Son yıllarda dünya genelinde bilgisayar, akıllı telefon ve buna bağlı olarak internet kullanımı oldukça arttı. Ancak bu durum, zaman zaman gizlilik endişerini de beraberinde getiriyor.

Kaliforniya ve Brandman üniversitelerinde yapay zeka konusunda dersler veren Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Araştırmacısı Zafer Acar, "Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla, yüksek düzeyde veri paylaşımı yapılmaya başlandı. Hal böyle olunca çok yüksek veri ortaya çıkıyor.

"BİLGİSAYARLAR YETMİYOR"
Bu verileri zamanında analiz ederek bir sonuca ulaşılması için bir bilgisayar yetmiyor. Böyle olunca normal programlama dilleri çöküyor. Önceden bilgisayar programcılığı çok yaygındı. Veri tabanında veri duruyor ve program yazılıyordu ardından bir sonuç çıkıyordu.

"YAPAY ZEKA HIZLANDIRIYOR"
Ancak yapay zekaya geçtiğimizde ise veri var, biz birkaç tane sonuç veriyoruz ve programı yapay zeka hazırlıyor. Böyle olunca bilgisayar programıyla aylar yıllar sürecek projeler birkaç milisaniyede bitebiliyor.

Burada çok büyük bir değişim ve gelişmeden bahsediyoruz. İnsanlığın hayatını değiştirebilecek bir devrim niteliğinde bir gelişme. Böyle olunca işlerimiz hızlanıyor, şirketlerini masrafları ve israfları azalıyor." ifadelerini kullandı.

2 KİLOMETREDE BİR İZ BIRAKIYORUZ
İnsanların yapay zeka uygulamaları ve teknolojik aletleri kullanarak sürekli dijital iz bıraktığına dikkati çeken Acar, "Artık her 2 kilometrede bir dijital iz bırakıyoruz. Ya cep telefonumuz iz bırakıyor, ya petrol istasyonlarının kameralarına takılıyoruz ya MOBESE kameralarına takılıyoruz ya da kendimiz bilerek ve isteyerek sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapıyoruz. Orada konum bilgilerimiz ve nerede olduğumuz yazılıyor, kaydediliyor.

Bunun yanında fotoğraflarımızın arka planlarındaki her şey tüm nesneler tanınıyor ve bunların ne olduğu veri tabanlarına kaydediliyor. Yani sürekli bir dijital iz bırakıyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.