Yaklaşık 3 bin yıllık tarihe sahip olan ve Türkiye rezervinin yüzde 85'inin çıkarıldığı Eskişehir'de beyaz altın ya da denizköpüğü adıyla bilinen lüle taşı, hediyelik eşya yapımında kullanılıyor. Eskişehir'e gelen yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği tarihi Odunpazarı evlerinin bulunduğu dar sokaklardaki dükkanlarda satışa sunulan ve ustaları tarafından oyularak yapılan pipo, tespih ile biblo gibi süs eşyaları kentin en önemli el sanatları arasında yer alıyor.

Eskişehir'de kent merkezine yakın Sarısu, Yenişehir, Karaçay, Söğütçük, Beyazaltın, Nemli, Kümbet, Kepeztepe, Karatepe ve Karahöyük mahallelerinde yerin yaklaşık 100 metre derinliğinden çıkarılıyor. Ancak son dönemde yeni çırakların yetişmemesi ve ocaklara inecek işçi bulunamaması nedeniyle meslek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

"ESKİŞEHİR'DEN İHRAÇ EDİLİYOR AMA DÜNYA 'VİYANA TAŞI' DİYE BİLİYOR"

Eskişehir'de 11 yaşından bu yana lüle taşı çıkararak ustalığını yapan evli ve 2 çocuk babası Fehmi Yavuz (54), lüle taşının sadece Eskişehir'de çıkarılmasına rağmen yeterli ilgiyi görmediğini söyledi. Ailesinin 6 nesildir lüle taşı sektöründe olduğunu ifade eden Yavuz:

"11 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. Rahmetli babamla da giderdim. Bu babamın dedesinin mesleği. Yaklaşık 6 nesildir bu işi yapıyoruz. Bu iş bizim ekmeğimiz. Doğduk bu işi gördük, bu işle büyüdük. Lüle taşına eskiden sadece bizim köyümüzden 500 kişi gelirken, şimdilerde tüm köylerden lüle taşı ocaklarında çalışan 50 kişi var. Lüle taşının bu durumda olmasına çok üzülüyorum. Bu lüle taşı dünyada sadece Eskişehir'de çıkan bir taş. Altın, elmas gibi madenler dünyanın her yerinde çıkıyor ama lüle taşı sadece Eskişehir'de çıkıyor. Bundan daha yerli ve milli bir şey tanımıyorum ben. Tüm dünya bu taşı çok seviyor, çok talep var ama biz lüle taşımıza ne yazık ki sahip çıkamıyoruz. Bütün dünya çok seviyor lüle taşını ama Eskişehir'de bile 'lüle taşı nedir?' diye sorsan 100 kişiden 10'u zor biliyor. Hala ne olduğunu bilen yok. Dünyada halen 'Viyana taşı' olarak geçiyor bu taş. Yani içler acısı bir durum. Bu taş Türkiye'den, Eskişehir'den çıkıp ihraç ediliyor ama dünya 'Viyana taşı' diye biliyor" dedi.

"MESLEK ODAMIZ BİLE YOK"

Lüle taşından yapılan ürünlerin başta Çin olmak üzere birçok ülkede çok sevildiğini anlatan Fehmi Yavuz, az sayıda meslek erbabı kaldığı için meslek odası olarak Saatçiler Odası'na kayıtlı olduklarını söyledi. Lüle taşına olan sevgisini 'ben bu taşa aşığım' diyerek anlatan Yavuz:

"Yaklaşık 25 sene önce Hanifi Demirkol isminde bir valimiz gelmişti Eskişehir'e. Bu valimiz 2- 3 yıl kurs verdirmişti. Şimdi hala oradan yetişen ustalarla devam ediyoruz. Bizim neslimizden pipo, satranç takımı, biblo yapmasını bilenler o valimizin sayesindedir. Şimdilerde açılan 3 aylık kursun hiçbir faydası olmaz. Çinliler bu taşın hastası. Önceden pazarımızın büyük çoğunluğu Amerika, Almanya'ydı. Şimdi Çinliler onlara ürün bırakmıyor. Çok seviliyor. Ben bu taşa aşığım. Her işimi bırakıyorum, ocağa gelip bu taşa sarılıyorum. Bu işi sevmeyen zaten yapamaz. Bizim meslek odamız bile yok. Neden yok? Sayımız az olduğu için. Biz Saatçiler Odası'na kayıtlıyız. Saatçiler Odası bizimle ilgilenir mi? Biz kime nasıl derdimizi anlatacağız? Bu lüle taşında daha fazla çırak yetişse, ocağa daha fazla giden olsa Eskişehir'in yarısına sadece bu lüle taşı bakar" şeklinde konuştu.

EKMEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARIYOR

Lüle taşı ustalarının yanı sıra yerin 100 metre kadar derinine inerek taş çıkaracak işçi de bulunamıyor. Geçmiş yıllarda sayısı binlerle ifade edilen ocakçı sayısı son dönemde 10'a kadar düştü. Fehmi Yavuz'un lüle taşı ocağında yerin 65 metre derinliğinden hilti ile lüle taşı çıkaran Yusuf Tuncer (51) ekmeğini taştan çıkarmaya çalıştığını söyledi. Yaklaşık 15 yıldır lüle taşı sektöründe çalıştığını ifade eden Tuncer, "Bu işi 15 yıldan bu yana bilfiil yapıyorum. Yapıyorum ama zaruretten. İşimiz yok, bulmak için uğraşıyoruz. Çok tükendi bu iş. Lüle taşını bulmak çok zor. Yapan 3- 4 ekip kaldı, 3'er kişiden 9 kişiyiz. Bizim köyde bu işi yapan 9 tane insan kaldı. Bu işin sonu yok gibi, tükendi damarlar. Şu kuyuya ineli 6- 7 ay oldu, 2- 3 bin liralık malzeme çıkartamadık. 'Allah'tan umut kesilmez' diyoruz arıyoruz. İnşallah bulunacak. Bizim mesleğimiz, atalarımızdan gördüğümüz iş bu" dedi.

"BU İŞTEN ZENGİN OLANINI DUYMADIM"

Lüle taşının bulup çıkarmanın göründüğü kadar kolay olmadığını anlatan Tuncer şunları söyledi:

"Evimizin geçimini bu işten sağlıyoruz. Allah bereket versin, zengin de etmedi aç da koymadı. Kimseye muhtaç olmadan yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Üç çocuğum var, iyi kötü okuttum bu işleri yaparak. Bulduğumuz günler de oldu, bulamadığımız günler de çok oldu. Göründüğü gibi kolay bir iş değil. Bir sene ben yaşadım, 8 ayda evime 100 lira para götüremedim. Sağda solda iş aradım öyle günümü geçirdim. Azıcık rahatlayınca yine bu işleri yapıyoruz. Bugün bereket versin yine de en azından yevmiyemizi aldık. İyi, güzel parçalar çıktı. İyi kötü ekmek parasını çıkarttık. Taşı bulmak çok zor. Bu işten zengin olanını duymadım. Bu işi yapıp da ihya olanını duymadım. Bir sene kazanmış, ertesi sene arayacağım diye önceki kazandıklarını yemiş."

"BİR EVİN GEÇİMİNİ SAĞLAYACAK MESLEK DEĞİL

"Eskişehir'de yerin altından çıkarıldıktan sonra ustalar tarafından işlenen lüle taşları çoğunlukla pipo ve hediyelik eşya haline getirilerek dükkanlarda satılıyor. Ancak pandemi nedeniyle şehre turistlerin gelişi durunca, satışlar da azaldı. Birçok esnaf lüle taşı hediyelik eşya dükkanlarını açmaz oldu. Atlıhan El Sanatları Çarşısı'nda lüle taşı hediyelik eşya satan Meliha Öztopçu, mesleğin zor bir dönemden geçtiğini ifade ederek:

"Bu meslek babamızın mesleği. Babam şu an 85 yaşında, bu mesleği 60 yıldır yapıyor. Nikotini çeken bir taş olduğu için pipo yapılır. Kalan parçalardan da tespih, takı, biblo, zarf açacağı, satranç takımları yapılıyor. Bizim isteğimiz bunun sadece pipo ile sınırlı kalmaması. Çok farklı ürünler yapılabilir ama bunları yapacak ustalar maalesef Eskişehir'de yok. Usta başka iş buluyor, kalan zamanında lüle taşı işliyor. Çünkü bu bir evin geçimini sağlayacak bir meslek değil" şeklinde konuştu.

FESTİVALİ DE VAR

Eskişehir'in en önemli geleneksel el sanatları arasında yer alan lüle taşı için Odunpazarı Belediyesi 2 yıldır lüle taşının diğer adı olan 'Deniz Köpüğü' ismiyle festival düzenliyor. Tarihi Odunpazarı evlerinin bulunduğu meydanda yapılan festivalde lüle taşı ustaları kurulan stantlarda el becerilerini göstererek, hediyelik eşyalar üretip satıyor. Festival bu yıl pandemi nedeniyle yapılamadı. Lüle taşından yapılan aralarında pipo, tespih ve biblo gibi süs eşyalarının da bulunduğu ürünler dükkanlarda özel siparişler hariç 10 TL'den 500 TL'ye kadar değişen fiyatlarla satılıyor.