ANKARA - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye`yi polisin gösterilerde uyguladığı orantısız güç nedeniyle tazminata mahkum etti. AİHM, kötü muamele iddiaları karşısında etkin bir soruşturma yapılmamasının ve sorumluların cezalandırılmamasının, işkencenin, aşağılayıcı veya insanlık dışı muamelelerin tamamen yasaklanmamasının fiili olarak etkisiz kalacağı uyarısında bulundu.

28 Mart 2004`te yapılan yerel seçimlerde Diyarbakır`da DEHAP`lılar tarafından yapılan protestoda polis şiddetine maruz kaldığını belirten Sosyal Demokrat Halkçı Parti sandık görevlisi Mehmet Hida Gülaydın, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından AİHM`ye başvurdu.

Davayı kabul eden AİHM, bir kişinin özgürlüğünden yoksun kaldığı veya daha genel olarak güvenlik güçleriyle karşı karşıya kaldığı durumlarda, fiziksel güç kullanılmasının insanlık onuruna karşı bir saldırı olduğunu belirtti. Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından onaylanan raporu hatırlatan AİHM, olayın koşulları dikkate alındığında, kullanılan gücün aşırı ve yersiz olduğunu ifade etti.

AİHM`in kararında, sorumluların tespit edilmesi ve cezalandırılması gerektiği belirtilerek, kötü muamele iddiaları karşısında etkin bir soruşturma yapılmaması ve sorumluların cezalandırılmamasının, işkencenin, aşağılayıcı veya insanlık dışı muamelelerin tamamen yasaklanmasını fiili olarak etkisiz bırakacağına dikkat çekildi.

Ceza verilmemesinin işkence veya kötü muamele yapan devlet görevlilerini, neredeyse tam bir dokunulmazlık içine sokacağının altı çizilen AİHM kararında, bu durumun kamuoyunun güveninin sağlanması ve hukuk devletine inanması konusunda önemli olduğu belirtildi.

Dava konusu olayda soruşturmanın yürütülmesinde gerektiği gibi hızlı davranılmadığını ve özen gösterilmediğini ifade edilen AİHM kararında, Gülaydın`a manevi tazminat olarak 15 bin Euro, yaptığı masraf ve giderler için de 500 Euro ödenmesi yönünde karar verildi. (Abdusselam Güneş - İLKHA)