Geo News kanalının kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, Pakistan Başbakan Danışmanı Mirza Şahzad Akbar'a yazdığı mektupta, ülkesinin Şerif konusunda uluslararası hukuka bağlı olduğunu ve yasal ilkelere aykırı hareket etmeyeceğini belirtti.
Patel, mektubunda, Londra yönetiminin Pakistan'ın suçluların iadesi kapsamında yapacağı resmi bir talebe, İngiltere hukukunun hükümleri altında tüm dikkatini vereceğini kaydetti.
İslamabad yönetimi, şu ana kadar İngiltere'den Şerif için suçluların iadesi kapsamında resmi bir talepte bulunmadı.
Pakistan, İngiltere'nin İslamabad'daki Büyükelçiliği'ne teslim ettiği mektuplarda Londra yönetiminden Şerif'in sınır dışı edilmesini talep etmişti.
Şerif'in iadesi konusu iki ülke arasında tansiyonu yükseltmişti.
Pakistan, 20 Ekim'de, İngiltere'den yasa dışı göçmenleri taşıyan bir uçağın ülkeye inmesini kabul etmemişti. Göçmenleri taşıma maliyeti Londra yönetimine 300 bin Euro'ya mal olmuştu.
İslamabad yönetimi, göçmenleri taşıyan uçağın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kurallarına uymadığını belirtmişti.
Şerif "adalet kaçağı" ilan edilmişti
2 Aralık'ta İslamabad Yüksek Mahkemesi, yolsuzlukla yargılandığı davalara katılmayan eski Başbakan Şerifi "adalet kaçağı" ilan etmişti.
1 Eylül'de Yüksek Mahkeme, tedavi için Londra'da bulunan Şerif'in yargılandığı yolsuzluk davası duruşmasında bulunmaması halinde "kaçak" ilan edileceği uyarısında bulunmuştu.
Mahkeme, 15 Eylül'de de Şerif hakkında "tutuklama" emri çıkarmıştı.
Pakistan, 3 Mart, 5 ve 22 Ekim'de, İngiltere'ye Şerif'in iade talebini içeren 3 mektup göndermişti.
Hakkında 3 dava açıldı
Panama'da bulunan "off shore" hesaplarına ait bilgilerin paylaşıldığı "Panama Belgeleri" skandalında adı geçen Şerif, 2017'de Anayasa Mahkemesince görevinden alınmıştı.
Şerif hakkında, "kaynağı belli olmayan paralarla yatırım ve satın alma işlemleri yaptığı" iddiasıyla 3 yolsuzluk ve rüşvet davası açılmıştı.
Bunlardan ilki olan Avenfield davası kapsamında, Şerif ve ailesi, yolsuzluktan elde ettikleri paralarla Londra'da lüks daireler almakla suçlanmıştı.
Temmuz 2018'de sonuçlanan davada, Şerif 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış ancak 2 ay sonra adil yargılanmadığı ve delillerin yeterli olmadığı gerekçesiyle yeniden yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Şerif, aynı yıl aralıkta ise Aziziye Demir Çelik Fabrikaları davasında 7 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Eski Başbakan'ın Suudi Arabistan'daki bu fabrikanın gerçek sahibi olduğu belirtilmişti.
Şerif hakkındaki Çaudri Şeker Fabrikaları davasında ise Ekim 2018'de tutuklu yargılama kararı çıkmış, Şerif'in cezaevinden alınarak Ulusal Mali Sorumluluk Bürosunda (NAB) tutulmasına hükmedilmişti.
10 ay cezaevinde yatan Şerif, Kasım 2019'da sağlık sorunları nedeniyle tedavi görmesi için 2 aylığına serbest bırakılmıştı.
Yüksek Mahkeme, tedavi için cezaevinden 8 hafta ayrılmasına izin verilen Şerif'in, bu sürenin en fazla 4 haftasını yurt dışında geçirilebileceğine ve tedavisi için yurt dışında geçireceği sürenin doktorların talebiyle uzatılabileceğine hükmetmişti.
Bu kararın ardından Kasım 2019'da tedavi için Londra'ya giden eski Başbakan, hala Londra'da bulunuyor.