özlerine İngiltere'nin 2020 başında AB'den "fırına verilmeye hazır bir anlaşmayla" ayrıldığını belirterek başlayan Johnson, o zamandan beri hükümetinin yeni bir göç sistemi oluşturmak ve yeni ticaret anlaşmaları yapmakla meşgul olduğunu kaydetti.
AB ile uzlaşıya varılmasıyla İngiltere'nin "şimdiye kadarki en büyük ticaret anlaşmasını" tamamlamadığına dikkati çeken Johnson, anlaşmanın yıllık 660 milyar sterlin değerinde olduğunu ve İngiliz mallarının AB içinde tarifesiz ve kotasız satılmasına izin verdiğini vurguladı.
İngiliz Başbakan, anlaşmanın İngiliz ihracatçıların "Avrupalı dostlarla" daha da fazla iş yapmasına olanak sağlayacağına işaret ederek, halkın bunun mümkün olduğunu bildiği ancak kendilerine imkansız olduğunun söylediğini dile getirdi.
"Yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak"
Johnson, İngiltere'nin 1973'ten beri ilk kez kendi sularında tam kontrole sahip olacağını belirterek, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ın "dinamik ve müreffeh" bir hale geleceğini ve bunun da AB için "kötü bir şey" olmadığını ifade etti.
Milletvekillerinin anlaşmayı 30 Aralık'ta oylamasını umduğunu dile getiren İngiliz Başbakan, anlaşmanın ülkedeki işletmeler için kesinlik sunduğunu söyledi.
Anlaşmanın İngiltere'nin AB ile ilişkilerinde "yeni bir istikrar" sunduğunu kaydeden Johnson, "Ayrıca bugün, onlarca yıldır siyasetimizi alt üst eden bir sorunu da çözdük. Yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak bu anın büyüklüğünün farkına varmak ve tadını çıkarmak hepimizin elinde." diye konuştu.
AB'ye de seslenen İngiliz Başbakan, "Arkadaşınız, müttefikiniz, destekçiniz olacağız. Ayrıca asla unutulmasına izin vermeyeceğiz, bir numaralı pazarınız biziz." ifadesini kullandı.