MUŞ - Selam-Der`in davetiyle Muş`a gelen araştırmacı yazar Sabiha Ateş Alpat, "Mü`mine kadının sıfatı ve Mü`mine kadın ile iman ilişkisi" adlı bir konferans verdi.

Dernek binasında akşam saat 18.30`da başlayan konferansa bayanlar büyük bir ilgi gösterdi. Konferansta konuşan Alpat, ağırlıklı olarak Mü`mine kadının davetçi kimliği ile sahip olması gereken sıfatlarına değindi.

"Mü`mine kadın sadece Allah`a kulluk eden kadındır"
Konuşmasında Mü`mine kadının, imanının gereklerini yerine getirmesi noktasında çok hassas bir çizgide olduğunu ve bu anlamda çok hassas davranması gerektiğini belirten Alpat, "Gerçekten sizler mazlum bir coğrafyanın hanımlarısınız ve mazlumiyetin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Mü`mine kadın inanmış kadın, inanmış kadın ise sadece Allah`a iman etmiş kadın demektir. Mü`mine kadın, sadece Allah`a kulluk eden kadındır. Sadece Allah`a kulluk edebilmemiz için ise, yalnızca Allah`a iman etmemiz gerekir. Peki, Allah`a nasıl iman edeceğiz? Diye düşündüğümüzde, Kur`an-ı Kerim`e bakmamız gerekiyor. Kur`an-ı Kerim`e baktığımız zaman, Mü`mine kadın olarak sahip olmamız gereken vasıfların neler olduğunu apaçık görebilmekteyiz. Bir kadının `Mü`mine kadın` olarak adlandırılabilmesi için o kadının yalnız Allah`a iman etmesi, Rab olarak yalnız Allah`ı tanıması gerekir. Sonra kulluk edecek merci olarak yalnız Allah`ı bilmesi, Allah`ın en güzel isimleri olan Esmaü`l Hüsna`yı ve sıfatlarını bilip yine Allah`ı birlemesi gerekir ki, ancak o zaman gereği gibi Allah`a iman etmiş olsun" dedi.

"İnsan kıyamet gününde hiçbir mazeret gösteremez"
Dinin direği olan namazdan ve diğer ibadetlerden önce öğrenilmesi gereken hususun iman olduğunu belirten Alpat, Kıyamet günü ibadetlerde yapılan yanlışlıkların affedilebileceği, ancak iman konusundaki yanlışlık ve eksikliklerin affedilmeyeceğini, imanı zedeleyen şeylerden şiddetle uzak durulması gerektiğini vurguladı.

Alpat, "Bilerek veya bilmeyerek, imanı zedeleyen herhangi bir şey yaptığınızda, imanınız zedelenir. Çünkü Allah (c.c.) mealen buyuruyor ki, `Benim huzuruma çıkarılıp, hayatın hesabını verdiklerinde, insanlar için bir mazeret kalmasın diye Kitap ve Peygamber gönderdim.` Bu nedenle kıyamet günü insanın Allah`ın huzurunda hiçbir şey hakkında `Ben bilmiyordum` demeye hakkı yoktur ve böyle bir mazeret öne süremez. Mü`mine kadının görevi, bu istikameti bulması, tanıması ve uymasıdır" dedi.

"Mü`mine kadın olarak, Hz. Peygamber (s.a.v.)`in bu asırdaki kadın temsilcileriyiz"
Mü`mine kadının öncelikli vazifelerin başında, Allah`a karşı edep ve haya içinde olmasının ve Allah`ın emrine muhalif olan her şeyi reddetmesinin geldiğini vurgulayan Alpat, "Mü`mine kadının adabı ilk önce Rabbine karşıdır. İslam`ın insana kazandırdığı adabın gayesi, insanın hayatını Allah`ın istediği bir şekilde yaşamasıdır." dedi.

Mü`mine kadın için tek kanun koyucunun Allah ve hayat rehberinin de Hz. Peygamber olduğuna dikkat çeken Alpat, "Mü`mine kadın hiçbir konuda Hz. Peygamberin sözünün önüne geçmemelidir. Çünkü biz, Mü`mine kadınlar olarak, Hz. Peygamberin bu asırdaki kadın temsilcileriyiz. Kadın olsun, erkek olsun inanan bir insan için ilk sözü de son sözü de, Allah ve O`nun Resulü söyler. Bu manada herkesin hayatını gözden geçirmesi ve kendi kendine `Acaba Allah ve O`nun Resulü, hayatımda gerçek manada söz sahibiler mi?` diye nefis muhasebesini yapması gerekir" şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda kulluğun manasına ve televizyonun tehlikesine vurgu yapan Alpat, "Gerçek manada kulluk söz dinlemek, Allah ve O`nun Resulü`ne karşı itaatsizlik etmemek ve `Mü`min olarak benim Allah ve O`nun Resulü`nün sözünü dinlemekten başka bir seçeneğim yoktur` demektir. Bu asırda kadınlar için en tehlikeli şeylerden birisi de televizyondur ve Mü`mine kadının televizyona karşı dikkatli olması gerekir" dedi.

Konferans, karşılıklı soru ve cevaplarla sona erdi.
(M. Şirin Çağlayan- İLKHA)