DOĞRUHABER / Hasan Işık
7 milyona yakın çalışanın gözü bu hafta asgari ücret görüşmelerinde olacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında üçüncü toplantısını bugün gerçekleştirecek. İlk toplantısını 4 Aralık'ta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un başkanlığında yapan Komisyon, ikinci toplantısını 15 Aralık'ta Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) ev sahipliğinde gerçekleştirmişti.
TOPLANTIYA TÜRK-İŞ EV SAHİPLİĞİ YAPACAK
Komisyon, işçi kesimini temsil eden Türk-İş'in ev sahipliğinde yarın üçüncü toplantısını yine çevrim içi yöntemle yapacak. Toplantıda, Türk-İş heyeti görüşlerini sunacak ve taleplerini dile getirecek. Öte yandan, geçen hafta Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıkları temsilcilerinin ekonomik veri ve raporları sunduğu komisyonda, bu hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin zam pazarlığında dikkate alınan hususlardan olan bir işçinin asgari geçim tutarını paylaşması bekleniyor.
YENİ ASGARİ ÜCRET NASIL BELİRLENİYOR?
Asgari ücreti, yasa gereği 5'er işçi, işveren ve hükümet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Komisyon, yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında dört kez toplanıyor. Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp, oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.
İLK RAKAMLAR MASAYA GELEBİLİR
TÜİK temsilcilerinin bir işçinin asgari geçim tutarını yarınki toplantıda komisyonla paylaşmasının ardından, görüşmelerde ilk rakamların da telaffuz edilmesi bekleniyor. Asgari ücret belirleme sürecini bu yıl Hak-İş ve DİSK ile iletişim içinde yürüten Türk-İş, insan onuruna yakışır bir ücret talep ederek, ilk rakamı işveren ve hükümetin masaya getirmesini istemişti. Komisyonda işveren kesimini temsil eden TİSK ise asgari ücret işveren desteğinin yüzde 5'ten yüzde 6'ya yükseltilmesi ve bu oranın toplu iş sözleşmeli iş yerlerinde yüzde 7 olarak uygulanmasını talep ederken, istihdamın korunması, ilave istihdamın sağlanması, yeni yatırım ortamının oluşması ve salgın nedeniyle zor durumdaki sektörlerin yaşadığı baskının azaltılması için dengeli bir asgari ücretin belirlenmesi görüşünü dile getirdi.
HÜDA PAR: “DEVLET, ELİNİ DAHA FAZLA TAŞIN ALTINA KOYMALIDIR”
HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu asgari ücret hakkında partisinin görüşlerini dile getirirken, “Bir asgari ücretlinin işverene maliyeti, SGK ve İşsizlik Sigorta primleri ile birlikte 3 bin 458 liradır. Ancak işçinin cebine sadece 2 bin 324 lira geçebilmektedir. Devlet hem işverenden hem de işçiden ayrı ayrı vergi almaktadır. Yani işverenin cebinden çıkan 3 bin 458 lira ile işçinin cebine giren 2 bin 324 lira arasındaki fark devletin kasasına girmektedir. Bu fark net asgari ücretin yarısından fazladır: bin 174 TL. Salgın hastalık döneminde özellikle hizmet sektörünün içinde bulunduğu zor durum nedeniyle işverenin yükünü fazla artırmadan asgari ücretliye nefes aldırmak gerekir. Sosyal devlet olmanın gereği olarak bu dönemde devlet, elini daha fazla taşın altına koymalıdır. Acı reçete her zaman olduğu gibi bir kez daha dar gelirliye yazılmamalıdır. Bu kez acı ilacı ülke kaynaklarından daha çok istifade eden, ülkenin kaymağını yiyen kesimler içsin" ifadelerini kullanmıştı.
HAK-İŞ: ASGARİ ÜCRET BİR PAZARLIK ÜCRETİ DEĞİL İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR GELİR OLMALI
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan asgari ücret hakkında daha önce yaptığı değerlendirmede,“Asgari ücret bir pazarlık ücretinden ziyade işçinin ailesiyle birlikte insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayacağı bir gelir olarak belirlenmelidir. Asgari ücret, çalışan ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücret olmalıdır… Konfederasyonumuz, gelir dağılımının adil bir şekilde gerçekleşmesine yönelik olarak bireylerin gelirlerine, harcamalarına ve servetlerine göre vergiye tabii tutulması konusundaki her türlü çalışmayı desteklemektedir. Bu çerçevede asgari ücretin üzerindeki vergi yükünün kaldırılmasını, ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmının vergiden muaf olmasını talep etmekteyiz” demişti.
HAKSİAD: “DEVLETİN İŞÇİDEN DOLAYI İŞVERENDEN ALDIĞINI İŞÇİYE YANSITMASINI BEKLİYORUZ”
Hak ve Sanayici İş Adamları Derneği (HAKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Yüce ise, "Asgari ücret artışında fedakarlıkta bulunup işverene çeşitli teşviklerde bulunması vergi ve SGK gibi benzeri alanlarda indirime gitmesi hatta gerekirse almaması. Devletin işçiden dolayı işverenden aldığını işçiye yansıtmasını bekliyoruz. Bu uygulama olursa hem tarafları memnun edecek hem de piyasaları rahatlatacaktır. Aynı zamanda ekonomi de canlanacaktır." ifadelerine yer verdi.
TİSK: “İKİ KESİME DE NEFES ALDIRACAK BİR ADIM OLMALI”
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç da daha önce yaptığı açıklamada, "Rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin ve OECD ortalamasının oldukça üstünde olan ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesi hem çalışanlarımıza hem de işverenlerimize nefes aldıracak bir adım olacaktır" diyerek vergi düzenlemesine işaret etmişti.
PEKİ, ASGARİ ÜCRETTEKİ VERGİ VE PRİMLER NE KADAR?
Asgari ücret, halen bekar bir işçi için aylık brüt 2 bin 943 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 2 bin 324 lira 71 kuruş olarak uygulanıyor. Apartman görevlileri için ise normal işçilerden farklı olarak gelir ve damga vergileri kesilmediği için net 2 bin 501 lira 55 kuruş olarak hesaplanıyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 3 bin 458 lira. Bunun 2 bin 943 lirasını brüt asgari ücret, 456 lira 17 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 58 lira 86 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.