Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2021 asgari ücreti açıkladı. Net asgari ücret, yüzde 21,56 oranında yani 500 TL'lik artışla 2 bin 825 TL olurken brüt 3 bin 577 TL olarak belirlendi.
Açıklanan asgari ücretin işçiyi tatmin edecek bir rakam olmadığına dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, "asgari ücret" tanımının değiştirilmesi gerektiğini de kaydetti.
2021 yılındaki asgari ücretin bir önceki yıla göre yüzde 21,56 oranında bir artış ile brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıklandığını hatırlatan Yapıcıoğlu, "Özellikle son birkaç yıldır hükümet adına toplantıya katılan bakanlık temsilcileri tarafsız bir tutum takınmak gibi bir pozisyondalar. Oysa olması gereken şey bu değildir. Hükümet adeta işçi ve işveren temsilcilerini güya baş başa bırakıp ‘siz kendi aranızda anlaşın, bende aranızda hakem olarak bulunacağım’ gibi bir tavır takınmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir hukuk devleti ise sosyal devlet olmanın gereği olarak, mutlak surette asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir hayat sürdürmek için yeterli bir miktarda olması için hükümetin ağırlığını koyması gerekirdi. Fakat maalesef dediğimiz gibi sanki tarafsız bir pozisyondaymış gibi görünüyor böyle bir tavır alıyor.
Bir anlamda hükümet de işveren olduğundan dolayı çok sayıda işçi çalıştırdığı için genellikle işveren temsilcilerinin safında bir tutum takınıyor ve asgari ücretteki artışlar maalesef işçi kesimini yani asgari ücretliyi tatmin edecek bir seviyeye çıkamıyor. Yıllardır söylüyoruz bir kez daha bu vesileyle tekrar edelim, asgari ücretin tanımında da bir problem vardır. Mevcut tanıma göre asgari ücret, "işçinin" zorunlu ihtiyaçlarına yetecek ücrettir ve bu tanımın içerisinde işçinin ailesi yoktur." dedi.
"Maalesef TÜİK önerisinin üzerinde bir ücret belirlenmedi"
Birkaç gün önce TÜİK’in asgari ücret önerisini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Buna göre bir tek kişi için yeterli olan ücretin 2 bin 792 lira olduğunu açıklanmış ve bu miktarın asgari ücret olarak belirlenmesini önermişti. Maalesef TÜİK önerisinin pek üzerinde bir ücret belirlenmedi. Şu anda günlük brüt 119 lira, net olarak ise 94 lira 20 kuruş gibi bir asgari ücret belirlenmiş durumdadır.
Asgari ücretin tanımının içerisinde işçinin ailesini yerleştirmeden, asgari ücretin işçiyi tatmin edecek ya da onun karnını doyuracak bir seviyeye çıkması mümkün değildir. Çünkü bu şekilde tespit edilen asgari ücret tek başına yaşayan bir kişinin hayatını devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu giderleri karşılamaya yetecek ücret olarak belirlenir. Oysa yine kanunlara göre çocuk yaştaki kişilerin çalıştırılması yasaktır, mümkün değildir. Evli ve çocuğu olan birilerinin sadece asgari geçim indirimi ile vergiden bir miktar indirim yapılmak suretiyle çoluk-çocuğunu, ailesini geçindirmesi mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
"Bütün dar gelirliler adına vergi düzenlemesi ile ilgili bir adım atılmasını hükümetten bekliyoruz"
"Asgari ücretten vergi alınmaması" yönündeki önerilerini yineleyen Yapıcıoğlu, "Bizim bir önerimiz daha vardı, yıllardır dile getirdiğimiz bir öneriydi. Şunu da hatırlatıyoruz, 2012 yılında meclise bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmuştu. Orada o gün mecliste grubu bulunan 4 partinin temsilcilerinin tamamı şu konuda anlaşmışlardı: ‘asgari ücretten vergi alınmasın.’ Ama hala asgari ücretten vergi alınmaya devam ediliyor. ‘Şu pandemi şartlarında zaten işsizlik yüksek oranda ve işveren kesim de zor durumda, bu nedenle asgari ücret çok fazla arttırılamıyor’ deniyorsa onun için de bizim bir çözüm önerimiz vardır. Teklifimiz şuydu, hükümet bu dönemde sık sık destek paketleri açıklıyor. Elini daha fazla taşın altına koymalı. Asgari ücretliden kesilen kesintilerden feragat ederse bu konuda bir rahatlama olacaktır. Şu anda işçiden kesilen yüzde 1 işsizlik sigortası, yüzde 14 SGK işçi payı ve yüzde 15'i gelir vergisi ile birlikte toplam asgari geçim indiriminden sonra bile 750 liranın üzerinde sadece işçiden kesinti yapılmaktadır.
İşverene maliyeti 4 bin 200 lirayı geçen asgari ücretten bin 377 lira kesilmekte ve geriye kalanı işçinin cebine girmektedir. Hükümet vergi mevzuatında yapacağı bir düzenlemeyle, kazancının neredeyse tamamını veya yarısından çok fazlasını sadece karnını doyurmak için harcamak zorunda olan asgari ücretliden vergi kesintilerine son verilmeli. Ve hatta sigorta priminin işçiye düşen kısmı, yani yüzde 14'lük kesinti de en azından şu pandemi sürecinde işçiden alınmayabilir. Ancak bu şekilde işçilerin hayata tutunabilmesi, sadece zaruri ihtiyaçlarına yetecek bir ücrete kavuşması mümkün olabilecektir. Bütün dar gelirliler adına vergi düzenlemesi ile ilgili bir adım atılmasını hükümetten bekliyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)