyasi nüfuz tehdidi

Küresel bir organizasyon olan OPEC'in önemini yitirmeye başladığı bir dönemde, petrol üreten ülkelerin küresel siyasi önemi gelecekte azalacak ve petrol üreten ülkelerle dostluk ilişkileri geçmişte olduğu gibi aynı faydaları sağlamayacaktır.

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki oldukça yakın ilişki, petrol piyasası istikrarı ve enerji arzındaki ortak çıkarlar üzerine inşa edildi.

Ancak bu ilişki, ABD'nin dış politikasında petrolün daha az merkezi hale gelmesiyle radikal bir dönüşüme uğrayacak. ABD Orta Doğu’da fiziksel güvenlik, Çin, Rusya ve İran etkisinin yanı sıra insan hakları endişelerine odaklanmaya devam edecek.

Gerçekten, BAE gibi bazı büyük petrol üreticileri bu değişimi fark ettiler; finans, ticaret ve güvenlik gibi diğer mekanizmalar yoluyla uluslararası konumlarını genişletmeye çalıştılar. Petrol daha az önemli hale geldikçe bu süreç hız kazanacaktır.

Ayrıca, OPEC'in piyasalar üzerindeki etkisinin azalması, petrol piyasalarının hareket şeklini etkileyecektir.

Geçmişte OPEC, petrol fiyatlarını (fiyatlar düştüğünde) istikrara kavuşturmak, üretimdeki düşüşleri (çatışmalar sırasında) telafi etmek ve genellikle istikrarlı bir fiyat ortamı oluşturmak için üretimi bazen artırdı bazen de azalttı. Petrol piyasasında üreticilerin sayısı arttıkça OPEC'in bunu yapmadaki başarısı zamanla azaldı.

Ancak korona salgını ve 2014 petrol fiyatlarındaki düşüşe verilen yanıtın gösterdiği gibi, OPEC hala herhangi bir krizde büyük bir tepki organize edebilir.

*The New Khalij.com sitesinden ortadoguhaber.com için Emine Nur Yaşar tarafından çevrilmiştir.