Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda, Adalet, Hazine ve Maliye ile Milli Savunma bakanlıklarının 2021 yılı bütçesi görüşmeleri yapıldı.

Görüşmelerde Adalet Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçesi üzerine konuşan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yapılan yargı reformlarına ilişkin bilgi verdi.

AK Parti'nin 3 Kasım 2002'de milletten aldığı demokrasi ve hukuk emanetini iç ve dış vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa, bu odakları eze eze bugünlere getirip yarınlara ulaştırma çabasında olduğunu belirten Bakan Gül, "Yargının; hukukun değil, vesayet düzeninin bekçiliğini yaptığı dönemler geride kalmıştır. O karanlık ve zalim süreçte yargı, toplum mühendisliğinin taşıyıcı kolonu olarak milletin önünde dikenli bir tel örgü gibi kullanılmıştır. Vesayet odaklarının çizdiği tipe uymayan vatandaşlar bu tel örgüye takılmıştır. O dönemin yaralarını sarmaya çalışırken hukuk düzenimiz bu defa 40 yıllık hain bir terör örgütünü karşısında buldu" diye konuştu.

FETÖ'nün, 17- 25 Aralık olaylarının aparatı olmaktan da ötesinde, bizatihi faili olduğunu söyleyen Gül, "Bu süreçleri hep beraber, bedeller ödeyerek yaşadık, gördük. Böyle bir yakın tarihi, ortak kaderi yaşamış, görmüş, bilmiş bir ülkenin, vesayetin yerine adaleti koyması tarihi bir dönüşümdür.

Bir ülkede vesayet varsa, orada adalet yoktur. Bizim ilkelerimiz; masumiyet karinesidir, lekelenmeme hakkıdır, suç ve cezanın şahsiliğidir, adil yargılanma hakkıdır. Bunun için, bağımsız, tarafsız, adil ve iyi işleyen bir yargı sisteminin kilit önemde olduğunun farkındayız. Demokrasinin güçlenmesinde, özgürlüklerin genişlemesinde belirleyici olan yine hukuktur" ifadelerini kullandı.

"Yeniliklerimiz, iki koldan eş zamanlı olarak gerçekleşmektedir"

İnsan haklarının güçlendirilmesi ve özgürlüklerin artmasının sadece bir mevzuat meselesi olmadığını kaydeden Bakan Gül sözlerine şöyle devam etti:

"Sadece hukuk disiplininin konusu da değildir. 2019 Mayıs'ında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi de yakın zamanda milletimizle paylaşacağımız İnsan Hakları Eylem Planı da işte bu anlayışa dayanmaktadır. Güven veren ve erişilebilir adalet vizyonuyla, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla hazırlanan bu belgelerle hukukun öngörülebilir olmasını, adalete erişimin kolaylaştırılmasını ve adalet sistemine duyulan güvenin artırılmasını amaçlıyoruz.

Özgür birey, güçlü toplum için 83 milyondan bir kişinin bile kendisini kenarda hissetmeyeceği daha demokratik bir ülke, daha kalkınmış bir Türkiye için reformlar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Birçok hedefe, yüce Meclisimizin siz değerli üyelerinin katkılarıyla çok kısa bir sürede ulaştık. Reform irademizi yasal zemine taşıyan değerli milletvekillerimize bu vesileyle şükranlarımı sunuyorum.

Yargı Reformu Strateji Belgemizin 19 aylık uygulama döneminin yarıya yakını salgına denk gelse de önemli sonuçlar aldık. Yeniliklerimiz, mevzuat değişiklikleri ve idari faaliyetler olmak üzere iki koldan eş zamanlı olarak gerçekleşmektedir. Önümüzdeki dönemde, hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasının 100 bin olarak güncellenmesi konusunda YÖK'ten yeni bir talepte bulunduk. Başarı sıralamasının daha da yükseltilmesine ilişkin çalışmalarımız YÖK'le iş birliği halinde devam edecektir."

"Hedefimiz e- Duruşmanın ülke genelinde uygulanabilir olmasıdır"

Gül, 28 Temmuz 2020'de yürürlüğe giren Üçüncü Yargı Paketiyle hayata geçen yenilikleri de şöyle anlattı:

"Hukuk mahkemelerinde e- Duruşma uygulaması gibi yenilikler hayata geçti. Çağımız bilgi ve teknoloji çağıdır. Bu gerçeğe uygun şekilde adalet hizmetlerinde dijital dönüşüme hız kesmeden devam edeceğiz. e- Duruşma 15 Eylül'de pilot uygulama olarak başlamıştı.

Avukat meslektaşlarımızdan çok olumlu geri dönüşler aldık. Bu hafta itibarıyla 30 büyükşehirde 260 mahkemede uygulanmaya başladı. Hedefimiz e- Duruşmanın ülke genelinde uygulanabilir olmasıdır. Yargılamanın kolaylaştırılması ve sadeleşmesi konusunda icra- iflas mekanizmasına da önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda, vatandaşlara yansıyan icra harç ve masraflarının azaltılması, borçluya hacizli malını satma hakkı verilmesi gibi değişiklikleri içeren önerilerimizi tamamlamış bulunmaktayız.

Bu yıl, tüm dünyayı saran salgının zorlu koşullarına rağmen adalet hizmetlerini en etkin şekilde sunmaya çalıştık. Bu bağlamda öncelikle, 'geç gelen adalet, adalet değildir' anlayışıyla makul sürede yargılanma hakkını güçlendirmeye devam ettik. Yargı sistemimize önceki yıl kazandırdığımız 'Yargıda Hedef Süre' uygulamasının olumlu sonuçlarını önümüzdeki dönemde almaya başlayacağız."

Adli Tıp Kurumu işlemlerinde de hedef süreyi 1 Ocak 2021 itibariyle başlatacaklarını duyuran Adalet Bakanı Gül, "Yine 1 Ocak 2019'dan itibaren uygulamaya başladığımız elektronik tebligat, yargılamaların hızlanmasına hizmet eden önemli bir araçtır. Vatandaşımız bu sayede kendilerine ilişkin tebligatlardan anında haberdar olabilmektedir. İki yıllık uygulamada 40 milyonun üzerinde e- Tebligat gönderimi yapılmıştır. Böylece kamu kaynağından 600 milyon lira gibi bir tasarruf sağlanmıştır. Ayrıca 28 bin 360 ağaç da kesilmekten kurtulmuştur.

Davaların makul sürede bitirilmesi kadar yargıya güveni etkileyen bir diğer unsur da kişilerin beklenmedik kısıtlamalarla karşılaşmasıdır. Bu sorunu çözmek için İstanbul Havalimanı'nda Savcılık ve Asliye Ceza Mahkemelerini faaliyete geçirdik. Hakim ve Cumhuriyet savcıları orada yargı hizmetini 7 gün 24 saat kesintisiz sunmaktadır. Bu hizmetin verilmeye başlandığı tarihten itibaren yaklaşık 5 bin kişinin işlemleri havaalanında tamamlanmıştır" dedi.

Eylem planı

Adalet Bakanı Gül, hazırlıkları süren yeni hukuk reformuna ilişkin de şu bilgleri paylaştı:

"Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da reform irademizin arkasındayız. Hukuk devleti; demokrasiyi, insan onurunu koruyan, insan hak ve özgürlüklerini teminat altına alan; tüm işlemlerinde kendisini hukukla bağlı sayan devlettir. Bu anlamda hukuk devleti ilkesini; ifade özgürlüğü, hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkı gibi anayasada teminat altına alınan tüm haklar bakımından güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planımızın nihai hedefi hukukun üstünlüğünü güçlendirmektir.

Eylem Planımız, hem mevzuatımızı iyileştirecek düzenlemeleri hem de uygulamayı geliştirecek faaliyetleri kapsayacaktır. İnsan haklarına dayalı hukuk devleti anlayışımızın güçlendirilmesi, eylem planının temel hedefidir. Hukukun üstünlüğünü her alanda hâkim kılan bir uygulama anlayışı, insanımızı haklarıyla yaşatmaya dair en büyük güvence olacaktır. Hangi reformu, hangi yeni düzenlemeyi yaparsak yapalım, aslolan uygulamadır. İyi reform, iyi uygulama ile hayat bulur. Amacımız, ileri demokrasilerin tam merkezinde yer alan büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmektir."

Bakan Gül'ün konuşması sırasında AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında arbede yaşandı. Gül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) kararlarından bahsederken, "HSK'nın 15 Ocak 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ilke kararına göre, uygulamanın insan hakları duyarlılığı terfilerde dikkate alınacaktır. Bu konuda AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları belirleyici olacaktır. Keza, temel hakların korunması konusunda uygulamanın gayreti de, terfi kriteri olarak eklenmiştir. Bu kapsamda, HSK nezdinde Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in ihlal kararlarını tetkik eden yeni bir birim oluşturulmuştur. Bu uygulamanın, yargısal işleyişte insan hakları hassasiyetini artıracağına inanıyoruz. Ayrıca, hakim ve savcı yardımcılığı kurumunun sisteme kazandırılmasına yönelik çalışmalarımız hazırdır" şeklinde konuştu.

Bu sırada CHP'li Sezgin Tanrıkulu, oturduğu yerden kalkarak, Bakan Gül'e tepki gösterdi. "Enis Berberoğlu kararında neredeydiniz" diye bağıran Tanrıkulu, Gül'ün konuştuğu kürsüye doğru yürüdü. Bunun üzerine AK Parti milletvekilleri de tartışmaya dahil oldu.

AK Parti’li Hamza Dağ'ın da CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun üzerine yürümesi üzerine arbede yaşandı. Araya giren milletvekilleri kavgayı engelledi. Verilen aranın ardından görüşmeler kaldığı yerden devam etti.

"Bizim onurlu hakimimize cezaevinde diyemezsiniz"

Bakan Gül, aranın ardından muhalefetin eleştirileri üzerine şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmasını öngören düzenlemeyi yine biz getirdik. 'Binlerce hakim, savcı cezaevinde' diyorsunuz. Binlerce hakim cezaevinde değil, FETÖ'cü teröristler cezaevinde. PKK ile omuz omuza çalışan, FETÖ ile PKK terör örgütünün mensupları cezaevinde. Bizim onurlu hakimimize cezaevinde diyemezsiniz. Çünkü o Anayasa'ya bakar, Kandil'e bakmaz, Pensilvanya'ya bakmaz.

Kaynak: dha