Teknolojinin gelişmesiyle beraber insanların günlük yaşantısında televizyon, telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletler önemli yer tutmaya başladı. Teknolojik gelişmeler insanların günlük yaşantısını kolaylaştırmasının yanı sıra kontrollü olarak kullanılmadığında birçok sorunu da beraberinde getiriyor.
Özellikle son zamanlarda bütün dünyayı etkisi altına alan Coronavirus (Covid-19) pandemisi süresince karantina ve uzaktan eğitim gibi nedenlerden dolayı televizyon, telefon, tablet, bilgisayar ve internet kullanımı da büyük oranda arttı.
Uzmanlar, okullarda yüz yüze eğitime verilen aranın ardından uzaktan eğitime başlanmasıyla birlikte hem çocukların hem de yetişkinlerin teknoloji kullanım sürelerindeki artışın teknoloji bağımlılığını ortaya çıkarabileceğine dikkat çekiyor.
Televizyon, telefon, tablet ve telefon gibi sanal ortamlara bu dönemde kontrolsüz bir biçimde maruz kalan çocuklarda, dikkat ve öğrenme sorunlarının ortaya çıkabileceğine dikkat çeken uzmanlar, ayrıca çocukların beyin, sosyal ve dil gelişimini sekteye uğratabildiğini ifade ediyor.
Uzaktan eğitim sürecinde çocuk ve gençlerin internette geçirdikleri sürenin planlı ve kontrollü olması konusunda ebeveynleri uyaran Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Gökçen, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, teknolojik aletlerin mutlaka ebeveynlerin kontrolünde kullanılmasını tavsiye etti.
Gökçen, uzaktan eğitimin yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla beraber bilgisayar, televizyon, cep telefonu ve tablet gibi teknolojik cihazların başında geçirilen sürenin olağandışı seviyede arttığına dikkat çekti.
Uzaktan eğitim sürecinden dolayı çocukların ve gençlerin bilgisayar, televizyon, cep telefonu ile tablet gibi teknolojik cihazları daha yaygın kullandıklarını belirten Gökçen, “Pandemide iki tane önemli unsur var. Bir tanesi eğitim çevrimiçi yapıldığından dolayı çocukları elektronik cihazlardan uzak tutmamızın mümkün olmamasıdır. İkincisi de çocukların elektronik cihazları bazen ders yerine başka durumlarda da kullanmasıdır. Bu ikisi arasındaki dengeyi ailelerin gerçekten çok iyi sağlamaya çalışması gerekiyor. Aslında sorunların başında da bu geliyor. Biz, ailelere ‘Elektronik cihazı alın.’ diyoruz ama aileler, ‘Hocam dersler çevrimiçi olarak yapılıyor, tablet ve telefonun çocuklarımızın ellerinde olması lazım.’ diyorlar. Bu konuda ailelerin yapması gereken; bir defa sıkı bir takip ve kural koymalarıdır. Çevrimiçi derslerini saatleri belli ve çevrimiçi ders dışında çocuğun yapması gereken testtir, ödevdir. Bunların da süreleri bellidir. Buradaki en önemli problem ailelerin bunları takipte sıkıntı yaşamalarıdır.” dedi.
Telefon, tablet ve bilgisayarları, çocukların eğitim dışında kullanmamaları gerektiğini ifade eden Gökçen, “Lise çağı biraz farklı ama ilkokul çağında olan çocuklar sürekli tablet ile ilgileniyorsa ve sürekli oyun oynuyorsa orada sorunlu bir çocuktan ziyade o evde kural koyması sorunlu bir ebeveynin olma ihtimali daha yüksektir. Bundan dolayı ebeveynlerin bir kere kural koyması gerekiyor. Kural koymamadaki en büyük sıkıntıda pek çok ebeveyn elektronik, tablet ve buna bağlı süreçlerin çocuğa ne kadar zarar verebileceğinin farkında değil, bunu çok önemsemiyorlar. Bir nevi çocukları kendilerinden uzak tutmak için de elektronik cihazları kullanabiliyorlar. Yani ‘Çocuk tablet ile oynasın, bana sorun çıkartmasın, ben işimi kolay yapayım ya da dinleneyim’ anlayışı var. Fakat çocuklar ise bu durumu öğrenince tablet ve diğer elektronik cihazları alabilmek için daha çok sorun çıkartıyorlar. Çocukları bu kısır döngüye sokmamak gerekiyor. Kurallarımızı baştan belirleyeceğiz ve o kuralları uygulayacağız. Çocuk da evin içinde sorun çıkartarak, ‘Annemi ve babamı biraz sıkıştırırsam bana daha çok tablet verir veya tablete yönelebilirim’ şeklinde çocukları bu yola sokmamak gerekiyor. O yüzden kurallarımızı koyduk, kuralımızı çocuk ne sorun çıkartırsa çıkarsın değiştirmemeye çalışmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Ebeveynlerin çocuklarına teknolojik cihazları kullandırırken mutlaka bir süre belirlemeleri gerektiğini belirten Gökçen, “Her çocuk için uzmanların önerdiği süreler var. 0-3 yaş için hiç ekran önermiyoruz. 3-6 yaş için yarım saat, 6-12 yaş aralığı için bir saat veya ergenlik döneminde de bazen yaklaşık 2 saat önerilebiliyor ama pandemi döneminde tabi ki bir miktar bu saatleri arttırabiliyoruz. Çünkü çocuklar gün boyunca evde kalıyorlar. Pandemi sürecinde yarım saatlik süreyi bir saat, bir saatlik süreyi 2 saat yapabiliriz. Burada önemli olan çocuğun kontrolünü kaybetmemesi, çocuğun sürekli ekrana maruz kalmasını istemiyoruz. Çocuğunuzun elektronik cihazları kullanmasına bir saat izin veriyorsanız, bu saatleri de ikiye bölmeniz gerekiyor. Bu hem çocuğun göz sağlığı için faydalıdır hem de kendi kontrolünü kaybetmemesi açısından faydalıdır. Ailelerin elektronik cihazların kullanımı için bir süre belirlemesi gerekiyor. Bu süreyi belirledi ve bu süre için de bir saat belirlemesi gerekiyor. Bu süre ve saati anne ve babanın bir ders hassasiyetinde kontrol etmesi gerekiyor. Bu noktada benim gördüğüm en büyük sıkıntı ebeveynlerin kontrolünde ciddi problem var. Çocuk zaten bu boşluğu görünce o boşluğu elinden geldiği kadar kendi çıkarına daha fazla oyun oynayabilmek için kullanıyor. Bundan dolayı ebeveynlerin çocuklarının elektronik cihazları kullanması için saat ve süre belirleyecek, bu süreye de çocuklarını çok net bir şekilde uyduracaklar.” şeklinde konuştu.
Ebeveynlerin çocuklarının teknoloji bağımlısı olmaması için bazı kurallar belirlemesinin gerekliliğine işaret eden Gökçen, şunları söyledi:
“Çünkü çocukluğun erken döneminde koyamadığımız kuralları biz ortaokulun sonlarında ve lisede hiç koyamayız. O yüzden erken yaşlarda başlayıp çok sıkı ve net şekilde bu kuralları koymamız gerekiyor. Çocuk eline tablet aldığında bir veya iki saatlik sürede ne yapıyor? Bunu da mutlaka kontrol etmemiz gerekiyor. Çünkü çok masum gibi görünen oyunlar ve sosyal medya tarzındaki platformların altında çok ciddi tehlikelerin yattığını görüyoruz. Bu durumla biz sürekli karşılıyoruz. Ardından pek çok adli vakalar çıkabiliyor. Bundan dolayı mutlaka çocuğumuzu ne yaptığını, o süre içerisinde nereye girdiğini, oyun sırasında neler yaptığını ve hiç tanımadığı insanlarla mesajlaşıp mesajlaşmadığını kontrol etmemiz gerekiyor. Bunun için çocuğu ara sıra kontrol etmek, yanında oturmak, ne yaptığını izlemekte faydalı olabilir. Örneğin biz hiçbir çocuğun odasında ekranla maruziyetini çok tavsiye etmiyoruz, özellikle küçük yaştaki çocuklar için hiç tavsiye etmiyoruz. Çocuk odasına girsin ve 3 saat hiç çıkmasın, bu çok uygun değil. Oyun mu oynamak istiyor, o halde çocuk oturma odasında anne ve babasının yanında oyun oynayabilir. Annesi mutfakta yemek hazırlarken oyun oynayabilir. Olabildiğince çocuğu ekran maruziyeti sırasında bizim de kontrol etmemiz gerekiyor. Ekran kullanımı konusunda çocuk hem sizin tarafınızdan kontrol edildiğini bilir hem de nereye girip çıktığınızı kontrol ettiğinizi bilirse biraz daha güvenli olur, biraz daha çocuğun kendi otokontrolü de artıyor.”
Teknolojik cihazların kontrollü kullanımı konusunda ebeveynlere daha büyük sorumluluk düştüğünü ifade eden Gökçen, “Şu an özellikle çevrimiçi oyunlar çok tehlikeli. Bu oyunların bağımlılığını uyuşturucu bağımlılığı kadar tehlikeli görüyorum. Çünkü çocukları bu oyunlardan uzak tutmaya çalıştığımızda çocukların bize verdiği tepkiler uyuşturucu bağımlıların verdiği tepkileri ile aynı ve ben bir çocuğun elektronik süresini azaltacağını söylediğimde çocuk terlemeye başlıyor, öfkeleniyor, huzursuz olmaya başlıyor ve oturduğu yerde oturamıyor.” ifadelerini kullandı.
(İLKHA)