ŞIRNAK - Damlarca köyünde 1993 yılında askerler tarafından katledildikleri iddia edilen vatandaşların yakınları söz konusu tarihte köylerinde yaşadıkları vahşeti anlattılar.
 
Damlarca köyü sakinlerinden Mehmet Erbay`ın, askeler tarafından köylerine açılan top ateşi sonucu kızı Hediye Erbay(20) ile birlikte 3 kişinin öldüğünü iddia ederek suç duyurusunda bulunması üzerine Cizre Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Damlarca köyü mezarlığında bugün kazı çalışması yapıldı.
 
Kazı çalışması sonucu mezarlıktan çıkarılan 3 ceset incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
 
Köylerindeki kazı çalışmalarından sonra İLKHA konuşan Mehmet Erbey, 1993 yılında Kilise Dağında bulunan köylerine açılan ateş sonucu 3 kişinin hayatını kaybettiğini 2 kişinin de yaralandığını söyledi. Köylerinde yaşanan vahşeti anlatmamaları için tehdit edildiklerinden ifade eden Erbey, bu nedenle şikayetlerini bu güne bıraktıklarını söyledi.
Erbey, köylerinde yaşanan olayı şöyle anlattı:
 
"Bir günlük damadı öldürdüler"
"Olay günü hayvanlarıma yem verdikten sonra eve geldim ve yemek yedim. Birden top sesleri geldi. Ben de hemen dışarı çıktım. Baktım köy etrafına vurdular. Top ve silah sesleri geldi. Silah sesleri hiç susmadı. Biz kaçmaya başladık ve köyün yarısından fazlası köy camisine sığındı. Hatta bizim eve 50-60 köylü sığındı.
Bizim evin damından bir mermi içeri girdi ve merminin geldiği tarafta kimse olmadığı için Allah bizi korudu. Bir müddet sonra top sesleri kesildi. Ben dışarı çıktım ara sokakta kızımı öldürdüler. Komşum olan Abdurezak`ın kızı Mahfuza Sezgin`i( 8) öldürdüler ve Ahmet adlı köylünün oğlu Mehmet sezgin (20) öldürdüler. Mehmet, o gün damat olmuştu Ben ara sokaktan tekrar eve döndüm ve yolda Ahmet`in oğlu adeta taşların arasına girmişti ve orda can vermişti. Onu oradan taşların arasından çıkardık. Ahmet`in oğlunun kafatası gitmişti. Adeta paramparça olmuştu.O gece cenazelerimizi köy camisine güttürdük. Sabahleyin geldik hayatını kaybeden çocuğun diğer parçalarını topladık. Ayrıca köyde iki kişi de yaralandı."
 
"Bu davayı açarsan seni öldürürüm"
Köylerindeki olaydan uzunca bir süre sonra suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden Erbey, "Başımıza gelenlerin hepsini savcılığa anlatım ve suç duyurusunda bulundum. Bir müddet zaman geçtikten sonra oğlum Güçlükonak ilçesine gitti. Güçlükonak`ta bulunan yüzbaşı benim oğluma dediki `sen bu davayı açsan seni öldürürüm.` Babana söyle bu davadan vazgeçsin. Oğlum Cizre`ye gelerek bana söyledi. Baba `sen bu davadan vazgeçmesen beni öldürürler.` Ben de Güçlükonak İlçesine gittim ve yüzbaşı rütbesinde olan askeri komutana dedim `tamam ben davayı durduracağım.` Komutanı ikna etim yoksa oğlumu öldürecekti. O yüzbaşının tayini çıktı ve gittikten sonra tekrar savcılığa geldim davayı başlattım ve bu olayın aydınlatmasını istiyorum."dedi.
 
Erbey, "Daha sonra savcılık bizi çağırdı. Bizde gittik savcılığa beraber köy mezarına gittik. Ölen 3 kişinin mezarını açtı ve kemikleri çıkardı. Savcılık soruşturma kapsamında kemikleri adli tıpa gönderildi. Bizde bekliyoruz. Kemikler geldikten sonra defnedeceğiz. Bizde bu davanın takipçisiyiz. Bu davadan vazgeçmeyeceğiz." İfadelerini kullandı.
 
Köylerine düzenlenen saldırının emrini kimin verdiğini sonra öğrediğini ifade edem Erbey " Olaydan sonra ben köyden Konya`ya çalışmaya gittim. Daha sonra Şırnak ta görevli Tugay Komutanı beni buldu ve Güçlükonak`a çağırdı. Ben de geldim, onun isteği üzerine köy kurucusu oldum ve 6 aile ile birlikte tekrar köye yerleştim. Selahattin, o dönem tugay komutanı idi. Gabar Dağı`nda bulunan Akcay Tugay Komutanı idi. Bizde köyde kalıyorduk. Bir gün bizim köydeki askeri birliğin komutanı yüzbaşı beni çağırdı. Karakola gelmemi istedi, bende gittim. Askeri bölüğe geldim ve komutanla beraber cay içtim. Baktım bölüğe askeri bir araç geldi. Biz de ayağa kalktık, yanımıza geldi oturdu biraz muhabbet etik. Muhabbet esnasında gelen rütbeli Yüzbaşı`ya dönerek, `Bu Damlarca köyü olayını ben yaptım. Ben tank ve topların emrini verdim. Ben bu köyü alt üst edecektim. Ama köylünün şansı çalıştı.` Ben bu olayı da savcılığa anlattım. O zaman köyde kalan yüzbaşının ismini unuttum. Bu gelen komutan o şekilde konuştuktan sonra oradan ayrıldı. Ben de Yüzbaşıya dönerek onun ismini sordum. Yüzbaşı da bana dönerek bu Cizre`de kalan Cemal Temizöz. Cizre`deki binbaşı diye söyledi. Ben savcılığa da hepsini anlattım." İddiasında bulundu.
 
Sürecin bu noktaya gelmesinden memnun olduklarını ifade eden Erbey, "Savcı Beye çok teşekkür ederiz. Bu olayın üzerinde durduğu için çok mutluyuz Savcı Beye teşekkürlerimizi iletiyoruz. Şimdi dava açabiliyoruz eskiden zülüm ve zalimce uygulamalar vardı, şimdi o yok. Şimdi dava açabiliyoruz eskiden o kadar çok zülüm vardı ki dava açmaya bile korkuyorduk." İfadelerini kullandı. (Abit Dündar -İLKHA)