Taliban'ın Siyasi Ofis Sözcüsü Muhammed Naim ile özel bir röportaj gerçekleştirildi.

Muhammed Naim, barış görüşmelerinde son süreci ve Afganistan'ın geleceğini değerlendirdi.

Röportajda kullanılan ifadeler orjinal haliyle aktarılmıştır. Mepa News'in editöryal politikasını yansıtmayabilir.

- Dr. Muhammed Naim, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için Mepa News olarak teşekkür ederiz.

Yaklaşık 10 yıldır Taliban'ın siyasi ofisinde görev yapıyorsunuz. Bize Taliban'ın 2001 ve sonrasında izlediği siyasi stratejiyi özetleyebilir misiniz?

Muhammed Naim: Afganistan İslam Emirliği'nin politikası iki ilkeye dayanmaktadır: İslami usuller ile ülkenin ve milletin milli ve üstün çıkarları. İslam Emirliği'nin problem çözme yaklaşımı her zaman diyaloğa dayalıdır. Müminlerin Emiri Molla Muhammed Ömer Mücahid (Allah ona rahmet eylesin) bu duruşu ilke edinmişti ki biz sorunları diyalog yoluyla çözmek isteriz. Elbette eğer birileri, güç kullanıyor ve diyaloğa yanaşmıyorsa, o zaman biz de halkımızı ve ülkemizi meşru olan her yolla savunuruz.

İslam Emirliği, diyalog ve siyasi çözüm için kendi ofisini Katar’da 2013 yılında açtığını ilan etti.

Afganistan İslam Emirliği, sorunları diyalog yoluyla çözmeye inandığını pratikte göstermiştir. Yabancılarla bir anlaşmaya vardık, şimdi iç taraflarla müzakere ediyoruz; sonucun İslami, bağımsız ve kapsayıcı bir Afgan sistemin ortaya çıkmasını umuyoruz.

Taliban Siyasi Ofis Sözcüsü Dr. Muhammed Naim

Görüşmelerde son durum
- 12 Eylül tarihinden bu yana Katar'da Taliban'ın da katılımıyla Afganlar arası görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerde son durum ne şekilde?

Muhammed Naim: Afganlar arası görüşmeler Katar Anlaşması kapsamında başladı, biz yakın zamanda müzakere usulleri konusunda bir anlaşmaya vardık ki bu iyi bir başarıdır. Çünkü ilk defa başkalarının müdahalesi olmadan Afgan taraflarla bir anlaşmaya vardık. Umarız, sonraki turlarda da iyi sonuçlar alınacaktır.

- Afganistan'da 1970'lerin başından bu yana devam eden bir savaş ortamı var. Savaşın uzamasını neye bağlıyorsunuz?

Muhammed Naim: Sorunuza tek cümleyle cevap verecek olursak, dış müdahalenin Afganistan'da savaşın sürekli devam etmesine yol açtığını söyleyebiliriz. Afganlar özgürlüklerine düşkün insanlardır, bu yüzden bağımsızlık için her zaman muazzam fedakarlıklarda bulunmuş ve özgürlüklerini kazanmışlardır.

Taliban Siyasi Ofis Şefi Molla Abdulgani Birader (en sağda) ve Afganlar arası görüşmelere katılan Taliban heyetinin lideri Mevlevi Abdulhakim Hakkani

Afganistan'da devam eden çatışmalar
- Kabil yönetimi, görüşmeler devam etmesine rağmen Taliban'ı hedef alan açıklamalar yapıyor. Ayrıca Kabil yönetimini oluşturan Eşref Gani ve çevresi, Cemiyet-i İslami yanlıları, Raşid Dostum destekçileri gibi farklı gruplar, barış sürecine dair birbirinden farklı beyanatlarda bulunabiliyor. Bu durum Katar'daki barış görüşmelerini etkiliyor mu?

Muhammed Naim: Elbette Afgan halkının bağımsızlığına ve özgürlüğüne karşı olan şahıs-taraflar var ve bunlar, müzakerelerin sorunsuz geçmesini istemiyorlar. İslam Emirliği, müzakerelerin medyada propaganda olarak kullanılmaması konusunda daima ısrar etmiştir. Çünkü böyle bir durumda, yerel ve uluslararası kamuoyu nezdinde bir endişe oluşuyor ve bu durum kimseye bir fayda sağlamıyor.

- Özellikle Afganistan'ın kuzeyinde etkin olan Dostum gibi savaş ağaları, ABD çekilse bile Taliban ile savaşın devam edeceğini söylüyor. Bu paralelde Dostum'un açıklamalarıyla ilgili görüşleriniz nedir? ABD'nin çekilmesi sonrasında Kuzey İttifakı benzeri grupların yeniden oluşması ve yeni bir iç savaş ihtimali var mı?

Muhammed Naim: Bazı sözlerden ve şahıslardan söz etmeye dahi değmez. İslam Emirliği'nin önceliği, Afganlar arası müzakereler ve görüşmeler yoluyla Afganistan'da kapsayıcı, tüm taraflarca kabul edilebilir bir İslami ve bağımsız sistem kurulmasıdır. Bize göre bu, şu anda tüm taraflar için bir öncelik olmalı ve bu amaca yönelik çalışılmalıdır.

İslam Emirliği'ne karşı savaş işe yarasaydı, geçtiğimiz 20 yıl boyunca işe yarardı, ki yaklaşık 50 ülkenin askerleri bu savaşa katılmıştı ve bazıları hala savaşmaktadır.

Doha'daki görüşmeler sırasında Taliban tarafı

- Görüşmelerin yanı sıra Afganistan'da çatışmalar da sürüyor. Bu çatışmalardan siviller de yoğun olarak etkileniyor. Özellikle son dönemde Kunduz, Gor, Herat gibi illerde hükümet güçlerinin düzenlediği saldırılarda çok sayıda sivil hayatını kaybetti. Bu duruma rağmen hükümet, görüşmelerde ateşkesi gündeme getiriyor. Bu minvalde sizin ateşkes iddialarına dair görüşünüz nedir?

Muhammed Naim: Şüphesiz, son 20 yıl içinde yabancı güçler ve Kabil yönetimi tarafından yapılan bombardımanlarda, baskınlarda, insansız hava araçlarının saldırılarında ve yüz yüze çarpışmalarda on binlerce sivil şehit edildi. Halen, sivil kayıpların çoğu bu güçler eliyle gerçekleştiriliyor ve yabancılar da buna destek sağlıyor. Karşı tarafın verdiği sivil zayiat, Afgan halkını ayaklanmaya iten, işgale ve Kabil yönetimine direnmeye motive eden, Afgan halkını kendilerini savunmaya zorlayan ana nedenlerden biridir.

Savaşın yol açtığı sorunlar olduğunu söylemeliyiz, ancak sivil kayıpların sorumluluğu ülkemizi işgal edenlere ve onların yanında olanlara aittir. Kabil yönetimi ateşkes meselesini, işgali ve işgalin gölgesi altında, dikkatleri kendi beceriksizliği ve güçsüzlüğünden başka yöne çevirmek için propaganda aracı olarak kullanıyor. ABD ile imzalanan anlaşmada zikredildiği gibi ateşkes meselesi, Afganlar arası görüşmelerinin gündeminin bir konusudur.

- Afganistan'da son dönemde sivilleri hedef alan bazı saldırılar gerçekleştiriliyor. Bu saldırılar gündeme oturuyor. Sizin de üstlenmediğiniz hatta kınadığınız bu saldırıların arkasında kimler var, sizin bu konuya dair düşünceleriniz neler?

Muhammed Naim: Sivillere yönelik saldırılar ve onlara zayiat verilmesi talihsiz bir konudur. Kabil'deki güvenlik durumunun son zamanlarda İçişleri Bakanlığı'ndan ARG (Devlet Başkanlığı) devralındığını fark ettiyseniz, özellikle Kabil'de istihbarat saldırıları arttı. Örneğin Kabil Üniversitesi'ne saldırı, Kevser Kursu'na saldırı, Kabil'in ortasında iki defa roket saldırısı, gazeteciler ve sivil aktivistlerin öldürülmesi ve tehdit edilmesi... Bütün bunlar gösteriyor ki Kabil yönetimini elinde tutanlar, Afganistan’da iktidarın hayatta kalması için her yola başvurmaktadır.

İslam Emirliği, sivillerin öldürülmesini şiddetle kınamakta ve her zaman halkının canını, şerefini ve malını korumaya çalışmaktadır.

Afganistan'ın kuzeyindeki Badahşan ilinin Varduj ilçesinde devriye gezen Taliban mensupları

Taliban'ın Afganistan'ın geleceğine dair tutumu
- Kendi açıklamalarınıza göre Taliban, Afganistan'ın büyük bir kısmını kontrol altında tutuyor. Barış görüşmelerinin ardından yeniden iktidara gelmesi halinde, Taliban'ın Afganistan'ı nasıl yönetecek? Yerel, bölgesel ve küresel tutumunuz nasıl olacak?

Muhammed Naim: Biz, her şeyden önce Afganistan'da bağımsız ve egemen bir İslam devletinin savunucularıyız ve Afganlar, son 40 yılda bu amaç için büyük fedakarlıklar yapmıştır ve yapmaya devam ediyor.

Biz, tüm Afganların isteklerine uygun, İslami, bağımsız ve kapsayıcı bir Afgan yönetiminin kurulmasını istiyoruz.

İslam Emirliği, hiç kimsenin Afgan topraklarını başkalarının güvenliğine karşı kullanmasına izin vermiyor. Ve hiç kimsenin Afganistan'ın iç işlerine karışmasına da müsade etmiyor. Afganistan, hiçbir tür yolsuzluğun olmadığı güçlü bir merkezi yönetime sahip olmalıdır. Böylece, dünya ile karşılıklı muamele ve pozitif ilişkilere dayalı bir iletişime sahip olsun.

- Taliban'ın İran, Rusya, Çin gibi devletlerle ABD'ye karşı iş birliği yaptığı ve bunlardan destek aldığı iddiaları hakkındaki yorumunuz nedir?

 Muhammed Naim: Amerika Birleşik Devletleri ve 40'tan fazla ülkenin askerlerinin ülkemize gelmesi ile son 20 yıldır Afganistan'da özgürlüğümüz için savunma savaşı ile meşgulüz.

Yüce Allah'ın yardımı ve mücahit halkımızın iş birliği ile değerli halkımız, İslam Emirliği'nin arkasında durmakta ve bağımsızlık için savaşmaktadır.

Görüşmelerden ne umuluyor?
- Afganlar arası barış görüşmelerinden nasıl bir sonuç çıkmasını bekliyorsunuz?

 Muhammed Naim: Umudumuz, bu müzakereler sonucunda Afganistan'da tüm Afganlar için kabul edilebilir, tüm Afganların özlemlerini yerine getiren ve Afganistan'da kalıcı bir barış ve kalkınmanın yolunu açan bağımsız bir İslami sistemin ortaya çıkmasıdır.

Doha'da Taliban Siyasi Ofisi mensupları

- Afganlar arası barış görüşmelerinin başarısız olması veya ABD'nin Afganistan'dan çekilme sürecini askıya alması, veya ülkeden tam olarak çekilmemeleri halinde Taliban'ın stratejisi ne olacak?

 Muhammed Naim: Müzakerelere olumlu bir zihniyetle girdik, müzakerelerin iniş ve çıkışları vardır. Ama sonunda müzakerelerin iyi sonuçları olacağını ümit ediyoruz. Tüm taraflardan beklentimiz, sorunların çözümü için diyalog yolunu tutmalarıdır. Ta ki devam eden sürecin önünde engeller oluşmasın.

- Tüm bu süreçlerin sizin adınıza 'olumlu' seyretmesi halinde, Taliban Afganistan'da İslami bir sistemi nasıl kurmayı düşünüyor? Bu strateji seçimlere katılarak mı, yoksa askeri şekilde mi, yahut bir başka biçimde mi gerçekleştirilecek?

Muhammed Naim: Devam eden müzakere süreci, ancak Afganistan'ın işgali ABD ile yapılan anlaşma uyarınca sona erdirilirse ve bu anlaşma kapsamındaki başlanan Afganlar arası müzakereler başarıyla sonuçlandırılırsa ve kapsayıcı, birleşik ve bağımsız bir İslami sistemin meydana gelmesiyle olumlu bir şekilde ilerleyecektir.

Afganlar arası diyalog, İslami bir sistem kurmanın temel amacını karşılayan tüm yaklaşımları ve açıklamaları beraberinde getirecektir.

Kaynak: Mepa News